Yavuz YILMAZ/İNEGÖL(Bursa), (DHA)- BURSA\'nın İnegöl İlçe Belediyesi ve Küresel Araştırma Düşünce Merkezi (GRTC) işbirliğinde düzenlenen \'Türkiye Tarımı Konuşuyor\' konulu çalıştay başladı. Çalıştayda konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, tarımda devrimin şart olduğunu belirterek, \"Bu yüzyılda, su savaşlarını konuştuğumuz, açlık ve kuraklık gibi tehditleri konuştuğumuz bir zaman diliminde, bizim kökten yeni bir tarım devrimine ihtiyacımız var. AK Parti iktidarı bu konuda tereddütsüz gerekeni yapacaktır\" dedi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, iki gün sürecek çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, 2014\'te düzenlenen çalıştayın İnegöl genelinde olduğunu ama Türkiye genelinde düşünmek gerektiğini söyledi. Tarım sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Aktaş, şunları kaydetti:\"Yıllarca ilk ve orta okulda hepimize okutuldu; kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydik. Bugün öyle değil. Tarım kesimindeki birçok arkadaşımız isyanlarda. Muhakkak buradan bazı sonuçlar ortaya çıkacak. Biz emeğimizi, gayretimizi ortaya koyalım. Planlama hataları var, bilgi eksikleri var, bilgi donanım eksikleri var. Daha iyi neticeye ulaşmak en büyük amaç. Cumhurbaşkanımıza teşekkür etmek lazım. Eskiden tarım adına zerre miskal destek verilmiyordu. Kırsalı da tarımı da öncelik kabul eden yerel yönetim anlayışı var artık, makine, ekipman alabilen. Eskiden bir tuğla koyamazken, 4 toplama merkezi yaptık İnegöl olarak. Çok daha iyiye ulaşabiliriz. Bu buluşmaların ana gayesi budur. Ne oldum değil ne olacağım demeli insan.\"SU SAVAŞLARIAK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ise, çalıştayda yaptığı konuşmada, içinde bulunduğumuz yüzyılda su savaşları yaşanacağını söyledi. Külünk, şöyle konuştu:\"Zannetmeyin PKK üzerinden yapılmak istenen sadece aziz vatanımızı bölme adımıdır. En önemli operasyonlarından biri de Dicle ve Fırat gibi iki büyük stratejik su gücünü, bu milletin elinden alıp, kendi ellerine geçirmektir. Suyu kontrol ederlerse su üzerinden bölgeyi kontrol edebileceklerini düşünüyorlar. Bu yüzyılda, su savaşlarını konuştuğumuz, açlık ve kuraklık gibi tehditleri konuştuğumuz bir zaman diliminde bizim kökten yeni bir tarım devrimine ihtiyacımız var. AK Parti iktidarı bu konuda tereddütsüz gerekeni yapacaktır.\"\"KÖKTEN BİR TARIM DEVRİMİ\"Konuşmasında, tarımdaki sorunları da anlatan Külünk, Türkiye\'nin kökten bir tarım devrimi gerçekleştirmek zorunda olduğunu söyledi. Külünk, şöyle devam etti:\"Her ne kadar Türkiye\'yi tek tipleştirmek isteyen CHP\'nin Atatürk sonrası İnönü zihniyeti, bu süreci anlamamakta ısrar etse de AK Parti devleti millileştirdi. Devleti, zamanın ruhu ve aklı karşısında dönüştürerek güncelledi. Ama tarımda 15 yılda başarılmış onca çabaya rağmen en çok sıkıntının konuşulduğu adres ne hikmetse yine tarım. Türkiye şeker pancarı noktasında büyük güce sahip. Neden kullanmıyoruz? Buğday ve hayvan ithal etmek zorunda kalıyoruz. Et fiyatlarında Avrupa\'nın en iyisi olmamız gerekirken neden bunları tartışıyoruz? Çay üzerinde neden tartışıyoruz? Fındık gibi stratejik gücümüz varken tedbir olmazsa bu üstünlük kaybolacak. Kökten bir tarım devrimi gerçekleştirmek zorundayız. Kentten köye dönüşümü yaşayacağız.