Tunca Öğreten
YPG'nin attığı havan topları nedeniyle Akçakale, Ceylanpınar, Nusaybin ve Suruç'ta toplam 17 sivil hayatını kaybetti. Perşembe günü yaşamını yitirenler arasında dokuz aylık Suriyeli bir bebek ve 11 yaşında bir çocuk da vardı.
Geceyi, top atışlarının aralıksız devam ettiği Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinde geçirdik. 105 binden fazla nüfusu bulunan ilçeye, operasyonun ilk gününden bu yana 30'a yakın havan topu isabet etti.
Kaymakamlık ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binalarının hemen bitişiğinde çay bahçesi işleten İbrahim Nadir, Perşembe günü iki kişinin hayatını kaybettiği, 46 kişinin yaralandığı patlama anına tanıklık edenlerden.
İşletmesinin patlamanın olduğu cepheye bakan güvenlik kameralarının kayıtlarını gösteren 60 yaşlarındaki adam, patlamanın şiddetiyle yerin sallandığını ifade ediyor ve "Büyük korku yaşadık ama Allah'ın izniyle terörün kökünü kazıyacağız” diyor.
Nadir, Akçakale'nin Arap kökenli sakinlerinden. Sınırın karşısındaki Tel Abyad'da onlarca yakın akrabası olduğunu söylüyor. Harekatın başlamasıyla YPG'nin bölgedeki tüm Arapların cep telefonunu topladığını öne süren Nadir, "Çok endişeliyiz. Üç gündür akrabalarımızdan haber alamıyoruz” diye konuşuyor.
Akçakale'nin ana caddeleri, sokakları bomboş. Yalnızca birkaç dükkanın kepengi açık. O dükkanlardan biri de Mehmet Yılmaz'ın. Yılmaz, cep telefonu ve kontör alım satımı yapıyor. Civardaki tek açık dükkanın kendisine ait olduğunu hatırlattığımız Yılmaz gururla, "Askerlerin kontör ihtiyacını karşılamak için duruyorum. Vatanımızı seviyoruz. Bırakıp gitmeyiz” diyor. Diğer Akçakalelilerin ilçeyi terketmesini ise şöyle değerlendiriyor: "Ne yapsın insanlar. Korktukları için gittiler. Bir kısmı eşlerini ve çocuklarını bırakıp geri geldi ama...”
Yılmaz ile konuştuğumuz sırada telefon dükkanına üniformalı bir asker giriyor. Üzerindeki kamuflajı toz ve terle kaplı asker, aceleyle kontör satın almak istiyor. Genç askeri dışarıda, personel aracı bekliyor. Alışverişi sırasında askerle selamlaşıyoruz ve "Harekat nasıl gidiyor?” diye soruyoruz. Genç asker, "İyi değil” diye karşılık veriyor. Birkaç saniye durakladıktan sonra "Ama iyi olacak inşallah” diye eklemeyi de ihmal etmiyor.
İlçede kalan az sayıdaki esnaf, kalmaya devam etmeleriniyse hırsızlık tehdidine bağlıyor. Bazılarına göre terk edilen ev ve dükkanlar soyulma riskiyle karşı karşıya.
Akçakale'de kepenklerin kapalı olması nedeniyle gıdaya ulaşımda da sıkıntılar yaşanıyor. Öyle ki, ekmek üreten açık fırın bulmak dahi çok zor.
Sık sık ilçedeki camilerin hoparlörlerinden, sivillerin can güvenliği nedeniyle açık alanlarda bulunmamaları yönünde çağrılar yapılıyor.
Cuma öğlen saatlerinde yapılan bir anons ise bir eve isabet eden havan topu nedeniyle hayatını kaybeden dokuz aylık bebek, Muhammed Omar Şaar'ın cenaze namazına çağrı içindi. Suriye'deki iç savaş nedeniyle Akçakale'ye sığınan Suriyeli ailenin bebeği, Sanayi Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından ilçedeki mezarlığa defnedildi.
Cenaze namazına katılanlar, "tekbir” sesleri ile bebeğin tabutunu araca taşırken "Kahrolsun PKK”, "Kahrolsun Amerika” sloganları attı.
Namazın ardından, öfkeli kalabalığın arasındaki K.M. ile ayaküstü sohbet ettik. Akçakaleli adam, dört çocuğu olduğunu, vatanı için dördünü de feda edeceğini söylüyor. "Harekattan önce YPG Akçakale'ye saldırı düzenliyor muydu” diye soruyoruz ve "Hayır. Hiç” yanıtı alıyoruz.
Konakladığımız Akçakale Öğretmen Evi, ilçenin ana caddesi olan Abdullah Gül Bulvarı üzerinde yer alıyor. Sınıra birkaç yüz metre uzaklıktaki tesisin sağından sınır kapısına, solundan ise devlet hastanesine, oradan da Şanlıurfa merkezine ulaşılıyor. Gün içerisinde öğretmen evi otoparkına park etmiş ambulanslar, gelen anonslarla sağa, sınır kapısına doğru hareket ediyor. Birkaç dakika sonraysa sirenler çalarak sola yani devlet hastanesi yönüne...
Resmi rakamlara göre operasyonun başladığı günden bu yana üç asker hayatını kaybetti, üçü de yaralandı. Akçakale'deki kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre Türkiye'nin birlikte hareket ettiği ÖSO militanlarından hayatını kaybedenlerin sayısı ise dört. Üç de yaralı var.
Bulvar üzerinde seyreden askeri araçların sayısı da oldukça fazla. Şehir merkezinden gelip sınır kapısına doğru yol alan araçlarla asker, mühimmat, ÖSO militanları ve militanların kullanması için IŞİD'den hatırladığımız kasasına uçaksavar yerleştirilmiş pikaplar görmek mümkün.
Ambulans ve askeri araçlar dışında bulvarın sahibiyse Türk bayraklarıyla bezeli, mehter marşları çalan, bozkurt işaretiyle geçişler yapan arabalar ve motosikletler.