Uzun yıllar Tayyip Erdoğan’ın danışmanlığını yapan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Erdoğan'la olan ilişkisi hakkında "Ciddi biridir, ama bu sizinle makara yapmayacağı anlamına gelmiyor" dedi.
Erdoğan'la Yeni Zemin dergisinde çalıştığı dönemde bir röportaj yapmaya gittiğinde tanıştığını söyleyen Akdoğan, HDP ile çözüm süreci görüşmeleri dışında daha esprili ve şen şakrak geçiyor. Bütün milletvekillerinin birbirleriyle dostlukları vardır, ama kameraları görünce rol yapmaya başlarlar. Ben rol yapan biri değilim, seviyorsam severim" ifadelerini kullandı.
HaberTürk'ten Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan (26 Nisan 2015) Akdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
AK Parti ile yolunuz nasıl kesişti?
2002 sonunda AK Parti hükümete geldi, Tayyip Bey çağırdı. Davos Dünya Ekonomik Forumu toplantısı için konuşma hazırlamamı istedi. O gün AK Parti’de çalışmaya başladım.
Tayyip Bey’le ilk nasıl tanışmıştınız?
Tayyip Bey il başkanıyken tanıştık. Yeni Zemin’de çalışıyordum, onunla röportaj yapmaya gittim.
O gün, birlikte uzun bir yolculuğa çıkacağınız aklınıza gelmiş miydi?
Onunla mı bilmiyordum ama bir yolculuğa çıkacağımı hissediyordum!
Erdoğan ile nasıl bir ilişkiniz var?
Ben Cumhuriyet tarihinin en uzun süreli danışmanı sayılırım. Sadece Tayyip Bey’e değil, genel başkan ve bakan danışmanlığı da yaptım. Tayyip Bey 2003’te Başbakan olunca birlikte çalışmaya başladık. Metin ekibinin sorumluluğunu üstlendim. Uzun bir süre birlikte çalıştık. Sabah evinden alıyordum, akşam bırakıyordum. Arabada birlikte oturuyorduk. Bu ilişki günün her saati sürüyordu.
Bire bir yakınlık ne kadar sürdü?
Ben milletvekili olduktan sonra da devam etti. Tayyip Bey’den çok şey öğrendim. Büyük badireler atlattık, saldırılara maruz kaldık, kritik evrelerden geçtik. Kriz yönetimi yapmak, doğru kararı vermek zordur. Pek çok şeyi beraber göğüsledik. Örneğin, Galatasaray Stadı’nın açılışına gidiyorsunuz ve stat sizi protesto ediyor. Büyük bir sinirle oradan çıkıyorsunuz, ama arabada bir şeyler konuşmanız lazım...
Sinirli olduğunda nasıl yatıştırıyordunuz?
Bazen arkadaş gibi bazen de çocuğu gibi, kardeşi gibi yaklaşmanız gerekir. Duruma göre değişir.
Nasıl hitap ediyordunuz?
“Sayın Başbakanım” ya da “Efendim” diye hitap ediyordum. Samimi olsak da yine de bir mesafemiz hep olur. Ciddi biridir, ama bu sizinle makara yapmayacağı anlamına gelmiyor!
Birlikte dedikodu yapar mısınız?
Devlet başkanıyla yapılan şeyin adı dedikodu olmaz! (Gülüyor) Onun her şeyi bilmesi gerekir.
İnatçı mıdır?
İnatçı değil, fakat kararlıdır. Dinler ama sonuçta doğru olduğuna inandığını yapar.
Gün saatlerine göre enerjisi değişir mi?
Yok, Tayyip Bey’in enerjisi hiç düşmez, ama sabah daha ciddi meseleler, gece eve dönerken daha özel şeyler konuşulur.
Kameralar önünde değilken HDP’lilerle ilişkiniz nasıl?
Çözüm süreci görüşmeleri sırasında dostluklar gelişti mi? Gayet insanı ve sıcak... Görüşmeler dışındaki zaman daha esprili ve şen şakrak geçiyor. Bütün milletvekillerinin birbirleriyle dostlukları vardır, ama kameraları görünce rol yapmaya başlarlar. Ben rol yapan biri değilim, seviyorsam severim.
HDP’lilerle resmi görüşmeler dışında da buluşuyor musunuz?
Yoğunluktan dolayı çok fazla görüşemiyoruz. Birkaç kez HDP’den arkadaşlarla çay içtik ama o da hadiseye dönüştü, “Çözüm Heyeti toplandı” diye flaş haber olarak yayınlandı! (Gülüyor) O olaydan sonra daha dikkatli davranmaya başladık.
Söyleşinin tamamı için tıklayın.