İstanbul Politikalar Merkezi bünyesindeki akademisyenler “Kömür Raporu: İklim Değişikliği, Ekonomi ve Sağlık açısından Türkiye’nin Kömür Politikaları” adlı bir rapor yayımladı. Raporun yazımına katkı sunan 23 akademisyen bir bildiri yayımlayarak ‘Türkiye kömüre dur demeli’ çağrısında bulundu.
İstanbul Politikalar Merkezi tarafından yürütülen Türkiye’nin enerji ve kömür politikalarını inceleyen “Kömür Raporu: İklim Değişikliği, Ekonomi ve Sağlık açısından Türkiye’nin Kömür Politikaları” adlı rapor yayımlandı. Rapora göre, Türkiye’nin enerji politikalarında kömür önemli bir yer tutuyor. Ancak bu durum Türkiye’nin iklim değişikliğiyle küresel mücadeleye yapması gereken katkıyı yok saymakta ve sera gazı azaltımını içeren bir iklim politikasını imkânsız hale getiriyor. Raporda, kömürün enerji üretiminde kullanımının halk sağlığını olumsuz etkilediği, iklim değişikliğini tetiklediği ve çevre sorunlarına yol açtığı belirtildi.
Kömüre dayalı enerji politikalarının sadece iklim değişikliği açısından değil sağlık ve çevre etkileri açısından da Türkiye’ye zarar verdiğini belirten Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nden Ümit Şahin rapora dair şunları söyledi:
“Yaptığımız analizler ve çalışmalar ışığında kömürün enerji üretiminde kullanımının halk sağlığını olumsuz etkilediğini, iklim değişikliğini tetiklediğini ve çevre sorunlarına yol açtığını görüyoruz. Türkiye’deki kömür tehdidine bir bilim insanı olarak sessiz kalmak mümkün değil. Bu yüzden raporu yazan akademisyenler olarak ‘Türkiye kömüre dur demeli’ çağrısında bulunuyoruz.”
Akademisyenler rapor ile kömürün Türkiye’nin enerji üretimindeki payını artırmaya, daha fazla linyit çıkarılmasına ve kömür ithalatının artırılmasına yönelik enerji politikalarının değiştirilmesi, planlanan termik santrallere verilen lisansların iptal edilmesi ve yeni lisans verilmemesi çağrısında bulundu.
Raporda kömürün insan sağlığına etkileri konusunu ele alan halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa da şunları dile getirdi: “Türkiye’de halen çalışan termik santralların yıllık sağlık maliyeti en az 2 bin 876 erken ölüm, 637bin 643 yitirilen iş günü ve 3,6 milyar avrodur. Kömür santralleri bizi hasta ediyor ve sağlık harcamalarımızda önemli ekonomik külfetler yaratıyor.”
Öte yandan Türkiye’nin 2015 yılında başkanlığını yürüttüğü G20 Türkiye Zirvesi’nde dünyanın en büyük ekonomileri fosil yakıt teşvikleri ve iklim finansmanı gibi önemli konuları tartışıyor olacak ve Paris İklim Zirvesi öncesinde iklim değişikliğinin ekonomik boyutlarını ele alacaklar.
İstanbul Politikalar Merkezi tarafından yayımlanan Kömür Raporu, iklim değişikliğinin G20 gündemine alan Türkiye’nin, kömüre bağımlılığı ile uluslararası alanda iklim değişikliği konusundaki çabaları da sekteye uğratabileceği vurgulandı.
Akademisyenler’den Çağrı: Türkiye Kömüre Dur Demeli
İstanbul, 11 Kasım, İstanbul Politikalar Merkezi tarafından yürütülen Türkiye’nin enerji ve kömür politikalarını inceleyen “Kömür Raporu: İklim Değişikliği, Ekonomi ve Sağlık açısından Türkiye’nin Kömür Politikaları” adlı rapor, basına ve kamuoyuna tanıtıldı. Sağlık, çevre ve ekonomi alanında önde gelen akademisyenler Ahmet Atıl Aşıcı, Sevil Acar, Pınar Gedikkaya Bal, Osman Karababa ve Levent Kurnaz tarafından Ümit Şahin editörlüğünde hazırlanan rapor, Türkiye’deki mevcut durumu, sağlık üzerine etkileri, elektrik üretiminde kömürün payının artırılması yöneliminin iklim ve ekonomi politikalarıyla ilişkisi ve temiz kömür tartışması ele alıyor.
Türkiye’nin enerji politikalarında kömürün önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan rapor, bu durumun Türkiye’nin iklim değişikliğiyle küresel mücadeleye yapması gereken katkıyı yok saymakta ve sera gazı azaltımını içeren bir iklim politikasını imkansız hale getirdiğini ortaya koyuyor.
Kömüre dayalı enerji politikalarının sadece iklim değişikliği açısından değil sağlık ve çevre etkileri açısından da Türkiye’ye zarar verdiğini belirten Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nden Ümit Şahin “Yaptığımız analizler ve çalışmalar ışığında kömürün enerji üretiminde kullanımının halk sağlığını olumsuz etkilediğini, iklim değişikliğini tetiklediğini ve çevre sorunlarına yol açtığını görüyoruz. Türkiye’deki kömür tehdidine bir bilim insanı olarak sessiz kalmak mümkün değil. Bu yüzden raporu yazan akademisyenler olarak ayrıca Türkiye Kömüre Dur Demeli! : Kömür Santrallerine Karşı Akademisyen Bildirgesi’ni yayınlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
23 bilim insanın ilk imzacısı olduğu Akademisyenler Bildirgesi, kömürün Türkiye’nin enerji üretimindeki payını artırmaya, daha fazla linyit çıkarılmasına ve kömür ithalatının artırılmasına yönelik enerji politikaları değiştirilmesi, planlanan termik santrallere verilen lisansların iptal edilmesi ve yeni lisans verilmemesi çağrısında bulunuyor.
Kömür Santralleri bizi hasta ediyor!
Raporun yazımına katkıda bulunan halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa “Türkiye’de halen çalışan termik santralların yıllık sağlık maliyetisağlık maliyeti en az 2876 erken ölüm, 637.643 yitirilen işgünü ve 3,6 milyar avrodur. Kömür santralleri bizi hasta ediyor ve sağlık harcamalarımızda önemli ekonomik külfetler yaratıyor” dedi.
Türkiye’nin 2015 yılında başkanlığını yürüttüğü G20 Türkiye Zirvesi’nde dünyanın en büyük ekonomileri Fosil yakıt teşvikleri ve iklim finansmanı gibi önemli konuları tartışıyor olacak ve Paris İklim Zirvesi öncesinde iklim değişikliğinin ekonomik boyutlarını ele alacaklar. İstanbul Politikalar Merkezi tarafından yayınlanan Kömür Raporu, iklim değişikliğinin G20 gündemine alan Türkiye’nin, kömüre bağımlılığı ile uluslararası alanda iklim değişikliği konusundaki çabaları da sekteye uğratabileceğini vurguluyor.