Yargı süreci Almanya'da olmasına rağmen Türkiye'de de büyük tartışma yaratan Deniz Feneri e.V. davası Alman gazetelerinde de geniş yer aldı.Tageszeitung'un yorumu ise Erdoğan'ın gömleğinin kirlendiği şeklindeydi. Davanın sonuçları, Avrupa basınında şöyle yer buldu: TAGESZEITUNG - TAZ: Deniz Feneri davası, Aydın Doğan'ın Erdoğan'a karşı bir puan alması ile son buldu. Artık paraların AKP'de parti işleri için kullanıldığı tartışılmaz. Rüşvet ve yolsuzlukla mücadele için seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ilk kez ak gömleğinde leke var. BILD: Aşağılık vurgunculara hapis. Vatandaşlarını sosyal bir dernek yardımıyla 18 milyon euro dolandırdılar. Dava kapanmış değil. Frankfurt Savcılığı, Türkiye'de medya kuruluşlarının baş deneticisi olan (RTÜK Başkanı) Zahid Akman hakkında soruşturma yürütüyor. DIE ZEIT: Devlet çamurda. Başbakan Erdoğan, seçime gitse oyların yüzde 50'sini alır. Soruşturma sonucunu beklemek yerine, suçlanan parti arkadaşlarına arka çıktı. Aydın Doğan'la arasındaki mücadele, Türkiye'de gündemi değiştirdi. HANDELSBLATT: Türk derneği Deniz Feneri'ndeki bağış skandalında 5 yıldan 10'ya kadar hapis cezaları verildi. Aynı zamanda Türkiye'nin en büyük medya deneticisi hakkında da yeni iddialar ortaya atıldı. Frankfurt Savcılığı, bağış skandalı ile ilintili olan RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın sanık olduğunu belirtti. FRANKFURTER RUNDSCHAU: İslami bağış skandalı. Frankfurt'taki mahkemeden sonra kapı önünde yaşananlar, kararın Türkiye'de bir depreme yol açacağına dair bir işaret. Hakim, skandalın elebaşlarının Türkiye'de olduğunu ve arkasında ekonomik ve politik çıkarların yattığını açıkladı. WİESBADENER KURIER: Deniz Feneri, dolandırıcılık batağında battı. Dava Türkiye'de siyasi malzeme oldu, ama gerçek şu ki, Deniz Feneri insani yardım yapmak yerine kriminallerin self servis dükkanı gibi çalıştı. Mahkeme dolandırıcılığın ele başlarının Türkiye'de olduğunu ve derneğin sermaye oluşturulması için bir araç olarak kullanıldığını söylüyor. FRANKFURTER ALLGEMEINE: Bağış toplayıcılarına hapis cezası. Deniz Feneri yöneticilerinin yaptığı kriminal işlerin gölgesi, Ankara'ya kadar uzadı. Türkiye'nin Başbakanı, Frankfurt'taki davayla ilgili olarak siyasi baskı altına girdi. Erdoğan, bu konuda haber yayımlayan, tanınmış Türk işadamı Aydın Doğan'ın medya imparatorluğuna karşı sert bir çatışmaya girdi. Erdoğan'ın bu medya grubuna yönelik tehditleri, geçen günlerde AB tarafından eleştirildi. Çünkü basın özgürlüğü tehlikeye girebilir. ECONOMIST: AK PARTİ, PEK "AK" DEĞİL Mİ?Adalet ve Kalkınma Partisinin liderleri sık sık partilerinin kısaltmasının anlamının ak, temiz olduğundan gururla söz ederler. Ama artık değil... Bir dizi yolsuzluk iddiası AK partinin dürüstlük imajını sarsıyor. Deniz Feneri skandalıyla ilgili iddiaları veren Aydın Doğan, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın öfkesinin hedefi oldu. Başbakan Doğan'ın gazetecilerini "şerefsiz" ve "satılık" olarak bile nitelendirdi. Erdoğan'ın bu kadar ateşli eleştirilerine şaşıran bir Avrupalı büyükelçiye göre "oruç Erdoğan'ın sinirlerini yıpratmış olabilir."AKP ile ilgili yolsuzluk iddiaları partinin üzerine yapışmaya başladı. Bu ayın başında Şaban Dişli 1 milyon dolar rüşvet aldığı suçlamasının ardından görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Önde gelen İslami entellektüellerden Ali Bulaç Denizfeneri skandalının Erdoğan'ın dindar destekçileri arasında travma yarattığını düşünüyor. Erdoğan'ın Doğan'ın rakiplerini destekleme çabaları da ona pek yardımcı olamadı. Bunların başında da Erdoğan'ın damadının yönettiği Çalık geliyor. Ancak tüm tepkilere rağmen anketlere göre Erdoğan'ın destek oranı rakiplerinin çok üzerinde yüzde 50'lerde seyrediyor. Doğan holding hisseleri ise çok sert düşüşler yaşadı. Yatırımcılar hükümetle olan kavgasının 8 milyar dolarlık imparatorluğuna zarar verebileceğini düşünüyor. TIMES: AKP'NİN DENİZ FENERİ'NDEN PARA ALDIĞI KANITLANIRSA PARTİ OTOMATİKMAN KAPANIR. Henüz soruşturmalar erken aşamalarında olsa ve doğrudan AKP'ye yönelik resmi bir suçlama bulunmasa da hukuk uzmanları, Almanya'daki Deniz Feneri Derneği'nden para alındığının mahkeme önünde kanıtlanması durumunda partinin otomatik olarak kapatılabileceğini söylüyorlar. Parti dernekle hiç bir ilgisi bulunmadığını belirtiyor. Soruşturma ise şimdiden Başbakan Erdoğan ve medya patronu Aydın Doğan arasında sıradışı şekilde sert bir tartışma yaşanmasına yol açtı. Karşılıklı suçlamaları aktaran yazar, son tartışmaları AKP'nin kapatılması istemiyle açılan davayla ilişkilendiriyor ve "kapatma olasılığının yeniden gündeme gelmesi, savaşın henüz bitmediğini gösterdi" diyor.