T24/ANKARA Hülya Karabağlı
Ankara Borusu, müracatından itibaren seferber ettikleri adli desteğe rağmen hakkında koruma kararı çıkarılmadığı için boşandığı eşi tarafından öldürülen Ayşe Paşalı'nın cinayeti nedeniyle açılan ceza davasını takip ediyor. Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi, Kadın Hakları Merkezi Koordinatör üyesi avukat Özgün Şimşek, T24'e, "Ankara Barosu olarak, Ayşe Paşalı cinayeti nedeniyle açılan ceza davası bizzat Ankara Barosu Başkanı avukat Metin Feyzioğlu'nun müdahale talebi ile Ankara Barosu'nca ve Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi avukatlarca takip edilmekte" dedi. Baro, T24'e korkutan manzarayı çizdi:
·Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suç
-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ nin, kadını aile içi şiddetten etkili korumadığı için mahkum ettiği tek Ülke Türkiye
-En az üç kadından biri dövülüyor.Cinsel ilişkiye zorlanıyor.
-Kadınları aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimse suistimal ediyor.
-Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din gözetmiyor“Cinsiyetçi egemen bakış”Yasalara rağmen kadına uygulanan şiddetin önüne geçilemediğine dikkat çeken Şimşek, "Cinsiyetçi zihniyetin egemen olduğu , kadın üzerinde her türlü uygulama yapmayı kendisine hak gören erkeğin zihniyeti ile bu uygulamaları normal yaşamın bir parçası olarak gören kadının zihniyeti değişmediği sürece, kadının karşılaştığı şiddetin oranı azalmayacak" dedi.
10 bin başvuru Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi kadına yönelik şiddet konusunda eğitimli 130'a yakın kurul üyesi kadın avukat gönüllü olarak danışmanlık yapıyor. Kadın Hakları Merkezi'ne kurulduğu 13 yıldan bu yana 10binin üzerinde başvuruda bulundu.Bu başvurular arasında yapılan değerlendirmede başvuranların yüzde 80'ne yakını dar gelirlilerden oluşuyor. Yüzde 10'u üniversite/yüksek okul mezunu.
Aile içi şiddet nedeniyle hukuksal yardım istemi ilk sırada. Kadınlar, boşanma ve nafaka davasında bilgi, psikolojik ve cinsel taciz nedeniyle yardım istedi.
Merkezin Türkiye ve dünyada kadının durumunu ortaya koyan çalışması şöyle:
TÜRKİYE MAKUM:Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ nin, kadını aile içi şiddetten etkili korumadığı için mahkum ettiği tek Ülke Türkiye. Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suç.
DOĞAR DOĞMAZ DA ÖLDÜRÜLÜYOR: Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak “kayıp” (yok) görünüyor. Ya doğar doğmaz öldürülüyor. (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamıyor.
CİNSEL KÖLELİKTEN 12 MİLYAR DOLAR KAZANÇ: Fuhşa zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700 bin ila 4 milyon arasında. Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyar dolardır.
SAVAŞ KAYBINDAN DAHA ÇOK: Küresel olarak, on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar, kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan daha ziyade, erkek şiddetinin sonucu hayatını kaybediyor ya da sakatlanıyor.
EN AZ ÜÇ KADINDAN BİRİ: En az üç kadından biri dövülüyor. Cinsel ilişkiye zorlanıyor.Hayatı boyunca başka türlü suiistimal ediliyor. (tecavüz, kötü davranış).
SUÇLU YAKINLARI: Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kişi. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suiistimal biçimi.
SİSTEMATİK TECAVÜZ: Sistematik tecavüz yeryüzündeki birçok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Ruanda soykırımı (1994) esnasında 250 bin ila 500 bin kadının tecavüze uğradığı tahmin edililyor.
ŞİDDET VE HIV BAĞLANTILI: Araştırmalar, kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı gösteriyor. HIV bulaşmış kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıkları, şiddet kurbanlarının da HIV bulaşma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.'AKP'li Fatma Şahin: Kadını dövmek değil, tehdit bile suç sayılacak' haberini okumak için tıklayın