17 Temmuz akşamı İsrail’in Gazze’ye kara harekâtı başlatmasının ardından Levent’teki İsrail Konsolosluğu önünde protesto gösterileri düzenlenmişti. Gösteriler sırasında konsolosluğun yakınındaki, yine benzer eylemlerde saldırıya uğrayan Akdeniz heykelinin sağ kolu protestocular tarafından koparılmıştı. Heykelin tamir işi daha önce de heykelin röprodüksiyonunu yapan ve heykeli çok iyi tanıyan Ferit Özşen’in ellerine teslim edildi. Özşen yaklaşık bir hafta boyunca kopan parça ile ilgilendi ve dün yerine monte etti. Özşen heykelde küçük çaplı onarımlar da yaptı.
Mehmet Keskin’in Cumhuriyet’te yer alan haberine göre, heykeldeki hasarla ilgili bilgi aldığımız Özşen, heykelde eksik parça olmadığını fakat bir parçanın çok zarar gördüğünü söyledi. “Kaynaklı olan kısmını kopartabilmek için çok uğraşmışlar, birkaç kez eğip bükmüşler. Zemine bağlantısı olan bir modül çok bozuk durumdaydı. Yaklaşık 1.80 cm boyunda ve presle düzelttik. Kopan birim her iki tarafa altı delikle bağlı. Metali dövseydik delikler birbirini tutmazdı. Onu düzelttik. Tabii ki ısıttık, ısıl işlem uyguladık, dolayısıyla boyalar çıktı. Özellikle orijinalinin düzeltilmesini istediler. Bir haftadan fazla uğraştık. Parçayı düzelttim” diyen Özşen yaklaşık 300 kg ağırlığındaki parçanın ilk müdahalede kırılması durumunda birkaç kişinin bu parçanın altında kalarak can verebileceğini vurguladı.
Heykeltıraşlar Derneği Başkanı Metin Yergin ise heykellere yapılan saldırılarla ilgili çok dertli: “Bu coğrafyada protesto etme biçimi başka bir şiddetle ölçülür hale geldi. Bu şiddetin sonu da artık yanında heykel varsa heykele insan varsa insana çevrilmeye başladı. Biz heykeltıraşlar ve dernek olarak çok rahatsısız. Çünkü bu İlhan Koman’ın heykeline veya başka heykellere yapılan ilk saldırı değil. Sürekli saldırıya uğrayan heykellerle ilgili şikâyetler de geliyor. Son yılda artık ayda bir-iki taneye çıkmaya başladı. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama aldırılar bizim bir şeyler yapamayacağımız boyuta gelmeye başladı. Bu heykel her ne kadar sahipli olsa da kamuya ait bir yerde. Eğer saldıranlara kamu malına saldırıdan bir ceza uygulansa belki önüne geçilebilir. Dernek olarak suç duyurusunda bulunuyoruz fakat sonuç alabildiğimizi söyleyemem.” Akdeniz heykelinin çokça el değiştirip yerinin değiştiğine değinen Özşen “Bir anıtın yerinde kalması en doğru olanı. Venedik Protokolü de buna cevaz verir. Heykel uzamda bir yer kaplar; bir heykelin hesabı, estetiği yapıldığı yere göre ayarlanarak yapılır. Yerini değiştirilmesini şahsen doğru bulmuyorum” diye konuştu.