Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Serdar Korucu, "Benim yerime atanmak istiyor" diyerek meslektaşını önce "Alevi ayrımcılığı yapıyor" diyerek şikâyet etti, sonuç alamayınca "PKK’lı" dedi. Diğer meslektaşını ise "FETÖ’cülük"le suçladı.
Cumhuriyet gazetesinden Kemal Göktaş'ın haberine göre, Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Serdar Korucu, 15 Temmuz darbe girişiminden bir ay sonra "kendisinin yerine atanmak isteyen akademisyen ile onu atamak isteyen fakülte yönetim kurulu üyesi" iki akademisyen hakkında savcılığa dilekçe vererek FETÖ ve PKK üyesi olduklarını iddia etti. Barış İçin Akademisyenler Grubu’ndan Yrd. Doç. Dr. Hakan Mertcan hakkında takipsizlik verilirken Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun hakkında yazılarından ötürü FETÖ üyeliği iddiasıyla dava açıldı.
Korucu’nun Mertcan hakkında da darbe girişiminden önce "Alevi ayrımcılığı" yaptığı iddiasıyla verdiği şikâyet dilekçesinin YÖK tarafından reddedildiği anlaşıldı. Korucu ilk olarak 2015 yılında "kendisinin yerine atanmak isteyen" Mertcan hakkında savcılığa dilekçe verdi. Dilekçede, Mertcan’ın Alevi kimliğine vurgu yapılarak Alevi örgütlerinde yer aldığı iması yapıldı. Savcılık ihbar dilekçesini YÖK’e gönderdi. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu, bu iddianın disiplin ve ceza soruşturması açılmasını gerektirmediği sonucuna vardı. Korucu, bu defa Ağustos 2016’da savcılığa verdiği dilekçede Hukuk Fakültesi Yönetim Kurulu üyesi Kurşun ve Mertcan hakkında şikâyetçi oldu. Korucu, Kurşun’un kendisinin yerine Hakan Mertcan’ı atamak istediğini ileri sürerek eski Today’s Zaman yazarı olan Kurşun’un "FETÖ’cü" olduğunu ileri sürdü. Korucu, Mertcan’ın ise daha önce DGM’de yargılandığını, barış bildirisine imza attığını ve "PKK’nin amaçları doğrultusunda hareket ettiğini" öne sürdü. Savcılık soruşturma sonunda Kurşun hakkında "FETÖ üyesi olduğu" gerekçesiyle dava açarken Mertcan hakkında takipsizlik kararı verdi.
Kurşun, yaptığı savunmada sadece Today’s Zaman değil, Radikal, Habertürk, Hürriyet, Milliyet, TRT gibi kuruluşlarda görüş ve raportajlarının yayımlandığını, soruşturmaya sadece Today’s Zaman gazetesinde yayımlanan yazılarının konu edildiğini söyledi. Kurşun, “yazılarında bilimsel araştırma alanları olan ceza hukuku, ceza muhakemesi hukuku ve insan hakları konularını işlediğini” belirterek AİHM, AYM ve Yargıtay’ın ifade özgürlüğüyle ilgili kararları doğrultusunda görüşlerini açıkladığını söyledi. Savcılık ise Kurşun’un 'FETÖ'ye karşı başlatılan soruşturmaları hukuk dışı olarak nitelemesinin “kamuoyunda algı oluşturma yönündeki örgüt politikalarını hayata geçirmek” anlamına geldiğini belirtti. Savcılığın Mertcan’la ilgili kararında ise PKK ile bağlantısı olup olmadığına ilişkin polis araştırması yapıldığı ifade edilerek "ByLock kaydının bulunmadığı, kapatılan derneklerde kaydının olmadığı, Bank Asya’da hesap açmadığı, terör örgütü üyeliği nedeniyle haklarında soruşturma yapılan şüphelilerle birlikte konaklama kaydının olmadığının anlaşıldığı" belirtildi. Savcılık, tüm bu delillerin Mertcan hakkında dava açılmamasını gerektirdiği sonucuna vardı ve takipsizlik kararı verdi. Korucu’nun Mertcan ve Kurşun dışında Çukurova Üniversitesi’nden başka akademisyenleri de şikâyet ettiği ancak sonuç alamadığı belirtildi.