-AKDAĞ: "KILIÇDAROĞLU'NUN İDDİASI DOĞRU DEĞİL" ANKARA (A.A) - 30.04.2011 - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Van'daki ihale yolsuzluğu iddiasına ilişkin, ''Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği manada 'yolsuzluk dosyası soruşturmasını engellemek için Valiliğe yazı yazdığımız' iddiası doğru değildir'' dedi. Akdağ, yaptığı yazılı açıklamada, bir televizyon programında Kılıçdaroğlu'nun kendisini ''haksız ve mesnetsiz biçimde yolsuzlukla suçladığını'' belirtti. Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Van'da bulunan bazı sağlık kurumlarında gerçekleştirilen bazı ihalelerde yolsuzluk yapıldığı konusunda 18 Mart 2010 tarihli, sahte isimle yazılmış bir ihbar mektubuyla BİMER ve Van Cumhuriyet Savcısılığına başvuru yapıldığı ifade eden Akdağ, bunun üzerine Van Valiliği, İçişleri Bakanlığı ve Van Cumhuriyet Başsavcılığınca iddiaların incelenmesi için Sağlık Bakanlığından müfettiş talep edildiğine işaret etti. İddiaları incelemek üzere 9 Nisan 2010 tarihinde 2 müfettişin görevlendirildiğini belirten Akdağ, müfettişlerin, yaptıkları inceleme sonucunda, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesince gerçekleştirilen 2007 yılı Yanık Merkezi Kurulumu, 2008 yılı Yemek Pişirme ve Dağıtım Hizmeti, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hizmeti, 2010 tarihli Görüntüleme Hizmeti, 2010 yılı Medikal Malzeme, 2009 yılı temizlik hizmeti alımları, Van Kadın ve Çocuk Hastanesi ile Van Yüksek İhtisas Hastanesi hastane temizlik ve otelcilik, yemek pişirme-dağıtım, hasta karşılama, yönlendirme, çamaşır yıkama hizmeti alımları, Çaldıran Devlet Hastanesi yemek pişirme-dağıtım, Ağız Diş Sağlığı Merkezi hastane otelcilik hizmeti alımlarında mevzuata aykırı işlem yapılarak kamu zararına sebebiyet verildiğinden bahisle, hastane ihale komisyonu üyeleri, harcama yetkilileri ve diğer ilgililer hakkında 8 Ekim 2010 tarihli yazıyla soruşturma yetkisi talep ettiklerini kaydetti. Bakan Akdağ, müfettişlere talep ettikleri konular ve kamu görevlileri hakkında 15 Ekim 2010 tarihli soruşturma yetkisini verdiğine dikkati çekerek, soruşturmanın tamamlanmasının ardından müfettişler tarafından düzenlenen 26 Ocak 2011 tarihli Disiplin Soruşturma, Tazmin ve Tevdi Raporları ile Suç Duyurusu Raporunu (Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere) 14 Şubat 2011 tarihli onayıyla işleme koyduğunu ifade etti. -''KONULARIN TEKRAR SORUŞTURULMASI BAŞVURULAN BİR USULDÜR''- Onay ve raporların, 15 Şubat 2011 tarihli Teftiş Kurulu Başkanlığının yazıları ekinde bakanlık birimleri, Van Valiliği ve Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğini belirten Akdağ, konuların hassasiyeti dolayısıyla yeniden ayrı bir müfettiş heyetine inceletilmesi ihtiyacını duyduğunu anlattı. Akdağ, 14 Şubat 2011 tarihli onayıyla muameleye konulan ''26 Ocak 2011 tarihli raporların ivedilikle durdurulması ve konunun başka müfettişlerce inceleme ve soruşturmasının yapılması'' yolundaki 21 Şubat 2011 tarihli talimatının Teftiş Kurulu Başkanlığınca 24 Şubat 2011 tarihli yazılar ekinde Bakanlık birimleri, Van Valiliği ve Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğine dikkati çekti. Aynı gün, yani 24 Şubat 2011 tarihli görevlendirme ile söz konusu raporları Başmüfettiş Cahit Uçar ve Nihat Ünver'den oluşan ayrı bir müfettiş heyetine tekrar süratle incelettiğini vurgulayan Akdağ, şunları kaydetti: ''Yaklaşık 3 hafta süren bir inceleme sonucunda; ilk müfettiş heyetince düzenlenen raporlar doğrultusunda verdiğim 14 Şubat 2011 tarihli onayım çerçevesinde işlem tesis edilmesine karar verdim. Onayın, derhal gereği yapılmak üzere 18 Mart 2011 tarihinde Bakanlığımız birimleri, Van Valiliği ve Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini sağladım. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği manada 'yolsuzluk dosyası soruşturmasını engellemek için Valiliğe yazı yazdığımız' iddiası doğru değildir. Teftiş Kurulu mevzuatımız çerçevesinde, incelenen/soruşturulan konuların tekrar ayrı bir müfettiş veya müfettiş gurubuna inceletilmesi veya soruşturmanın yapılması, oluşan bazı tereddütlerin giderilmesi ve adaletin eksiksiz tecelli etmesi amacına yönelik olup gerektikçe başvurulan bir usuldür. Nihayetinde raporların yargı mercilerine intikal ettirildiği açıktır. Hal böyle iken Sayın Kılıçdaroğlu'nun sanki bir engelleme ve örtbas etme gibi bir durumdan bahsetmesi ve bunu bir yolsuzluk olarak ifade etmesi büyük bir haksızlık ve sorumsuzluktur. Anamuhalefet Partisi Genel Başkanlığını yürüten bir kişinin bu sorumsuz tavrı her ne kadar kendi alışkanlıkları ile örtüşse ve kendine yakışsa da Sayın Genel Başkan, Sağlık Bakanına bir özür borçludur. Sorumluluğunu yerine getirerek kamuoyu önünde özür dilemelidir. Bu Sayın Genel Başkanın kulağına da küpe olmalıdır. Her işittiğini söyleyip durmak kişiye yalan söylemiş olmak için yeter.''