\"\'ROBOT DEVRİMİ GELİYOR\'Dünyanın gelişen teknolojiyle birlikte robot devrimine doğru gittiğini belirten Külünk, şöyle dedi:\"Robot devrimi geliyor. İstihdam sorunu var; küresel ölçekte Çin\'in dünya ticaretine dahil olması, rekabetin artık küresel ölçekte son derece yok edici olduğu zaman diliminde istihdamı konuşuyoruz. Önümüzdeki robot devriminin hayatımıza müdahil olacağı zaman diliminde daha çok konuşacağız. Neyle dengeleyeceğiz bunu. 30 sene evvel konfeksiyon firmasında 10 adam makastarlık yapıyordu. Şimdi sisteme yüklüyorsunuz, sistem otomatik kesip ham halini veriyor. Bugün yüz kişinin işini 1 kişi yapıyor. Robot gelince bu da kalkacak ortadan. Robot fabrikalar geliyor. Robot topluluklar geliyor. Robotların hukuku ne olacak tartışması başlayacak.\"\"Bir robot devrimine hazırlanan dünyada 80 milyonluk nüfus ne yapacak?\" diye soran Külünk, şunları kaydetti:\"Ciddi bir stratejik kayba doğru gidiyoruz. Tedbir almazsak 2030\'larda nüfus gücünü kaybedersek, biz de diğer ülkeler gibi yaşlı bir toplum haline geleceğiz. Büyük devlet olmanın şartıdır nüfus gücü. Millet olarak güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Çanakkale\'de savaşanlar bu toprakları canlarını vererek bize emanet ettiler. Kentten köye dönüşün hızlanacağı bir döneme giriyoruz. Nüfusun yüzde 25\'i köylerde yaşıyor. Topraklar terk edilmiş, 100 ton üreten bugün 5 ton üreterek hayatını idame ettirmeye çalışıyor. İhmal edilmiş toprak problemimiz var. Kendimizi 100 yıllık zaman dilimine hazırlamak durumundayız. Tarım tedarik üssü olmanın şartlarını hazırlamamız lazım. Kökten bir tarım devrimine ihtiyacımız var. Bunu başaracak gücümüz var.\"\"TÜRKİYE, BATI\'NIN HİZMETİNE VERİLDİ\"Gazi Mustafa Kemal Atatürk\'ün vefatının ardından 11 Kasım 1938\'den sonra Türkiye\'nin Batı\'nın hizmetine verildiğini savunan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin, şunları söyledi:\"CHP ve İnönü’nün eliyle yapılmıştır bu. Hiç kompleks yapmadan geçmişimizi iyi sorgulamak zorundayız. Dindarların, asıl kafa yorması gereken süreç 1939 sonrasıdır. Otoriter laiklik devrim üzerinden, devleti milletsizleştirip, Batı\'nın egemenliğine terk edip, bu milleti Anadolu\'ya terk edip, Ankara\'yı istedikleri gibi CHP üzerinden yönetenlerin geçmiş dönemdeki uygulamalarına baktığımızda; Türkiye\'deki haşhaş üretimi üzerinden 12 Mart yapılmıştır. Cumhurbaşkanımız, Gazi Mustafa Kemal Paşa\'nın ölüm yıl dönümü üzerinden Türkiye\'nin normalleşmesi noktasında çok stratejik bir adım attı. Batı\'nın, tüm darbelerin gerekçesi haline getirdiği Gazi Mustafa Kemal Paşa\'yı, CHP\'nin otoriter anlayışının elinden aldı, Türkiye\'nin normalleşmesi adına çok önemli bir adımı attı. Çünkü Atatürk\'ün çizgisi milli istiklal çizgisidir. Tek parti şeflik döneminin çizgisi de Türkiye\'yi sömürgeleştirme çizgisidir. Gazi\'yi zehirledikten sonra Batı ittifakı Türkiye\'yi teslim almıştır, ta ki Recep Tayyip Erdoğan\'lı Türkiye\'yle buluşuncaya kadar. Onun öncesinde tüm siyasi liderler tasfiye edilmiştir. Abdülaziz, Abdulhamit, Gazi Mustafa Kemal Paşa, Menderes, Özal, Erbakan, Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu tasfiye edilmiştir, Demirel iki arada bir derede kalmıştır. Tarımın güçlü olabilmesi için Türkiye\'nin içinde bulunduğu dünya savaşını kazanması lazım. 15 Temmuz\'da bu çatı çökseydi tarımı konuşabilir miydik? Konuşamazdık. O zaman güçlü devlet, güçlü Türkiye.\"FOTOĞRAFLI