T24- Sağlık Bakanı Recep Akdağ, dün (13 Mart 2011) düzenlenen ''Tek Ses Tek Yürek'' eyleminde açılan “Dr. Che Guevara'nın izindeyiz” pankartıyla ilgili, “Birtakım örgütler Dr. Che Guevara'nın izinde olabilir, ama biz onun izinde değiliz” dedi..
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, dün gerçekleşen ''Tek Ses Tek Yürek'' eyleminde açılan pankartla ilgili olarak da değerlendirmede bulunan Akdağ, şunları söyledi:
''Pankartta 'Dr. Che Guevara'nın izindeyiz' yazıyordu. Birtakım örgütler Dr. Che Guevara'nın izinde olabilir, ama biz onun izinde değiliz. Biz, Refik Saydam'ların izindeyiz, biz İbni-i Sina'ların ve Mustafa Kemal Atatürk'ün izindeyiz.
Mutlaka, genel kabullerin çerçevesinde insanların dünya görüşü şekillenir ve politikalara yön verir. Biz, insanı kutsal bilen bir anlayışa sahibiz. Herkes için sağlığın bir hak olduğunu kabul ediyoruz. Cebinde parası olanın da olmayanın da hakkıdır sağlık hizmeti. Sağlık, alınıp satılan bir meta olamaz. Sağlık, bu ülkede alınıp satılan bir meta halinde tutulmuştur. Türk hekimlerinin yüzde 90'ına muayenehane kapısı gösterilmiştir.
Göreve geldiğimde Sağlık Bakanlığı SSK hastanelerindeki doktorların yüzde 90'ının muayenehanesi vardı. Muayenehane hekimliği yapan meslektaşlarımı eleştirmiyorum, çünkü başka seçenekleri yoktu. Devlet, 'para veremem' diyordu. Bu, üniversite hastanesinin içine taşınmıştı. Üniversite hastanesindeki öğretim üyesine 'özel muayene' hizmeti vardı. Benim için her insan özeldir. Hastanın para vereni ile para veremeyenine ayrı muamele yapmak, hekimlik andı içmiş hiçbir hekime yakışmaz. Ben de bunu hiçbir hekim arkadaşıma yakıştırmıyorum. Ancak, sistem böyleydi.''
Tabip örgütünce 2006 yılında çıkartılan ''Toplum ve Hekim'' isimli dergide dünyadaki sağlık sistemlerinin ele alındığını anlatan Akdağ, bir yazıdan alıntı yaparak, yazıda kapitalizme karşı sosyalizmi hedefleyen mücadeleden bahsedildiğini aktardı. Akdağ, bunun bir ideolojik duruş olduğunu ve saygı duyulması gerektiğini ifade ederek, yazıda sonuç bölümünde iktidarın sosyalist olması gerektiğinin vurgulandığını belirtti. Bakış açısı bu olduğunda hekimler için birlikte çalışmanın da zorlaştığı yorumunda bulunan Akdağ, şöyle devam etti:
''Biz, sosyalist değiliz, sosyalist bir iktidarı da istemiyoruz. Evet, biz sosyal adalet istiyoruz hükümet olarak. Bu sosyal adalet hastasına da çalışanına da gerekeni versin. Burada ne eksiğimiz varsa birlikte çalışmaya da hazırız. Ancak bize Tabip örgütü 'Ben bunu istemem. Çünkü bu sömürü düzenini azaltacak tedbirler, sosyalizmin gelmesini geciktirir' diyor.
Bu öğreti şunu söyler. Der ki, 'Emekçilerin zincirlerinden başka kaybedecek birşeyleri kalmayacak ki sosyalist iktidar gelsin'. Böyle bir anlayış var. Bu anlayış, tarihin çöplüğüne çoktan atıldı. Bu anlayışı, kendi ülkelerinde uygulayanlar bunları bitirdiler. Artık 2010 yılında bu kavramlarla konuşamayız. Bu kavramlarla konuştuğumuz zaman ilerleyemeyiz.''
Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının üzerinde inanılmaz bir iş yükü olduğunu ifade eden Akdağ, sağlık çalışanlarının ''tedirgin edildiğini'', hekimlerin de bu nedenle endişeli olduklarını söyledi.
Türkiye'de hekim açığının da bulunduğuna dikkati çeken Akdağ, Türkiye'de insanların hekime çok başvurmadığını ifade etti. Akdağ, ''2002'de hekime başvuru oranı ortalama 3'ün altındaydı, şimdi ise 7'nci. Gelişmiş ülkelerde başvuru oranı 10'un üstünde. Hizmet açlığı vardı, bunu ortadan kaldırdık'' dedi.