Akdeniz diyetiyle kanser riskini azaltın

Akdeniz diyetiyle kanser riskini azaltın
Harvard Dana-Farber Kanser Enstitüsü uzmanı Stephanie Meyers, Vatan gazetesine verdiği röportajda Türkler’in Akdeniz diyetine yatkın olduğu için şanslı olduğunu söyledi. Bu diyetle kanser riskini yüzde 40 azaltmak elinizde. Akdeniz diyeti kronik hastalıklardan koruyorKanserle mücadelede köpekbalığı umuduİşte, Harvard Kanser Enstitüsü doktoru Stephanie Meyers'ten "altın" öneriler: Kanser önleyici rejime ne kadar erken başlanırsa o kadar yararlıdır. Biz bebeklere anne sütünden kesildiği andan itibaren dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Modern beslenme şekli kanseri davet eden bir rejimdir. Günümüzdeki fast food alışkanlığı kansere yakalanmaya müsait dirençsiz bir bedene sahip olmanıza sebep olan en önemli faktördür. Doğal ve bitkisel beslenme erken yaşlarda başlamamışsa bile ileri yaşlarda hatta kansere yakalandıktan sonra bile ömür uzatır. Kanser teşhisi konmuş bir hasta beslenme ve yaşam şeklini değiştirerek ömrünü yüzde 40 oranında uzatabilir. Günde 1 duble rakı Alkol almakta ısrar edenler için kırmızı şarap en az zararlı olanıdır. Bu da çok ölçülü kullanılmalıdır. Bizim önerimiz kadınlar için günde 1 normal şarap kadehinin biraz altında. Erkekler ise 2 kadehten daha az. Ve beyaz değil kırmızı şarap tercih edilmeli. Ancak günde bir kadeh demek, her gün bir kadeh içilmesi anlamına gelmiyor. Bu sadece günlük limit. Alkolde üst sınırlar şöyle: Şarap: 147 ml. (Bir kadeh) Bira: 354 ml. (Bir şişe) Rakı-Votka: 0.27 ml. (Duble) Genetiği değiştirilen gıda Normal yollardan yetiştirilmiş bir havuçta kansere karşı direnci artıran antioksidan maddeler bulunur. Özellikle bu maddelerin meme kanserine karşı etkisi yüksektir. Şu anda tüm denemeler genetik yolla üretilen havuçlardaki antioksidan miktarını artırma amacını taşımaktadır. Ancak biz Harvard olarak henüz çevreye zarar vermeden üretime geçilebileceğine inanmıyoruz. Harvard henüz genetik üretimin kanseri önleyebileceğine inanmıyor ve bu çalışmaları çok erken buluyor. Bizim önerimiz bol nişasta içermeyen sebze ve meyve yenmesi yönündedir. Türk halkı ve kanser riski Ne yazık ki ABD’de her 11 kişiden sadece biri Harvard’ın tavsiyeleri doğrultusunda besleniyor. Eminim Türkiye’de bu oran çok daha yüksektir. Akdeniz ülkeleri ve özellikle Türkiye bu nedenle çok yüksek dozda antioksidan madde içeren beslenme yöntemi izliyor. Ama sanırım gençler dünyanın her yerinde birbirinden pek farklı değil ve bunun bilincinde olan yok. Biz Harvard Kanser Enstitüsü olarak tüm dünyada genç nesil için fast food’u çok tehlikeli buluyoruz. Besinler fırçalanmalı Tüm meyve ve sebzeleri kanserojen maddelerden ve tarım ilaçlarından arındırabilmek bol su ile çok iyi yıkayın. Soyulabilir meyveleri soyun ama unutmayın meyveleri soyarak besin değerini ve antikanserojen etkilerini de azaltıyorsunuz. Ayrıca suyla yıkayarak kimyasal maddelerden arınmadığı bir gerçek ama yıkamak ve fırçalamak hiç yıkamamaktan daha iyidir. Diyet mi spor mu? Dayanıklılığını artırmak için paketlenen tüm meyvelerin üzerine koruyucu maddeler püskürtülmüştür. En azından bunlardan arındırmış oluyorsunuz. Dünyada yapılan tüm testler organik olmayan meyve ve sebze kullanılarak yapılır. Bu bir test standardıdır. Organik tür kullanılmaz. Diyet ve spor yapmak arasında öncelik arıyorsanız sporun daha önemli olduğunu söyleyebilirim. Her gün spor kansere yakalanma olasılığını düşürür. Kanserli bir hasta bile daha uzun yaşar. Mikrodalga ve kanser Mikrodalga aletlerin kanser yaptığı konusunda elimizde somut delil yok. Türklerin ve Amerikan halkının favorisi olan klasik mangal yöntemi o kadar tehlikeli ve kanserojendir ki, mikrodalga ile birkaç saniyelik pişirme sırasında çıkan radyasyon bunun yanında yok denecek kadar azdır.