Hürriyet yazarı Akif Beki, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Biz hapiste hasta yatan PKK'lıya da gittik, DHKP-C’liye de, kader mahkûmlarına da, İslami kesimden kendisini tanımlayan hapiste yatan, sağlığı zor olan insanlara da gittik. Hiçbir ayrım yapmadık” sözlerini provoke ettiğini belirterek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın provoke edilmemesi uyarısına rağmen, Kılıçdaroğlu’nun sözlerini provoke etmek değil de nedir bu?" dedi.
Akif Beki'nin, "Liselerinizi birileri kaşıyorsa" başlığıyla yayımlanan (17 Haziran 2016) yazısı şöyle:
Diyelim ki toplumsal barışınız tehlikede.
İçten ve dıştan bir terör kuşatması altındasınız.
Milletinizin ve devletinizin bekasına saldırılıyor, hiç şakası yok, ölüm kalım savaşı veriyorsunuz.
Sokaklarınız alttan alta karıştırılıyor, fokurdama liselere kadar inmiş durumda.
Sosyal patlamalardan çekiniyor, sokak olayları çıkarılmasından endişe ediyorsunuz.
Sinsi bir tahrik söz konusu, sizi içinizde kavgaya tutuşturmak, birbirinize düşürmek, bölüp parçalamak istiyor.
Nasıl yapıp nasıl edip de kötülüğünüzü isteyenlerin amacına ulaşmasını önleyebilirsiniz?
***
Durum tespitiniz yukarıdaki gibiyse, yangına körükle gitmezsiniz.
Yapacağınız şey, ön almaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika dönüşü yapmaya başladığı şeyi yaparsınız.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yapmakta olduğunu değil.
***
Dikkatli bir dil kullanırsınız, birlik ve beraberliğinizi güçlendirirsiniz, terörle mücadeleyi siyasi çekişmelerinizin üstünde tutarsınız.
Anamuhalefet liderinin şehit cenazelerine katılmasından rahatsızlık duymazsınız. Bilakis daha çok teşvik edersiniz. Safları daha da sıkılaştırmaya bakarsınız.
Kılıçdaroğlu’nu şehit cenazelerine sokmamanın, tam da terör örgütünün istediği şey olduğunu görürsünüz.
Tehlikenin azametini fark eder, vahametini kavrarsınız.
Durup, sizi korkutan hain hesaplar üzerine bir daha düşünürsünüz.
Lafta bile olsa terörle mücadelede size her desteği vermeye hazır olduğunu söylemiyor mu CHP!
Yaklaşanı itmeyi bırakın, uzaklaşanı bile yanınıza çekmeye uğraşırsınız.
Dışlayıcı değil kucaklayıcı davranırsınız.
Terör örgütünün illegal alana kaydırmaya çalıştıklarını, siz inatla legal alanda tutmaya azmedersiniz.
CHP’yi kriminalize edip HDP’yle birlikte Kandil’in hizasına koyarsanız, bunun Kandil’dekileri sevindireceğini bilirsiniz. Grekirse CHP’ye rağmen, Kandil’e bu sevinci bahşetmemek için sonuna kadar direnirsiniz.
Girdiyseniz bile bir tartışmaya, uzatmazsınız. CHP’yi, terör örgütünü ziyaret etmiş gibi göstermekte ısrar etmezsiniz.
Cezaevi ziyaretlerinin Meclis’in denetleme faaliyeti kapsamında değil de illa teröre destek amaçlı olduğunu ispata, bitmez tükenmez bir polemik hırsıyla gayret etmezsiniz.
Bakanlığınızın izin verdiği ziyaretleri, yanlış ve yasadışı bir iş havasına sokmazsınız.
Partililerinizin de cezaevlerinde her örgütten tutuklu ve mahkûmla görüştüğü ortaya çıktığında, o ayrı bu ayrı demezsiniz.
Size serbest olanı, başkasına suç saymazsınız.
Kurt kapıya dayanmış, dalmak için ayrışmanızı, gırtlak gırtlağa girmenizi bekliyorsa, anamuhalefeti kendi elinizle ayrıştırmakta bunca diretmezsiniz.
Hata ettiyse de dönme, yanlış söylediyse de düzeltme fırsatı verirsiniz; yalanlama gayretkeşliğine girmezsiniz.
Bugün sizin de kumpas kurbanı dediğiniz Ergenekon terör örgütü veya Casusluk davası sanıklarıyla bildirici akademisyenlerin ziyaret edilmesini, ‘terörden tutuklu ve hükümlüleri 81 kez ziyaret ettiler’ diye servis etmezsiniz.
Ayrıca kendinize de laf getirtmezsiniz. ‘Teröristbaşının odasını ferahlatan, sıkılmasın diye plazma TV koydurup yanına komşu yollayan, içeridekilerle değil dağdakilerle bile temas yürüten siz değil miydiniz’ diye bir karşı propaganda pası vermezsiniz.
***
Günahı taraftar medyanın boynuna; yeni mi söyledi, eski açıklamalarını mı ısıtıp ısıtıp veriyorlar, orası belirtilmiyor. Ama Adalet Bakanı Bozdağ’ın, cezaevlerini ziyaret polemiğini hâlâ sürdürdüğü haberleri çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın provoke edilmemesi uyarısına rağmen, Kılıçdaroğlu’nun sözlerini provoke etmek değil de nedir bu?
‘Ramazan hoşgörü, rahmet, bağışlanma, sevgi, saygı, dargınların barışması, küskünlerin sarılıp kucaklaşması, iyiliği ve güzelliği tavsiye ayıdır’ diye başlayıp... Namaz kılmayana hakaretle biten bir iftar nasihati neyse...
Birlik ve beraberliğimizin her zamankinden daha önemli olduğunu söyleyip, CHP’nin teröre destek verdiği iddiasını kaşımak da o değil midir?