31 Mart yerel seçimlerine ilişkin basın açıklamasında bulunan AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, "İstanbul’da kesinlikle bir şeyler oldu" dedi. AKP'nin olağanüstü itirazıyla birlikte İstanbul'da seçimlerin yenilenmedi halinde adayların değişmeyeceğini, seçmenin aynı olacağını söyleyen Yavuz, sadece sandık başkanlarının değişeceğini ifade etti.
Öte yandan Yavuz, "İstanbul'da kesinlikle bir şeyler oldu" ifadesinin gençler tarafından caps yapıldığını ve bu durumdan memnuniyet duyduğunu belirterek, bu ifadesini yineledi. Konuşmasının devamında Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki oy farkının giderek indiğini söyleyen Yavuz'un devamında, "16 bin oy başka yerden AKP'nin hanesine yazıldıysa İstanbul'da bir şeyin olmadığını iddia etmek mümkün değildir" ifadesini kullandı.
Ali İhsan Yavuz'un açıklamalarından satır başları şöyle:
"İstanbul seçim sürecini tüm Türkiye izliyor. İstanbul'da bir şeyler oldu. Bu benim sözüm çok da capsler yapılıyor. Anlattıklarımızın bir o tarafından bir bu tarafından alınarak çok orijinal capsler çıkarılıyor. Gençlerimizin hafızasına hayranım. İstanbul'da kesinlikle bir şeyler oldu net ifade etmek istiyorum. 29 bin oy 13 binlere indiyse, bu şu demektir çok daha arkın azaldığını bize gösteriyor. 16 bin oy başka yerden AKP'nin hanesine yazıldıysa İstanbul'da bir şeylerin olmadığını iddia etmek mümkün değildir. CHP lehine bir şeyler olduğu net ve ortada.
"Siz sesinizi çıkartmazsanız, örtmeye çalışırsanız, manipüle etmeye çalışırsanız bu gelecekte sizi de vurur. Bu Türkiye'nin ikinci partisine yakışmaz diye hep seslendik. Yapılan araştırmalar bize gösterdiyse baştan beri ne söylediysek hepsi doğru çıktı. Biz dedik ki bu seçmen listelerinde ölüler var. CHP dedi ki ölülerin de oy kullanacak halleri yok ya dediler. Kullandıklarını gördük. Cezaevi işlemleri cezaevlerinde oy kullanamazken, sandıkta da oy kullanmışlar.
"Bir şeyler oldu ve bu bir şeyler sandık başında, sandık başı organizasyonuyla oldu' dedik. Bir takı belgeler var açıklayacağım. Ondan sonra biz de süreci kapatacağız. İki yıl öncesinden başlayarak tam bir organizasyon içerisinde sandık başında hile yapmaya dönük bir takım iş ve işlemlerin olduğunu net bir biçimde görüyoruz. YSK’nın 1999 yılında bir kararı var. Seçim hizmetlerinin düzenli ve sağlıklı yürütülebilmesi için sandık kurul başkan ve üyelerinin tarafsız kimselerden oluşması gerekmektedir. Tarafsızlıkları hakkında kuşku duyulan kişilerin başkanlık ettikleri sandıklarla ilgili olarak ileride siyasi partilerce yapılacak itirazlarla ilgili olarak bu belgelerin bu bölgelerdeki seçimlerin iptaline sebebiyet vereceğinden' diyerek bir karar veriyor. Biz ne diyoruz, sandık başı iş ve işlemler konusunda çok ağır kusurlar ve kasıtlar var. Yine bunun sandık başkanı atamasıyla başladığını söyledik. Mülki idare amirleri listeyi vermesi gerekiyordu vermiş, 134 bin 654 kişiyi vermiş. Ama ilçe seçim kurumları ne hikmetse bunların içinden 39 bin 648 kişiyi yani yüzde 29'unu görevlendirmiş, kalanları görevlendirmemiş. Kalanları görevlendirmemiş de kalanları nereden almış? Bu da önemli. Kalanları diğer kamu görevlilerinden de değil, kamu görevlilerinin dışına çıkarak almış. Seçim yolsuzluğu nasıl bir şey, özellikle CHP'ye sormak gerekir, nasıl oluyor? İlçe seçim kurulunun başkanının bir kararı var elimde. İlçe seçim kurulu başkanı bankalara yazı yazıyor ve diyor ki '298 saylı kanunun 31. maddesine göre ben her birinizden sandık kurulu başına birini alabilir ve görevlendirebilirim.' Bunu ne zaman diyor 19.01.2019'da diyor. Peki böyle bir kanun var mı, yok. Bu madde 2017'de mülga edilmiş. Peki bu madde olsaydı, bu anlama mı geliyordu? Yok. İlçe seçim kurulu başkanları yasada yapma yetkisine sahip midir? İlçe seçim kurulları yasaya rağmen açık, net, çok aleni, olan yasa maddesine rağmen kendisi bir kanun koyucu yerine geçerek hüküm verme hakkına sahip midir? Adeta o yapılmıştır. Biz şimdi buna seçim yolsuzluğu demeyeceğiz de ne diyeceğiz!
Bakınız ihraç edilenler çokça var bu listelerde. Bunları tek tek okumak istemiyorum. Bilin çokça var. Yine bir kısım insanlar diyor ki sözüm ona, siz kimden bahsettiğimi biliyorsunuz, 'ne olacak' diyor, 'bankadan alınmış da ne olacak. Bankadan olanlar hesap kitap yapmasını çok iyi bilirler.' Evet sizin lehinize işlem yapmasını da çok iyi bilirler. İş Bankası'ndan bolca alınmış, CHP'nin hissesi var değil mi? Yapı Kredi, Denizbank'tan bolca yapılmıştır. 'Biz vermedik onlar istedi' diyorlar. Niye cevap veriyorsunuz? Sizi suçlayan olmadı ki? Ses sizden niye çıkıyor?
