Akdoğan: 'Avrupa Parlamentosu, çıkmış, karar alıyor, sen kimsin?'

Akdoğan: 'Avrupa Parlamentosu, çıkmış, karar alıyor, sen kimsin?'

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde düzenlenen Altındağ Ak Parti İlçe Danışma Meclisi'nde konuştu. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Akdoğan, "Birileri toplanıyor, 'kendin pişir, kendi ye' cinsinden kendilerine göre kararlar alıyorlar. Neymiş efendim, soykırım yapılmış. Bunlar vız gelir, tırıs gider, hiçbirinin de kıymetiharbiyesi yok, yapan kendine yapar" ifadelerini kullandı.

Altındağlılara seslenen Akdoğan, seçimlerde yüzde 65 ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıktıkları için teşekkür etti. 7 Haziran seçimlerinin öneminden bahseden ve AKP'nin bu seçimlerden çok güçlü şekilde çıkması gerektiğine işaret eden Akdoğan, son günlerde Türkiye karşıtı kampanya yürütüldüğünü vurgulayarak, "Birileri toplanıyor, 'kendin pişir, kendi ye' cinsinden kendilerine göre kararlar alıyorlar. Neymiş efendim, soykırım yapılmış. Bunlar vız gelir, tırıs gider, hiçbirinin de kıymetiharbiyesi yok, yapan kendine yapar. Avrupa Parlamentosu, çıkmış, karar alıyor, sen kimsin? Yani senin karar almaya gücün varsa dünyada bir sürü olay oluyor. Geçmişte birbirinizi katlediyordunuz, milyonlarca insan öldü Avrupa'daki savaşlarda" diye konuştu.

 

'Birileri kararlar alır, bir araya gelir, bu ne anlam ifade ediyor? Kin ve nefreti tahrik etmek'

 

Çanakkale'de dünyaya çok önemli mesaj verildiğini iddia eden Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçmişte savaşmış, birbirimize kurşun sıkmış olabiliriz ama 73 ülkeden insan geldi, Çanakkale ruhunu gördü, Çanakkale ruhunu yaşadı ve nasıl dostluk köprüleri kurulabilirmiş, onu bütün dünyaya gösterdi. Birileri kararlar alır, bir araya gelirler, bunlar ne anlam ifade ediyor? Sadece kin ve nefreti tahrik etmek. Geçmişin kin ve nefreti üzerine geleceği inşa edemeyiz, geleceği dostluk, barış üzerine inşa etmemiz lazım. İşte Türkiye, dün bütün dünyaya bu mesajı verdi. Bu yaşananlar açısından da bu seçimden AK Parti'nin güçlü çıkması, Türkiye'nin güçlü olması gerekiyor."

 

'HDP, Kürtlerin CHP'si'

 

Akdoğan, konuşmasında muhalefet partilerinin seçim bildirgelerini de eleştirdi. Muhalefet partilerinin koalisyon hayali kurduğunu söyleyen Akdoğan, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

"Popülist vaat var, palavra siyaseti var. Nesin sen? Senin siyasi kimliğin ne? Hangi politikayı öneriyorsun? 12 yıldır 'irtica' diyorlardı, 'laiklik elden gidiyor' diyorlardı. Onu da unuttular, milleti öyle kandırıyorlardı, şimdi başka türlü kandırmaya çalışıyorlar. HDP diyor ki: Ben din dersini kaldıracağım, Diyaneti kaldıracağım. Kürtlerin CHP'si. Bu anlayışları milletimizin iyi görmesi lazım. Hepsi bir araya geldi. CHP'si, MHP'si, HDP'si, kafalarında bir koalisyon hayali var. Bunlar sadece serap görürler, serap. Koşarlar, koşarlar, 'ulaştık' derler, bakarlar ki serap. Bugüne kadar hep böyle oldu çünkü statüko ittifakı, şer ittifakı hiçbir zaman Türkiye'de başarıya ulaşamaz. Sizler bunların gerçek yüzünü inşallah herkese anlatacaksınız."

 

'Bir şey diyorsun, ortada ispatın, delilin yok, herkes bunu kabul etsin. Mecbur muyuz?'

 

Akdoğan, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarına tepkilere de değinerek, şunları söyledi: "Hodri meydan' dedik, 'buyurun, gelin, ortak tarih komisyonu kuralım. Tarihçiler, siyaset bilimciler, antropologlar çalışsınlar, hakikati ortaya koysunlar, biz de baş göz üstüne kabul edelim' dedik. Niye yanaşamadınız, niye arşivlerinizi açmıyorsunuz, niye gelip bu tartışmayı yapamıyorsunuz? Yani biz, sizin kabullerinizi kabul etmek zorunda mıyız? Dogma mıdır bu, ayet midir? Sen bir şey diyorsun, ortada bir ispatın, delilin yok, herkes bunu kabul etsin. Mecbur muyuz arkadaş? Varsa bir samimiyetin gel, 'ortak komisyon kurulsun, çalışsın ve biz kabul edeceğiz' dedi Sayın Cumhurbaşkanımız.

"Patrikhane, buradaki ayinler, kiliselerin yapımı... Her türlü iyi niyeti gösteriyoruz. Ermenistan'la ilişkilerin normalleşmesi için her türlü çabayı ortaya koyduk ama duvar... Ermeni diasporası istemiyor, beyefendiler ellerindeki malzemeyi kaybetmek istemiyor. O zaman bütün dünyanın oturup düşünmesi lazım. Sürekli dostluk elini uzatan, barış mesajı veren, 'gelin, birlikte araştıralım' diyen bir Türkiye var, bunların hiçbirini kabul etmeyen bir Ermenistan var."