'AK Parti-CHP büyük koalisyonunda Kemal Derviş de görev alabilir'

'AK Parti-CHP büyük koalisyonunda Kemal Derviş de görev alabilir'
Radikal gazetesi yazarı Fuat Keyman, 7 Haziran seçimleri sonrasında başlayan koalisyon tartışmalarında en ilginç senaryonun AKP-CHP arasındaki büyük koalisyon olasılığı olduğunu söyledi. Bu olasılığı eski Ekonomi Bakanı Kemal Derviş'le de konuştuğunu söyleyen Keyman, AKP-CHP büyük koalisyonunun, Türkiye'nin önemli sorunlarını çözme ihtimaline sahip olduğunu söyledi. İki parti arasında "Almanya modeli"ndeki gibi bir büyük koalisyon olması durumunda Kemal Derviş'in de hükümette rol almaya istekli olduğunu söyleyen Keyman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ise böyle bir tabloya ikna edilmesinin zor olduğuna dikkat çekti.
 
Keyman'ın yazısı şu şekilde:
 
Kemal Derviş, daha önce, "CHP'li, sosyal demokrat bir hükümet olursa göreve gelirim" derken, kafasında AK Parti-CHP koalisyonu vardı. O zaman bu bir düşünceydi. Şimdiyse, AK Parti-CHP büyük koalisyonu, gerçekleşme ihtimali olan bir olasılık.
 

Cengiz Aktar haklı; Gezi ruhuna benzeyen bir ruh hali, “Haziran ruhu”, seçim akşamından itibaren Türkiye’de yaşanmaya başladı (Taraf, 9 Haziran).

İnsanlar rahatladı. Buna, AK Parti’ye oy verenlerin çoğunluğu da dahil.  

Fakat, aynı durum, Türkiye’nin yönetimi alanında ortaya çıkmadı. Tam tersi, bu alanda, belirsizlik var; “Şimdi ne olacak” sorusuna yanıt bulmak kolay değil.

Tek parti, güçlü çoğunluk hükümeti dönemi, bu seçimle bitti.

Eğer Türkiye, hükümetsiz bırakılmayacaksa, ya koalisyon ya da azınlık hükümetiyle yönetilecek.

Ekonomimizin çok kırılgan olduğu, ve, sınırlarımızda hemen ülkemize sıçrayacak bir iç savaşın ve IŞİD tehlikesinin yaşandığı bir dönemde, Türkiye’yi, hükümetsiz bırakılmak büyük sorumsuzluk olur.

Bu nedenle, bir hükümet hızlı bir şekilde kurulmalı, partiler ve liderleri, kendi çıkarlarını değil, aksine Türkiye için iyi olanı ön plana çıkartmalı; uzlaşarak koalisyon ya da azınlık hükümeti kurma yönünde hareket etmeliler.

Eski Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah Gül’e katılıyorum: “Herkes millet iradesine saygı duyacak…yapılan açıklamalardan anlıyoruz ki herkes zaten duyuyor... Sonuçları panik yapmadan, sağduyulu bir şekilde değerlendirmeliyiz. Nihayetinde çok partili bir sistemde yaşıyoruz. Bu tür sonuçlar her zaman çıkar... Beraberce bir hükümet kurmayı denemek lazım. Seçim kolay bir şey değil. Memleketin nasıl yönetileceği konusuna bir annenin çocuğuna yaklaştığı gibi yaklaşmak lazım. Yani ülkenin annesi gibi... Olgun bir şekilde.”

Paris’teyim. Kemal Derviş ile yemek yiyorum. Seçim sonuçlarını ve koalisyon olasılıklarını konuşuyoruz.

Seçimlerin birincisi partisi AK Parti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’na koalisyon kurma görevini verecek, ve süreç başlayacak.

Koalisyon tartışmaları aslında seçim akşamı başladı.

AK Parti’li hükümet olasılığı, ya CHP ya MHP ile koalisyon, ya da dışarıdan destekli azınlık hükümeti kurmaya dayanıyor.

