Akdeniz’de can pazarı

Akdeniz’de can pazarı

Libya karasuları sınırındaki uluslararası sularda bulunan “Luventa“ adlı gemide 14 genç nöbet tutuyor. Alman arama-kurtarma teşkilatı “Jugend Rettet“ (Gençler Kurtarıyor) üyeleri, kaçak göçmenleri taşıyan teknelerin tehlikede olup olmadığını gözetliyor. Bağışlarla finanse edilen girişimde görev alan gönüllü cankurtaranlar, geçtiğimiz temmuz ayından bu yana 6 bin 600 kişiyi kurtarmayı başarmış. Ancak geçen hafta meydana gelen felaket, tüm çabalara rağmen önlenemedi. Tahminen 250 kaçak göçmen, Akdeniz’de boğularak can verdi. Olay yerine ilk giden kurtarma ekibi olan “Jugend Rettet“ girişiminin koordinatörü Titus Molkenbur, DW’nin sorularını cevapladı:

DW: Boş şişme botları ilk sizin kurtarma ekibiniz gördü. Botların alabora olması sonucu yüzlerce kişi can verdiği bildiriliyor. Ayrıntıları aktarabilir misiniz?

Titus Molkenbur: Libya’nın kuzeyindeki Sabrata bölgesi yakınlarındaydık. Buradan, kaçak göçmenleri taşıyan pek çok bot ve tekne hareket ediyor. Uluslararası sularda bulunuyorduk, yani Libya kıyılarından itibaren başlayan 12 millik bölgenin dışındaydık. Ama yine de Libya karasularına çok yakındık. Sabah saat 7.30 civarında boş bir lastik bot gördük. Şişme botun çevresinde iki saate yakın arama yaptık. Ama maalesef, birkaç can yeleğinin dışında hiçbir yaşam izine rastlayamadık. Bir süre sonra iki boş şişme bot daha bulduk.

DW: Daha sonra da İspanyol yardım kuruluşu Proactiva Open Arms ile birlikte arama çalışmalarına devam ettiğiniz söyleniyor…

Evet, Proactiva Open Arms’a bağlı bir kurtarma gemisi bölgede bulunuyordu. Denizden beş ceset çıkarttılar.

DW: Basında 250 ölüden söz ediliyor. Bunu teyit edebilir misiniz?

Bir şişme botta genelde 140 dolayında kaçak göçmen oluyor. Eğer boş bir şişme bot bulunursa, o zaman ölen insan sayısının da yine yaklaşık bu civarda olduğunu varsayabiliriz.

DW: Taşıma kapasitesinden çok daha fazla insanın bindiği bu botların, hedefe sağ salim ulaşma şansı var mı? İnsan kaçakçıları nasıl bir rol oynuyor?

Libya sahillerinden hareket eden botların hemen hepsi aynı yapıda: Çok uzun ve ince şişme botlar. Duyduğumuz hikayeler de hep aynı: Kıyıda bekleyenler bu botlara binmeye zorlanıyor. Botlarda ancak uluslararası sulara geçebilecek kadar yakıt bulunuyor. Gerçi yeterince yakıt olsa bile bu botlar Libya’dan İtalya’ya ulaşabilecek sağlamlıkta değilller. Yıllardır bu işi yapan insan kaçakçılarının hesabı, birilerinin bu insanları kurtarması üzerine kurulu. Bu son olayda da bizdik yakınlarda bulunan kurtarma ekibi. Maalesef bu kadar çok insanın hayatını kurtaramadık ama Proctiva gemisi ve biz orada olmasaydık kimsenin bu olaydan haberi bile olmayacaktı. En azından Avrupa’nın görmezden gelmemesi için tüm dünyanın dikkatlerini çekmeyi başardık.

12 mil sınırını aşarak Libya karasularına girmenize izin veriliyor mu?

Libya makamlarının izniyle zaman zaman bu sınırı aşabiliyoruz. Ama mümkün mertebe bunu yapmamaya çalışıyoruz. Ayrıca Libya sahil güvenlik yetkilileri, 12 millik bölge içinde kurtardığımız kaçak göçmenleri, Libya’ya teslim etmemiz gerektiğini bildirdi. Kurallara uymak zorundayız. Buna göre eğer insanları uluslararası karasularda kurtarırsak, onları İtalyan yetkililere teslim etmek zorundayız. Libya sınırlarında pek faaliyet göstermek istemiyoruz.

Havaların ısınmasıyla birlikte tehlikeli yolcuğu göze alan göçmenlerin sayısında yine artış bekleniyor mu?

Bu yıl çoktan 500 dolayında can kaybı meydana geldi bile. Bu, geçen yılın aynı dönemine kıyasla artış anlamına geliyor. Halihazırda Libya’da 300 bin dolayında göçmenin denize açılmak üzere beklediğini biliyoruz. Bu yılki tablonun da en az geçen yılkı kadar vahim olacağını tahmin ediyoruz.

© Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Charlotte Hauswedell