Akif Beki: Erdoğan'ı müdafaa eder göründüklerine bakmayın, Zarrab'ı korumaya alıyorlardı!

Akif Beki: Erdoğan'ı müdafaa eder göründüklerine bakmayın, Zarrab'ı korumaya alıyorlardı!

Hürriyet yazarı Akif Beki, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın'ın, "Reza Zarrab olayı Amerika'da yürüyen bir süreç. Bizim onunla ilgili farklı bir şey söylememiz mümkün olmaz. Bize intikal eden bir şey söz konusu değil" şeklindeki açıklamasını değerlendirdi. "Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanmasıyla ilgili kuşkuları amacından saptırma çabaları peyda olmuştu. Adamın Amerikan yargısıyla işbirliği yapma ihtimalini ve bunun olası sonuçlarını konuşmayı, Erdoğan düşmanlığı gibi sunan bir hadsizlik türemişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı müdafaa eder göründüklerine bakmayın. Düpedüz Reza Zarrab’ı korumaya alıyorlardı" ifadelerini kullanan Beki, "Erdoğan’ı savunmak kripto Zarrab’çıların eline mi kalacaktı; tam umudu kesiyordum ki Beştepe’den beklenen çıkış dün duyuldu. Nihayet bu kripto Zarrab’çıların maskesini düşüren bir ses geldi" diye yazdı. 

"Zarrab’ın gidişinde bir sakatlık sezen, ‘taklaya gelmeyelim’ diyen yandı. Ağzınızı açıp kurcalamayacak, böyle ansızın gidişi hakkında herhangi bir yoruma cüret etmeyecek, dönüp arkasından bakmayacaktınız bile" diyen Beki, "Gidip tutuklanmamış ve şu an bir Amerikan nezarethanesinde yatmıyormuş da evinde mışıl mışıl uyuyormuş gibi yapacaktınız" ifadelerini kullandı.

Akif Beki'nin "Kripto Zarrab'çılara Beştepe dersi" başlığıyla yayımlanan (29 Mart 2016) yazısı şöyle: 

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, dün kritik bir açıklama yaptı.

Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanmasıyla ilgili kuşkuları amacından saptırma çabaları peyda olmuştu.

Adamın Amerikan yargısıyla işbirliği yapma ihtimalini ve bunun olası sonuçlarını konuşmayı, Erdoğan düşmanlığı gibi sunan bir hadsizlik türemişti.

Terör estirmeye, panik ve telaş içinde ortalığı velveleye vermeye başlamışlardı.

Gören de gerçekten Erdoğan’la alakası kuruluyormuş da kendilerini onun için paralıyorlar zannedecekti.

İşte Erdoğancılık kisvesi altında gizli Zarrab gardiyanlığına soyunanlara anlamlı bir müdahalede bulundu Kalın.

Zırvanın zirvesi hezeyanlarını, soğukkanlı birkaç ‘Ne oluyoruz yahu, kesin tantanayı’ cümlesiyle bitirdi.

* * *

Zarrab’ın akıbeti, Erdoğan sevgisinden veya karşıtlığından bağımsız ele alınamazmış gibi davranıyorlardı.

Orada yargılanmasının Türkiye’yi etkileyip etkilemeyeceğini anlamaya çalışmayacaktınız. Bunu doğrudan Erdoğan’ı hedefe koymakla bir tutuyorlardı.

Amerika’da tutuklanan bir TC vatandaşının kaderiyle ilgilenmeyi, çok sakıncalı bir eyleme dönüştürüyorlardı.

Yüzünüzü o tarafa dönmeyecek, davayla ilgilenmeyi aklınızdan bile geçirmeyecektiniz.

İşin fenası, bu garip davranışlara kimsenin ses etmemesinden de cesaret alıyor, azıttıkça azıtıyorlardı.

Neyse ki İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan adına bu saçmalığa bir son verdi.

* * *

Niye gitti, anlaştı da mı gitti?...

Star gazetesinden Ahmet Taşgetiren’in sorduğu gibi ‘ümük sıkma operasyonu için projelendirilmiş’ bir gidiş miydi?...

İtirafçı olmaya mı koşup gitti, benim de şüphelendiğim gibi Türkiye’ye uzanacak ifadeler vermek üzere mi gitti?...

Kendini kurtarmak için başkalarının başını yakmaya mı, onun bunun üstüne suç yıkmaya mı gitti?...

Kullanıma girmek için mi, sinsi bir plana hizmet etmek için mi gitti?...

Amerika’da yeni bir hayat karşılığında Türkiye’deki eski hayatını satmaya mı gitti?...

Yoksa arandığını bilmeden, yakalanacağından filan habersiz ‘süper savcı’ Bharara’nın elinde kuzu kuzu yargılanmaya mı gitti?...

Bin sual var ortada, bini de cevapsız.

Fakat bunların tartışılmasından rahatsız bir güruh, Zarrab’a laf değdirmiyor, toz kondurmuyordu.

Zarrab’ın gidişinde bir sakatlık sezen, ‘taklaya gelmeyelim’ diyen yandı...

Ağzınızı açıp kurcalamayacak, böyle ansızın gidişi hakkında herhangi bir yoruma cüret etmeyecek, dönüp arkasından bakmayacaktınız bile.

Gidip tutuklanmamış ve şu an bir Amerikan nezarethanesinde yatmıyormuş da evinde mışıl mışıl uyuyormuş gibi yapacaktınız.

Dayattıkları buydu.

Merak gösterenin hemen tepesine üşüşüyor, ‘Vay sen reise bir şey mi demek istedin’ diye kabarıyorlardı.

* * *

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı müdafaa eder göründüklerine bakmayın. Düpedüz Reza Zarrab’ı korumaya alıyorlardı.

Zarrab’ı korumak için adını Erdoğan’ın adıyla yan yana getirmekten, aynı cümle içinde birlikte anmaktan da çekinmiyorlar...

Erdoğancılığın arkasına saklanarak Zarrabcılık yapıyorlardı.

Ne hakla koskoca Cumhurbaşkanı’nın adını Zarrab’ın tutuklanma olayına bulaştırıyorlardı?

Bu ne densizlik, bu ne pervasızlıktı?

‘Üst aklın uşağı mısınız siz, algı operasyonu mu çekiyorsunuz, sizin dostluğunuz lazım değil, Zarrab’la ilişkilendirerek savunacağınıza varın düşmanlık yapın daha az zarar verirsiniz, hadi oradan’ diyen çıkmamıştı günlerdir.

Ahmağa yatan bu dost görünümlü gizli Zarrabcıları huzurdan def eden yoktu.

Erdoğan’ı savunmak kripto Zarrab’çıların eline mi kalacaktı; tam umudu kesiyordum ki Beştepe’den beklenen çıkış dün duyuldu.

Nihayet bu kripto Zarrab’çıların maskesini düşüren bir ses geldi.

Erdoğan’ın sözcüsü “Amerika’da bir yargıcın verdiği karardır, yürüyen bir süreçtir. Şu an bizim bununla ilgili farklı bir şey söylememiz uygun olmaz. Bize intikal eden bir şey söz konusu değil” dedi ve noktayı koydu.

Yazının tamamını okumak için tıklayın