Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Yargıtay’ın Enes Kara dosyasını kapatmasını değerlendirdi. Yanık, “Bizim suçta ve cezada kanunilik ilkemiz vardır. Bir fiilin suç olması için bir takım davranış biçimlerinin, kasıt olacak, sebep-sonuç ilişkisi olacak, somut bir fiilinin olması lazım. Enes Kara intihar eden bir kardeşimiz. Orada bir sorumlunun olması için intihara yönlendiren birinin olması lazım. Ortada bir suçun olmaması bir meselemizin olmadığı anlamına gelmiyor. Bir soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verilebilir. Öbür taraftan bu çocukların kendi sosyal çevreleriyle, aileleriyle olan iletişimleri, alınacak tutum, bunların hepsi hepimizin ortak meselesi. Enes Kara noktasında da maalesef böyle bir talihsizliğin olduğunu biliyoruz" dedi.
Yanık, Ukrayna'da devlet korumasında olan yetim ve kimsesiz 420 çocuk ile 154 bakıcının Türkiye'ye kabul edildiğini bildirdi.
Bakan Yanık, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla her yıl 2 Nisan'da bu konuya dikkati çektiklerini ifade eden Yanık, Bakanlık olarak otizmle ilgili çalışmaları yoğunlaştırdıklarını söyledi. Erken yaşlarda otizm taramasının önemine işaret eden Yanık, "Otizmin ne kadar erken tanısını koyarsanız çocukların bireysel gelişimine o kadar çabuk müdahil oluyorsunuz ve hayata entegrasyonları da o oranda daha hızlı oluyor. Bu anlamda tanı faaliyetleri çok yoğunlaştığı için doğal olarak geçmişten bugüne baktığımızda ciddi bir otizm sayısının yükselmesi söz konusu. Çünkü tespit ediliyor." dedi.
Farkındalık konusunda ailelerin çocuklarının ilk gelişim sürecini doğru takip etmesinin önemli olduğunu vurgulayan Yanık, otizmli çocukların rehabilitasyonundan kaynaştırma eğitimlerine kadar yaşanan sıkıntıların farkında olduklarını dile getirdi.
Bakan Yanık, ilerleyen dönemde Milli Eğitim Bakanlığı ile otizmli çocuklarla ilgili bir takım güzel haberler vereceklerini duyurdu.
Muhalefet partilerinin "sosyal yardımların artmasının fakirleşmenin de arttığını gösterdiği" yönündeki eleştirilerinin hatırlatıldığı Yanık, sosyal yardımların artmasının yoksullaşmanın sonucu olmadığını belirtti.
Bakan Derya Yanık, AKP hükümetleri döneminde sosyal yardımları talep odaklı olmaktan çıkarıp, arz odaklı olmaya dönüştürdükleri için bu yardımların arttığını, saha personelinin kapı kapı dolaşıp hane bazlı ziyaretler yaptığını, ihtiyacı olanları tespit ederek buna göre hizmet modelleri oluşturduklarını kaydetti.
Çok fazla sosyal yardım yaptıkları için insanların çalışmaya ihtiyacı olmadığına dair eleştiriler geldiğinin altını çizen Yanık, "Bu da doğru değil. Bizim düzenli sosyal yardım yaptığımız kitlenin yüzde 78'i istihdama dahil olamayacak kitle. Bunlar engelliler, yaşlılar ve çocuklar. Dolasıyla fakirleşmeyle ilgisi olmadığı gibi istihdama katılmanın önünde de bir engel teşkil etmiyor." diye konuştu.
Şu anda 48 başlıkta sosyal yardım yaptıklarını aktaran Yanık, 2002 yılında 1,3 milyar lira olan toplam sosyal yardım miktarının, 2020'de 69,3 milyar liraya yükseldiğini bildirdi. Yanık, 2021 yılında sadece bakanlığın 73,9 milyar lira sosyal yardım yaptığını, kamunun sosyal yardım toplamının yüzde 82'sini de kendi bakanlığının gerçekleştirdiğini anlattı.
Yanık, vatandaşlardan tespit ettikleri hatalar ve hak etmeyen bir kişiye sağlanan destekleri de Alo 183, Alo 144, bakanlığın iletişim numaraları ve mail hesapları ile CİMER'den kendilerine ulaştırabileceklerini hatırlattı.
Kadına ve sağlık çalışanlarına şiddet konusunda da konuşan Yanık, şiddetin önüne geçebilmek için her alanda çaba gösterilmesi gerektiğini, bu konuda çok boyutlu çalışma yapma ihtiyacı olduğunu söyledi. Şiddet konusunda son yapılan yasal çalışmanın, kadına yönelik şiddeti fiilen "ağırlaştırıcı sebep" haline getirdiğine işaret eden Yanık, kadına yönelik şiddetin, "nitelikli şiddet" türlerinden birisi haline getirildiğini ifade etti.