"Elimde başka bir liste siyasi parti üyelerinin sandık başkanı olarak görev yaptığını görüyoruz. Özellikle bir partiden önemli derecede var. Memur üye adına alınan sivil üye, başka partilerin üyeleri var. Bakınız, burada çokça var da ben iki kişi gösteriyorum. Elimde iki kişi var. Sandık başkanı ikisi de. İkisi de kanuni çerçeve dışından atanan sandık başkanları. Başka da var da ben örnek gösteriyorum.
"CHP keşke böyle davranmasaydı gerçekten biz farklı bir yaklaşım bekliyorduk. Ben özellikle bekliyordum. Gelecekte kendisini de vurabilir. Başka şüpheleri de ortaya çıkarabilir. kanun bir kere dümdüz edildikten sonra, bunun gereği yapılmadıktan sonra başkaları da bundan cesaret alabilir. Bu İstanbul seçimlerinden çok daha önemli bir meseledir. Özetle CHP'lilere seslenmek istiyorum, baştan beri bize şunu söylüyorlar baştan beri; 'Siz neredeydiniz?' diyorlar. Diyorlar ki; 'biz aldık listeleri.' Peki ben eğer kendilerini danışmanları yanıltmıyorsa birileri suç işlemiş. Ya kendileri ya birileri ya da müşterek bir suç işleme konusu var burada.
YSK'nın kararlarını tamamen yok sayma var burada. Baştan beri ne söylediysek hepsi bir bir çıkıyor. Çünkü biz inanarak, belgelere dayanarak söyledik. Gördük ki sandık kurulu başkanlarını almışlar ve bir takım CHP'liler mesaj atmışlar onlara. Görüştüler mi konuştular mı bilmem ama almışlar ve yer yer mesaj atmışlar. YSK ne diyor? 2014 tarihinde 298 sayılı kanunun 47. maddesinde siyasi partilere verilecek belgeler sayılmış olup listenin verilmesine olanak sağlayan bir yasa hükmü olmadığından reddediyoruz' demiş. 2014'te demiş Kartal birinci ilçe kurulu başkanına sorulmuş.
"Biz, bugüne kadar ortaya koyduğumuz sayı, belgeyi inanarak koyduk. Birçok kez test ederek bir siyasetçi sorumluluğu aldık. O rakamlara ilişkin şunu söyleyebilirim, çok daha fazla. 2-3 binlerden bahsediyoruz. Sayım döküm cetvelleri boş, hâlâ boş. Blog kayıtlarında vardır. Bu şimdi sayıyla ifade edilebilir bir şey midir? İki; sayıyla nasıl ifade edeceğiz. Kanunun tamamen dışına çıkıldı. büyük oranda bizim denetleyemeyeceğimiz bir alanda bunlar gerçekleştirildi. Bundan daha büyük bir seçim yolsuzluğu olabilir mi. Biz dedik ki bakın, göreceksiniz bu ölülerin içinde oy kullandırılanlar var. Bu elbette seçimin iptalini sağlayan nedenlerden biridir. Ama sandık başında şerh konulmamışsa sandık başkanı nereden bilecek. Ama ölüler? Nasıl olabilir. Cezaevinde oy kullanan kişi aynı anda dışarıdaki sandıkta nasıl oy kullanabilir;? Demek ki orada birileri bir şeyler yaptı.
"Çok açık ne net söyledik. YSK'nın 2014'ten bu güne kadar verdiği karar net. Diyor ki; ne partilere ne kolluk kuvvetlerine ne de partinin temsilcisine bunları veremeyiz. YSK, AKP'nin sorusu üzerine de aynı kararı vermiş, başkalarının sorusu üzerine de aynı cevabı vermiş. Vermiyor. Mustafa Kemalpaşa'da olan aynısı değildir. Diyor ki; ortaya çıkmış haliyle eğer araştırması mümkünse sandık kurulları ilan edildiği kadarıyla onun süresi geçti. Listelerin partiye verilmesi söz konusu değil.
"2014'te Mansur Yavaş'a yönelik alınan olağanüstü itiraz kararlarına baktım. Meseleyi enine boyuna araştırdım. CHP'nin de elimde CHP'nin ileri sürdüğü gerekçeler var. Bir tane somut hadiseden bahsedilmiyor burada. Bir kere aradaki fark çok daha fazla. İki; biz çok net ve bu güne kadar ortaya çıkmayan handikapları ortaya koyduk. Sandık başkanlarına ilişkin bu manzara bugüne kadar hiç ortaya çıkmamıştı. Sayım döküm cetvelleri bu işin temelidir. Aynı şeyler olmadığını ortaya koymak istedim. Hiç alakası yok.
"Biz de bir ekip kurarak, kimlerle ilgili nasıl suç duyurusunda bulunuruz diye çalışıyoruz.
"(Maltepe, Ataşehir ve Kadıköy'de sandık kurulu başkanı iddiasıyla soruşturmaya çağrılmasına ilişkin açıklama) Bu münferit bir hadise değildir.
"(39 ilçe var onlarda şaibe yok mu?) Kanun bu süreçleri bir takım şartlara bağlamış. Bu kasıtlı hareket edenler özellikle İBB'ye yöneldiğini tespit ettik. İlçelerde yoktur diyemem oralarda da vardır ama ağırlık olarak yönelinen büyükşehirdir.
"Buradna alacağımız ilham ve derler YSK kesinlikle kamu kurumları dışından sandık kurullarına atama yapacaklarına ilişkin bir sistem oluşturmalıdır.
"Adaylar aynı olacak. Ama sandık kurullarında bir kanunsuzluk var.