Akdoğan: PKK silah bıraktığı takdirde çözüm süreci tam yol ilerler

Akdoğan: PKK silah bıraktığı takdirde çözüm süreci tam yol ilerler

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Kobane eylemleri sonrası askıya alınan çözüm sürecine ilişkin olarak, "Biz, 6-7 Ekim olaylarından önceki noktada duruyoruz. Tam yol ileri diyoruz. Hedef, PKK'nın silah bırakması. Bunun temel zemini de eylemsizliğin tüm boyutlarıyla hayata geçmesi. Bunlar olduğu takdirde süreç hızlı bir şekilde ilerler" dedi. "Şimdi HDP'nin açıklamaları olumlu ama Kandil'den farklı sesler de gelebiliyor" diyen Akdoğan, "Süreçte herkesin kendi durumunu netleştirmesi lazım. Biri bir tarafa çekerken öbürü başka bir tarafa çekerse yürümez" ifadesini kullandı.

Yalçın Akdoğan, HDP İmralı heyetinin değişeceği iddialarıyla ilgili ise "Giden üç isme sanki hükümet müdahale ediyor, değiştirmek istiyor gibi bir hava veriliyor. Hükümetin giden heyetle ilgili bir tasarrufu yok" ifadelerini kullandı.

KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık'ın İngiliz Independent gazetesine verdiği mülakatta "Afrin'e El-Nusra saldırırsa çözüm süreci biter" sözlerine de değinen Akdoğan, "Bunlar anlamsız laflar. Dünyanın herhangi bir yerindeki gelişmeyi Türkiye'deki çözüm süreciyle ilişkilendirmek ve olan biten her şeyi Türkiye'den bilmek katkı sağlamaz" diye konuştu.

Milliyet'ten Serpil Çevikcan'ın sorularını yanıtlayan(13 Kasım 2014) Akdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

- Aynı noktada duruyoruz: Biz, 6-7 Ekim olaylarından önceki noktada duruyoruz. O durduğumuz noktada varılan anlaşma neyse aynı yerdeyiz. Bunun ön şartı da zaten bir takım hadiselerin bitmesiydi. Yol kesme eylemlerinin, asayiş, şiddet olaylarının bitmesi. Bunlar bitecek. Sokaklarda bazı illegal gösteriler, birtakım olaylar var. Bunlara son verecekler. Bu zaten daha önce anlaşılan noktada sürecin zeminini oluşturan yerdi. Burada duruyoruz. Bunu yapacaklar.

- Görüşmeden kaçınmayız: Bu koşullar, HDP'lilerle bir araya gelmenin, diyalog kurmanın ön şartı değildi. Bu yanlış anlaşılıyor. Devam eden diğer sürecin gereğidir diyalog kurmak. Onun ötesinde biz görüşmeden kaçınmayız. Zaten HDP'lilerle münferit olarak Meclis'te görüşüyoruz. Her türlü sorunu çözmek için elbette görüşmek, diyalog kurmak gerekiyor. Bunlar yapılıyor, yine yapılır.

Heyetin değişmesi gündemde yok: Böyle bir şey yok. Heyetin değişmesi derken, mevcut gidenler gitmeyecek, başkası gidecek gibi olumsuz bir algı estiriliyor. Onlar da, 'kimse müdahale edemez' gibi gereksiz şeyler söylüyorlar. Böyle bir şey gündemde yok. Giden üç isme sanki hükümet müdahale ediyor, değiştirmek istiyor gibi bir hava veriliyor. Hükümetin giden heyetle ilgili bir tasarrufu yok.

- Önce normalleşme yaşanmalı (HDP'lilerin, 'müzakere mekanizmalarının kurulmasında mutabakat sağlandı' açıklaması konusunda): Muhtemelen görüşme trafiğinden bahsediyorlar. Bakın, ilerleme birçok konuda sağlanabilir. Önemli olan Kobani olaylarından sonra bozulan toplumsal algının düzelmesidir. Siyasi iklim, toplumsal algı bozukken, insanlar hâlâ güvenlik ihtiyacı hissederken, bölgede örgüt ciddi zulüm ve baskılar yaparken, ileri konuşmalar yapmak, 'şu adım atılacak, bu adım atılacak' gibi konuşmak daha çok ajite ediyor insanları. Bu nedenle, daha sonraki adımları konuşmak için bir normalleşme yaşanması lazım. Bu normalleşmenin olması için de herkesin katkı vermesi lazım. Bölge, kısmen sakinleşti ama neticede bunun kalıcı olması önemli. Birtakım yerlerde yine illegal gösteriler, bazı hadiseler oluyor. Bunlara bir an önce son verilmeli.

Nihai hedef silah bırakmaları: Eylemsizliğin tüm boyutlarıyla hayata geçmesi bu sürecin temel zeminidir. Bunun yapılması lazım. Daha önce bu yarım yamalak bir durumdu. Bunun tam anlamıyla ve gerçekçi bir şekilde uygulanması gerekiyor. Onun ötesinde yapılan görüşmelerdeki konu Türkiye'yi terk etmeleriydi. Bu önemli bir gündem maddesi. Ama neticede nihai amaç örgütün silah bırakmasıdır.

- Bayık'ınki anlamsız laflar: Şimdi HDP'nin açıklamaları olumlu ama Kandil'den farklı sesler de gelebiliyor. Süreçte herkesin kendi durumunu netleştirmesi lazım. Biri bir tarafa çekerken öbürü başka bir tarafa çekerse yürümez. Cemil Bayık, (KCK Eşbaşkanı) 'Afrin'e El-Nusra saldırırsa çözüm süreci biter' gibi bir şeyler söylemiş. Bunlar anlamsız laflar. Dünyanın herhangi bir yerindeki gelişmeyi Türkiye'deki çözüm süreciyle ilişkilendirmek ve olan biten her şeyi Türkiye'den bilmek katkı sağlamaz.

- Kandil enfekte oldu (Öcalan ile Kandil arasında uyum sorunu mu var?): Bölgesel gelişmelerde bir enfekte olma durumu görülüyor Kandil'de. Hem silahın bölgesel gelişmelerde çok fazla ön plana çıkması, birtakım örgütler vs. hem de birtakım enfeksiyonların olduğu, birtakım yönlendirmelerin olduğu anlaşılıyor. Çözüm sürecinin arkasında duracaklarsa, çözüm sürecinin ruhuna uygun laflar edilmesi, buna uygun konuşmalar yapılması lazım. Böyle tehditlerle, şantajlarla olmaz. Gelinen noktada bunların hiçbir anlamı yok.

- Tam yol ileri: Tam yol ileri diyoruz. Hedef, PKK'nın silah bırakması. Bunun temel zemini de eylemsizliğin tüm boyutlarıyla hayata geçmesi. Bunlar olduğu takdirde süreç hızlı bir şekilde ilerler. Ama yol kesme, haraç alma, sokaklarda nümayiş çıkarma gibi olaylar kabul edilemez ve bunlara da müsamaha gösterilemez. Süreç var diye de sessiz kalmayız. İllegalitenin üzerine devlet kararlı bir şekilde gidecek. Güvenlikten taviz veremeyiz.

- Karar davutoğlu döndükten sonra (HDP'lerin İmralı ziyareti ne zaman gerçekleşecek?): Başbakanımız bugün (dün)yurtdışına çıkıyor, döndükten sonra değerlendiririz.