'Barış için Akademisyenler İnisiyatifi'nin yayımladığı bildiriye dair konuşan Eski Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Kemal Burkay, "Türkiye'deki aydınlar da kendi tavırlarını gözden geçirmeli. Son bir bildiri yayımladılar, 'devlet kıyım yapıyor' dediler. Ama şunu demiyorlar: 'PKK ne yapıyor. PKK niye bu savaşı kentlere sıçrattı. Niye Kürt halkını böylesine bir savaşla yeniden yüz yüze getirdi'. Yaşanan manzaraları hepimiz artık görüyoruz" dedi.
Burkay, parti genel merkezinde gerçekleştirilen Ankara İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, partinin her seçimde oylarını artırdığını, bunun da önemli bir gelişme olduğunu vurguladı. Burkay, "Bu ülkenin siyasetinde önemli roller oynamış, ülkeyi yönetmiş partiler küçüldüler ve silinmeye yüz tuttular. Buna karşılık biz küçük bir parti olarak çıktık, çok zor koşullarda çalışmalarımızı yürüttük. Bizim görüşlerimiz kitlelere yansıyor ve taraftarlarımız artıyor, bunu çok iyi değerlendirmek lazım. Bütün engellemelere ve zorluklara rağmen iyi çalışırsak büyüyebiliriz" diye konuştu.
Kürt sorunu konusunda, "eşitlik temelinde federal bir çözüm" istediklerini bunu da isteyen başka bir partinin olmadığını savunan Burkay, "Bazıları HDP'ye, 'Kürt siyasi hareketi' diyor. Bu işlerine geliyor herhalde. Yani öyle bir Kürt siyasi hareketi ki ne istediği belli değil. Kürtler için somut bir projesi yok" ifadesini kullandı.
HDP'nin, "Kemalist ideolojiyi savunmaya başladığını" ileri süren Burkay, "Kemalist ideolojiyi savunacaksan baştan savunsaydın. 1923'ten beri var o ideoloji, üniter devleti savunacaksan zaten başından beri var. Niye bu kadar kan döküldü, niye bu kadar yıkıma yol açıldı. Bu olacak şey değil" değerlendirmesinde bulundu.
"Eşitlik temelinde bir çözüm diyoruz. Biz Türk halkıyla birlikte yaşayabiliriz" diyen Burkay, şunları kaydetti:
"Türk halkını düşman olarak görmüyoruz, bütün yaşadıklarımıza, acılarımıza rağmen kardeş olarak görüyoruz. Çünkü o halkın bir suçu yok. Sorumlular yönetenlerdir. İnanın ki bugün Türk halkı çözümün önünde engel değil. Yönetenlerdir engel olanlar, siyaset adamlarıdır. Yoksa halk, barış istiyor, Türkler ve Kürtler bir arada eşit koşullarda yaşayabilirler. Doğru olan budur ve biz bu doğruyu savunuyoruz.
Türk aydınları, buna karşılık kendilerinden beklenen tavrı takınamadılar. Ya Kürt sorununu görmezden geldiler, yok dediler ya da Kürtlere sözde dayanışma gösterdikleri zaman en yanlış harekete dayanışma gösterdiler. PKK'ya... Niye PKK'ya dayanışma gösteriyorsun. PKK yanlış bir hareket. Başından beri Kürt halkını temsil etmiyor. Ama hala 'Kürt siyasi hareketi' diyorlar. Böyle aydın tavrı olmaz. Onun için Türkiye'deki aydınlar da kendi tavırlarını gözden geçirmeli. Son bir bildiri yayınladılar, 'devlet kıyım yapıyor' dediler. Ama şunu demiyorlar: 'PKK ne yapıyor. PKK niye bu savaşı kentlere sıçrattı. Niye Kürt halkını böylesine bir savaşla yeniden yüz yüze getirdi'.
Yaşanan manzaraları hepimiz artık görüyoruz. Böyle şey olmaz, bugün artık oralarda yaşayan Kürt halkı da bunun farkında. Dün de bir bölümü farkındaydı. Biliyordu PKK'nın ne haltlar ettiğini, ne kadar zarar verdiğini. Sur'da, Cizre'de, Nusaybin'de, Yüksekova'da başka yerlerde yaşananları gördükten sonra halk, bunu fark etti. Bu bizim haklarımızı savunmak değil. Halk tepki gösteriyor, şehirleri boşaltıyor. Canını korumak için her şeyini bırakıp kaçıyor."