15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 sanık hakkında açılan davanın dördüncü celsesinde Kurmay Albay Fırat Alakuş savunma yaptı. Orgeneral Hulusi Akar'ı Genelkurmay binasında derdest etmekle suçlanan Alakuş, hakkındaki suçlamaları reddererek, timinin darbeciler tarafından tuzağa düşürüldüğünü söyledi.
"Terör örgütlerinin muhtemel bir eylemine karşı Genelkurmay Başkanlığı'nın takviye edilmesi" emrini bizzat Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'dan aldığını öne süren Alakuş " Görevi bizzat ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı'dan aldım. Görevin detayını ise Albay Ümit Bak'tan öğrenmem söylendi" şeklinde konuştu.
Fırat Alakuş, bir soru üzerine, Koruma Astsubayı Piyade Başçavuş Bülent Aydın'ın şehit edilmesi olayını görmediğini söyledi.
Genelkurmay Karargahı'na dışarıdan yapılan saldırılara karşı burayı korumakla görevlendirildiğini öne süren Alakuş'a, Mahkeme Başkan Dik, Genelkurmay Karargahı içi ve dışında kameralara yansıyan görüntüleri gösterdi. Dik, "Görüntüleriniz burada, al bir tane düşman unsur göster ben bu işi bırakayım." dedi. Fotoğraftakilerin kim olduğu sorusu üzerine, görüntüye bakan Alakuş, fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu kabul etti, dışarıdan ateş sesleri geldiğini savundu.
Ev ve iş yerindeki aramada ele geçirilen belgelere ilişkin de açıklama yapan Alakuş, aramalarda "darbe123" yazılı küçük not kağıtları bulunduğunu kaydetti. Bunların bilgisayar şifreleri olduğunu öne süren Fırat Alakuş, "TSK subayı olarak darbeyle yatıp kalkmıyoruz. 1996'da bana ilk verilen telsiz kodu 'darbe' idi. 'Akılda kalan hususları şifre yapın.' denmişti. Ben de 'darbe' kelimesini klavyede de kolay yazıldığı için bilgisayar şifresi olarak seçtim." şeklinde savunma yaptı.
Alakuş, gizli tanık "Şapka"nın kendisi hakkındaki iddialarını yalanlayarak, "gizli tanık şapka"nın ismini açıklamak istedi. Başkan Dik'in, izin vermemesi üzerine Alakuş, şöyle konuştu:
"İki sene beraber okuduk, kendisini yakından tanırım. Çok samimi değiliz, ama tanırım. Bu personel, Kara Harp Akademisinde dereceye girmek için çaba sarf ederdi, ihtiraslı bir arkadaştı. Benim yaptığım bir görevi kendisi yapmış gibi arz etti, bunu da komutan fark etti. Bu yalanı ortaya çıkınca o andan itibaren aramızda bir husumet oluştu. Dereceye giremedi, intikam almak amacıyla yalancılığı da bilinen bir kişi olması nedeniyle bana iftira atarak, darbe girişimi toplantılarına katıldığımı beyan ettiğini düşünüyorum."
Sanık Alakuş, bir başka soru üzerine, darbe teşebbüsü olduğundan, TRT'de darbe bildirisi okunduğu zaman haberdar olduğunu ileri sürdü. Mahkeme Başkanının, "Anladın da niye sabaha kadar durdunuz orada, darbe suç değil mi, karışmasaydın, tuzağa düşmeseydin?" sorusunu yöneltmesi üzerine Alakuş, "Bana verilen bir görev var, ondan geriye dönüş var mı? Darbe teşebbüsünü anladım, göreve devam ettim. Darbenin kim tarafından yapıldığını tam netleştiremedim" şeklindeki görüşünü paylaştı.
Başkan Dik'in, "Gülen için ne diyeceksin?" sorusu üzerine, sanık Alakuş gülerek, "Orada değildi, onu söyleyebilirim." dedi. Alakuş'un gülümsemesine, şehit ve müşteki yakınları, "Tiyatro yapıyor katil." diyerek tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı Dik'in, Genelkurmay Karargahı'na getirilen Kara Harp Okulu öğrencilerinin, ateş emrinin özel kuvvetler personelinin verdiğini ve zorla ateş ettirildiğini söylediklerini hatırlatması üzerine Alakuş, böyle bir şeyin mümkün olmadığını ileri sürdü.
Alakuş'un çapraz sorgusu sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, Erdoğan'ın açıklamasının ardından suikast timinin başındaki Şükrü Seğmen'i telefonla arayıp aramadığını sorması üzerine Alakuş, tüm telefon kayıtlarını reddettiğini, Seğmen ile görüşmediğini savundu.
Avukat Aydın'ın, "Kendi üzerinize kayıtlı hattan arıyorsunuz." sözlerinin ardından Alakuş, Aydın'a dönerek, "Sen hangi numarayı söylüyorsun?" dedi. Bunun üzerine Aydın'ın "Sen kimsin bana 'sen' diye hitap ediyorsun." sözlerinin ardından duruşmada bulunan müşteki ve şehit yakınları Aydın'ı alkışladı. Alakuş sorulara cevap vermeyeceğini söyledi.
Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığında Kara Harp Okulu Bando Komutanlığında görevli Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş'ın şehit olduğunu hatırlatan avukat Aydın, "Dağdaş, oradaki askerlere darbenin yanlış bir şey olduğunu söylüyor ve bu nedenle de orada katlediliyor. Siz Özel Kuvvetlerde albaysınız. Bir bando başçavuşunun gösterdiği cesareti niye gösteremiyorsunuz?" sorusunu yöneltti.
Alakuş, bir başka soru üzerine, eski Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli'yi tanımadığını bildirdi.
Alakuş'un mahkemedeki savunması şöyle:
"Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı duran bütün terör örgütlerine karşı mücadele ettim. FETÖ ile ne ilgim ne de irtibatım var. Menfur darbe girişimini kim, kimler, ne zaman, ne şekilde planladı bilmiyorum. Darbe teşebbüsünde doğrudan ya da dolaylı bir şekilde icraatım olmadı diye düşünüyorum. Genelkurmay Başkanlığı'nın emniyetini sağlamak için emir komuta içinde görevimi icra ettim. Ben ve timimim darbeciler tarafından tuzağa düşürüldüğüne inanıyorum"
Alınan bir istihbarat dayalı olarak terör örgütlerinin muhtemel bir eylemeni karşı genel kurmay başkanlığının takviye edilmesiydi. Görevi bizzat ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı'dan aldım. Görevin detayını ise Albay Ümit Bak'tan öğrenmem söylendi."