Oy tabanları, ideolojileri, ve Türkiye seçim hariatasındaki yerleri temelinde, AK Parti-MHP koalisyonu daha olası gözüyor.

Ama, şüphesiz ki, en ilginç olan, AK Parti-CHP arasındaki büyük koalisyon olasılığı.

Kemal Derviş ile bu koalisyon olasılığını konuşuyoruz. “Türkiye için en iyi olan, ya da olması gereken, büyük koalisyon” diyor.  Ama ekliyor, “Almanya modeli gibi olmalı…İki parti arasında oy oranları ve milletvekili sayıları içinde fark olsa da, güç paylaşımına gitmeliler, yani başkaban yardımcıları ve bakanlıkların paylaşımında belli oranda bir eşitlik olmalı”.  “Bunun nedeniyse, CHP, büyük koalisyonda, küçük ortak gibi değiş, eşit ortak gibi hissetmeli ve hareket edebilmeli…”

Gerçekten de, zor da olsa, AK Parti-CHP büyük koalisyonunun, Türkiye’nin önemli sorunlarını çözme ihtimali var.  Böyle bir koalisyon yoluyla;

Bir; güçlü bir ekonomi mimarisi ve yönetimi kurularak, korkulan ekonomik sıkıntılara yanıt verilebilir;

İki, kutuplaşma sorunu üzerine gidilebilir; 

Üç; Yeni Anayasa yapım sürecinde rahat ve hızlı hareket edilebilir;

Dört; dış politikada, yeniden, yumuşak güç temelli aktif bir dönem başlatılabilinir, ve Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılabilir; ve

Beş; çözüm sürecinin devam etmesi sağlanabilir, ve sürecin bundan sonraki aşamasının esas yeri Meclis olur. HDP’nin Meclise 80 milletvekiliyle girmesi, zaten, süreçte artık müzakere yerinin Meclis olmasını gerekli ve olası kılıyor.

HDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın “Koalisyonun olası partileri kim olur?” sorusuna yanıtı bu durumu doğruluyor; “CHP, Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak amacıyla oluşacak bir koalisyon ihtimalini değerlendirmeli. AKP-CHP koalisyonunun tartışılması teamüller gereği ilk olması gerekendir. CHP sorumluluktan kaçmamalı”.

AK Parti-CHP büyük koalisyonunun bu olumlu tarafları temelinde Kemal Derviş ile anlaşıyoruz. Bu noktalar benim cümlelerim, ama, Derviş de bu noktaların altını çiziyor.

Derviş, daha önce, “CHP’li, sosyal demokrat bir hükümet olursa göreve gelirim” derken de, kafasında AK Parti-CHP koalisyonu vardı. O zaman bu bir düşünceydi. Şimdiyse, AK Parti-CHP büyük koalisyonu, gerçekleşme ihtimali olan bir olasılık. 

Almanya benzeri bir büyük koalisyonda görev alır mısın soruma yanıtıysa net: “Evet”.

Peki, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, AK Parti bunu kabul eder mi?

AK Parti içinde, böyle bir koalisyona sıcak bakanlar var.

Ama, AK Parti-CHP büyük koalisyonu, güçlü parlamento, güçlü partiler, güçlü bakanlıklar demek; buysa, Başkanlık Sisteminin tümüyle sonu, Cumhurbaşkanlığı Makamının icracı nitelikten kapsayıcı ve hakemlik rolüne dönmesi demek. 

Cumhurbaşkanı Erdoağan’ın ikna olması bugün için çok zor.

Göreceğiz…

 

Derviş'ten açıklama 

 

Kemal Derviş söz konusu koalisyon açıklamasına ilişkin olarak, Hürriyet Yazarı Uğur Gürses’in sorularını yanıtladı.

Derviş Meclis’ten çıkan her koalisyonun meşru olduğunu dile getirerek “AK Parti ve CHP seçeneğini de olasılıklardan biri olarak söyledim. CHP yönetiminin en doğrusunu seçeceğini düşünüyorum. Benim de CHP’ye herhangi bir seçeneği empoze etme yetkim yok” diye konuştu.