Akdeniz'de mültecilerin bitmeyen dramı

Akdeniz'de mültecilerin bitmeyen dramı

Kapasitesinin çok üzerinde 105 mülteciyi taşıyan şişme bot Libya’nın birkaç mil ötesinde kötü hava koşulları ile karşı karşıya kalarak alarm vermiş, İtalyan sahil koruma 8-9 metre boyundaki dalgaları ve yoğun fırtınayı aşarak kaza yerine ulaşmıştı. İtalyan sahil koruma personeli hayatını tehlikeye atarak, mültecilerin büyük bölümünü kurtarmış, ancak 7 mülteci ölü bulunmuş, donmuş bir halde sağ kurtarılan diğer 20 kişi ise daha sonra hayatını kaybetmişti.

İtalya’nın Lampedusa kentinin belediye başkanı Giusa Nicolini, böyle bir trajedinin cereyan etmiş olmasının skandal olduğunu vurguluyor. Nicolini, İtalya’nın geçen Ekim ayında “Mare Nostrum” adlı kurtarma misyonunun sona ermesinden bu yana bu tür faciaların önüne geçilemediğini söylüyor. Nicolini sözlerine şöyle devam ediyor: “Mare Nostrum’un süresi dolduktan sonra başka misyona geçilmedi. Örneğin Triton insanî bir misyon değil! Bu aslında Frontex’in görevi, çünkü burada söz konusu olan sınırların korunmasıdır. Ve işte şimdi görüldü ki, bu kurtarma opersyonunu ne Frontex ne de Triton yaptı. Çaresiz yardım talebi doğrudan mültecilerden bizim Sahil Koruma'ya geldi.”

Mare Nostrum'dan sonra...

Mare Nostrum adlı kurtarma misyonu, 2013 yılı Ekim ayında, yine Lampedusa önlerinde cerayan etmiş olan ve 366 mültecinin hayatını kaybettiği olay sonucunda hayata geçirilmişti. Resmî açıklamalara göre bu misyon sayesinde toplam 100 binin üzerinde mültecinin hayatı kurtarılmıştı. İtalya bu misyona deniz kuvvetlerinden büyük gemilerini vermiş, gemiler Akdeniz’de devriye gezmişti. Ancak 2014 yılı Ekim ayında her ay bu misyon için 10 milyon euro harcandığı ve kurtarma işinin Avrupa’nın görevi olduğu gerekçesiyle Mare Nostrum misyonu durdurulmuştu. Ondan sonra gelen Triton misyonuna ise çok daha küçük bir bütçe ayrılmıştı. Ayrıca Triton, Avrupa kıyılarının sadece küçük bir bölgesini denetim altında tutuyordu. Lampedusa kentinin belediye başkanı Giusa Nicolini durumdan şikayetçi: “Avrupa’nın bizi yalnız bıraktığı hissine kapılıyoruz. Hükümetin yeni bir insanî misyonla Akdeniz’de boy göstermesi gerekiyor. Örneğin son olayda mülteciler denizde kurtarıldıktan sonra, Lampedusa’nın oldukça güney bölgelerinde devriye gezen Mare Nostrum misyonuna bağlı gemilere getirilebilselerdi, donarak ölmemiş olacaklardı. Eğer burada hedef, sağ mülteciden çok ölü mülteci kurtarmak ise o zaman amaçlarına ulaştılar demektir.”

Pro Asyl adlı mülteci örgütünden Karl Kopp, “Mare Nostrum, Avrupa deniz kurtarma misyonunun tamamen bir acil kurtarma önlemiydi. Ancak Avrupa bilinçli bir biçimde deniz kurtarma faaliyetlerinden çekildi. Triton misyonu ise sadece küçük bir alanda ağır ilerleyen gemilerle çalışabiliyor. Bu durumda Akdeniz’de kitlesel ölümler bilerek göze alınmış oluyor” diyerek ağır suçlamalarda bulunuyor.

Karl Kopp, “AB'nin bilinçli bir biçimde bu ölümleri göze alarak, mültecilere gözdağı veriyor ve böylece daha fazla sayıda mültecinin Avrupa’ya gelmesinin önüne geçmiş oluyor. Eğer kurtarma misyonları AB’nin finansman sorunlarına takılıyorsa, o zaman Brüksel’deki sorumluların bir insanın ne kadar değeri olduğu sorusunu cevaplamaları gerekir” diye de ekliyor.

Yardım kuruluşları Akdeniz’de mülteci ölümlerinin devam etmrsinden endişeli. Çünkü Avrupa’ya deniz üzerinden geçmek isteyen mültecilerin sayısı giderek artıyor. Sadece bu yılın Ocak ayında yaklaşık 3 bin 700 kaçak göçmen deniz yolu üzerinden İtalya’ya geçti. Bunun ise bir yıl öncesine kıyasla yeni bir artış olduğu belirtiliyor.