Eskiden töre saikiyle cinayet işlemenin hafifletici sebep olduğunu hatırlatan Yanık, şimdi bunu tam tersine çevirdiklerini, kadına yönelik cebir, şiddet fiillerini bu düzenleme ile "nitelikli" hale getirdiklerini aktardı. Yanık, düzenlemenin kadına yönelik suçlarda azalma sağlayıp sağlamayacağına yönelik soru üzerine, hiçbir düzenlemenin tek başına sorunu bütünüyle gidermeyeceğini, bu konunun komplike ve çok boyutlu olduğunu dile getirdi.
Kadın, engelli, çocuk hijyen ürünlerinin lüks sarf malzemesi olmadığının da altını çizen Yanık, bu malzemelere daha ucuz erişilmesi konusunda da çalışmaları olduğunu anlattı.
Nafaka meselesine ilişkin de konuşan Yanık, "süresiz nafaka" diye bir düzenlemenin hukukta olmadığına dikkati çekti.
Bütün boşanma davalarında her çifte nafaka kararı verilmediğini vurgulayan Yanık, şöyle devam etti:
"Çekişmeli boşanmalarda tarafların nafakanın miktarı üzerinde anlaşamadıkları ve mahkeme kararına konu olan nafakaları konuşuyoruz. Bunun da oranı öyle çok yüksek değil. Bu nafaka konusu manipülatif bir şeye de dönüştü. Bunu açık yüreklilikle söylüyorum. Nafakanın bir sorun olduğu gerçeğinden habersiz değilim. Süresiz nafakanın kimi insanlar açısından bir mağduriyete dönüştüğünden habersiz değilim. Bunun özellikle altını çizerek söylüyorum. Ama nafaka üzerinden çok ciddi bir kadın tartışması ve kadınların sosyal, ekonomik, hukuksal haklarının adeta dart tahtası haline getirildiğinin de farkındayım. Nafaka konusu bir mağduriyet oluşturuyor ama bugün hükmedilen nafakaların yüzde 66'sı da ödenmiyor maalesef. Çünkü kişiyi bulamıyorsunuz. Ödeyemeyen de vardır. Sadece ekonomik sebeplerden değil... En son rakamlar, yeni rakamları almadım, mahkeme kararıyla verilen nafaka ortalaması 300-400 lira Türkiye'de. Belki biraz daha yükselmiştir. 400-500 lira olmuştur maksimum."
Yanık, "Nafaka süresiz değil. Yargıtay içtihadını değiştirerek süreli nafakaya hükmedebilir. Bunun altını ısrarla çiziyorum." dedi.
Ukrayna'dan gelen kadın ve çocuklarla ilgili bakanlık olarak yaptıkları çalışmalar sorulan Yanık, şu bilgileri verdi:
"İlk grup bizim Ukrayna'dan aldığımız orada devlet korumasında olan yetim ve kimsesiz çocuklar. 420 çocuk, 154 bakıcı toplam 574 kişi şu anda ülkemize kabul ettiğimiz. Onların tahliye ettikleri çocukları ve bakıcılarını kabul ettik. 574 kişi Antalya, Muğla ve Sakarya'da misafir ediyoruz. Biz ilk günden itibaren özellikle çocuklarla alakalı süreçte İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı münasebetiyle ve Dışişleri Bakanlığı ile Ukrayna Büyükelçisi ile çok yakın temas içerisinde koordinasyonu yapıyoruz."
Bakan Derya Yanık, Ukraynalı çocukların Türkiye'ye kabulü konusunun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın ilk adımıyla başladığını belirterek, "Şu anda ülkemize kabul ettiğimiz 574 kişinin bütün ihtiyaçlarını, hem psikososyal destek ihtiyaçlarını hem de temel ihtiyaçlarını her türlü karşılıyoruz. Bundan sonraki süreçte de acil yardım ihtiyacı olan grupları kabul edeceğimizi zaten ifade etmiştik." ifadelerini kullandı.
Diyarbakır anneleri konusunda da görüşü sorulan Yanık, "Diyarbakır anneleri konusunu başından itibaren çok önemsiyoruz. Türkiye'de terörle mücadelenin toplumsal ve tam da terörün hedeflediği, aslında çok yakın zamana kadar insan kaynadığını devşirdiği bir dinamiğin teröre karşı çok net, keskin bir tavır almasıdır. Çok yeni ve önemli bir başlıktır Diyarbakır anneleri." değerlendirmesinde bulundu.