Akif Beki: Erdoğan bile 'evet'i farz kılan Hayrettin Karaman'a "İnsaf et hocam" demiştir!

Akif Beki: Erdoğan bile 'evet'i farz kılan Hayrettin Karaman'a "İnsaf et hocam" demiştir!

Hürriyet yazarı Akif Beki, "Bizi hedefe yaklaştıracak olan bir adımı daha 'Evet' diyerek atmak, 'farz olanı tamamlayan ve ona yaklaştıran her fiil farzdır' kuralının çerçevesine dahildir" diyen Yeni Şafak yazarı Prof. Dr. Hayrettin Karaman'a tepki gösterdi. "Hayrettin Karaman'ın Yeni Şafak’taki yazısının başlığı 'Neyi oyluyoruz'du. Ama ‘Neyi oylamıyoruz’un kitabını yaz desen daha iyisi yazılamazdı" görüşünü savunan Beki, "Eminim Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da fazla gelmiştir. Erdoğan bile endazeyi fena kaçıran bu destekten rahatsız olmuş, ‘İnsaf et hocam’ demiştir" iddiasında bulundu.

Akif Beki'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (15 Nisan 2017) nüshasında yayımlanan Hayrettin Hoca’ya kızıp oy bozmayın başlıklı yazısı şöyle:

Çok haklısınız, eveti farz kılarak ‘yok artık’ dedirtti.

Zorlama bir son dakika fetvasıydı, farkındayım. Ama siz yine de zıtlaşma uğruna niyetinizi bozmayın. İnadına tersini yapmak gibi dürtülere yenilmeyin. Kararınıza sadık kalın, onu da oylanacak metne bağlı tutun.

Neyi oylamadığımızın örneği

Hayrettin Karaman’ın Yeni Şafak’taki yazısının başlığı “Neyi oyluyoruz”du.

Ama ‘Neyi oylamıyoruz’un kitabını yaz desen daha iyisi yazılamazdı.

Eminim Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da fazla gelmiştir.

Erdoğan bile endazeyi fena kaçıran bu destekten rahatsız olmuş, ‘İnsaf et hocam’demiştir.

Aynı günün akşamı, canlı yayında koyduğu ölçülerden çıkarıyorum. Sözleri, Hayrettin Hoca’ya haza cevap gibiydi.

Erdoğan'ın reddiyesine uyun, fetvaya değil

“Biz kişileri konuşmuyoruz, sistemi konuşuyoruz” dedi...

“Faniler üzerine bir ülkeyi bina etmeye kalkarsanız batarsınız. Onun için baki olan bir sistem oluşturalım” dedi...

“Bu sistem, kim gelirse gelsin uyacağı sistem” dedi...

“Şuna bakmamız lazım. Tayyip Erdoğan tabu değil bir kuldur. Bugün var yarın yok” dedi...

“Tabuları yıkmamız lazım. Bunu yıkmazsak, bedelini ağır öderiz” dedi...

Zaten daha önce de “Bu sistemi şahsım için isteyecek kadar karaktersiz değilim”dememiş miydi?

Fanatizmin estirdiği tabulaştırma cereyanlarını durdurmadığını, rüzgâra kapılan Hoca’yı bile kesmediğini görmüş olmalı ki... Referanduma 2 gün kala tekrar uyarma gereği duydu.

Erdoğan'a rağmen abartmacılık

Evete, Erdoğan’ın bile hoşlanmayacağı bir aşırı anlam yüklendiği gerçek mi, gerçek.

“Şahsımla alakası yok, ben gidiciyim, sistem değişikliği kalıcı, benimle ilişkilendirmeyin” diyen Erdoğandeğil mi? Ta kendisi...

Gelin görün ki yine de kendini tutamıyor Hayrettin Hoca. Hızını alamayıp referandumu kişiselleştirmekten nefsini alıkoyamıyor.

“Bu teşebbüs evet ile sonuçlanırsa Tayyip Erdoğan daha güçlü ve etkili hale gelecek” hükmünü verebiliyor.

Hayırcıların hedefi Erdoğan’ın güçlenmesini engellemek, onu etkisizleştirmek diye yazabiliyor.

Türkiye’yi güçlendirip güçlendirmeyeceği üstünde durmuyor bile vurguları.

Sistem değişikliğini Erdoğan’ın şahsına indirgemekten çekinmiyor.

Ardından da... “Farz olanı tamamlayan ve ona yaklaştıran her fiil farzdır” diyerek fetvayı yapıştırıyor. Eveti de bu dini kuralın çerçevesine dahil ediveriyor.

Trol tesirinde kalan aşırıya kaçar

Bir demokratik tercihin helal, diğerinin haram... Evetin Allah emri, hayırın dinen yasak... Evet vermenin sevap, hayır vermenin günah sayılamayacağını bilmez mi?

İlahi bir buyruğu oylamadığımızı... Dini bir vecibeyi yerine getirmek için oy kullanmadığımızı bilmez mi?

Evetin dini bir yükümlülük gibi Allah rızasını garanti etmeyeceğini... Hayır demekle Allah’ın emrine karşı gelinmeyeceğini... Bilmez mi hiç?

Dünyevi iktidar mücadelesiyle iman ve ibadeti karıştırmanın sakıncaları hakkında hepimizi okutur Hayrettin Hoca.

Bilmez mi konunun Allah, kitap, din ve diyanet olmadığını?

Bilmez mi laik-dindar sayımı yapmak için sandığa gitmediğimizi?

Bu referandumun dini fetva konusu olmadığını sizden, benden iyi bilir.

Onun için tepkiselliğe savrulmayın.

Başka neleri mi oylamıyoruz?

Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını oylamıyoruz. AK Parti’nin hükümette devam edip etmemesine karar vermiyoruz. Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başından gidip gitmemesi için de oy kullanmıyoruz.

Kim evet, kim hayırcı diye bakıp ‘Haçlı-Hilal’ savaşında safınızı belirlemek için...

Nispet için, şan olsun diye... Dosta güven, düşmana korku salmak için... Haçlı ittifakını bozmak, küffarı tepelemek, yedi düvel gavuru dize getirmek, cihat bayrağını dalgalandırmak, dünyaya gücümüzü göstermek, AB’yi inletmek, FETÖ’sü PKK’sıyla terörü sandığa gömmek adına...

Ya da ne bileyim ona Osmanlı şamarı atma, buna sille tokat girişme heyecanıyla...

Veya sandıkta bomba olup cümle zındıkların başında patlasın, hepsi gününü görsün, alayına kapak olsun inancıyla sakın ha!...

Kendinizi kandırmayın, evet de hayır da düşmana meydan okuma, bedel ödetme silahı değil.

Yanlış kararın bedelini evetçisiyle hayırcısıyla hep birlikte biz öderiz.

Sunulan modelle daha iyi yönetilip yönetilemeyeceğimizi belirliyoruz sadece.

Teklifi önünüze alıp ne getirdiğine iyice bakın. İster evet ister hayır deyin; gerekçeniz doğru değilse yanlış yaparsınız.