Hürriyet yazarı Akif Beki, Reina'daki saldırıdan sonra konuşan rejim parlamentosunun sekreteri Halid Abbud'un "IŞİD, Şam’ın yamacında. Ama bombalar Şam’da değil de niye Türkiye’nin şehirlerinde patlıyor, biliyor musunuz. Çünkü Suriye istihbaratı, örgütün kilit kontrol pozisyonlarına sızmayı başardı..." sözlerini hatırlatarak "Reina katliamını bak Esad üstlendi" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Beki, "Bileceğiz ki IŞİD’e Şam sızdıysa Rusya da sızmıştır. Rusya’ya yaslanarak, Şanghay Beşlisi’ne güvenerek AB ve ABD’yle ortaklığımızı bozmayacağız" görüşünü savundu.
Akif Beki'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (8 Ocak 2017) nüshasında yayımlanan 'Reina katliamını bak Esad üstlendi' başlıklı yazısı şöyle:
Halid Abbud adlı, rejim parlamentosunun sekreteri, Suriye devlet televizyonuna itiraf gibi bir ifşaatta bulunuyor.
"IŞİD, Şam’ın yamacında. Ama bombalar Şam’da değil de niye Türkiye’nin şehirlerinde patlıyor, biliyor musunuz” diyor.
“Çünkü” diyor, “Suriye istihbaratı, örgütün kilit kontrol pozisyonlarına sızmayı başardı...”
Ola ki mesaj alınmamıştır diye duymayan bırakmıyor.
“Bu katliamları durdurmak istiyorsanız, yolu Suriye istihbaratıyla işbirliği yapmaktan geçer” diye dostluk göstermeyi de ihmal etmiyor.
Gözden kaçmasın; Reina katliamından sonra geliyor bu ifşaat.
Katliamı Esad rejimi adına üstlenmekten farkı yok.
Konuşuyoruz, tartışıyoruz ya ‘Terör örgütlerini üstümüze kim salıyor’ diye...
FETÖ’sü, PKK’sı, IŞİD’i birden saldırıyor, ‘Arkalarında aynı güç mü var’ diyoruz ya...
Yoksa Rusya’yla yakınlaştığımız için bizi ‘güvenilmez ortak’ gördüler de... AB ile ABD tarafından cezalandırılıyor muyuz diye kuruyoruz ya...
Artık IŞİD saldırılarını hangi merkezin yönlendirdiğini öğrenmiş olduk.
Suriye devlet televizyonu, parlamento sekreterinin ağzıyla itiraf ediyor.
Resmi üstlenme gibi...
‘Sakın yanlış adrese mal etmeyin, biz yaptık’ der gibi...
‘Başınıza gelen her kötülüğü AB’den, ABD’den biliyorsunuz ama bizi de unutmayın, bir halta sayın’ der gibi...
‘Gücümüzü yabana atmayın, Muhaberat’ımızın operasyon kabiliyetini hafife almayın, terör üretme kapasitemiz hâlâ aktif, hâlâ faal’ der gibi...
Niye hatırlatıyorlar bunu?
Suçlarını itiraf etmek, katliamı üstlenip biraz daha beddua almak, biraz daha öfke ve nefret çekmek için değil.
Nanik yapmak, bakın nasıl intikam alıyoruz, nasıl canınızı yakıyoruz demek için de değil.
Boşboğazlıktan hiç değil.
Bilinçli bir göze sokma bu.
Niye ‘Azmettiriciyi başka yerde aramayın, biz yaptık’ mesajı verdikleri açık.
‘Pazarlık yapacaksanız bizle yapacaksınız’ demek için...
‘Arayı düzeltecekseniz bizle düzelteceksiniz’ demek için...
‘Bizle uzlaşmazsanız canınız daha çok yanar, fail de muhatap da biziz’ demek için...
İnternete düştüyse bu dehşet itirafın videosu, ben sen gördüysek, MİT’in dikkatinden kaçmış olamaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha zarfını bile açmadan mesajı iade ettiğine göre...
Arkasından kim çıkarsa çıksın elimizin tersiyle ittiğimizi söylediğine göre...
Teröre teslim olmayacağımızı, boyun eğmeyeceğimizi üstüne basa basa tekrar ilan ettiğine göre...
Reina katliamına IŞİD’i memur eden Şam’ı muhatap almayacağız demektir.
Diz çökmeyecek, pazarlığa oturmayacak, uzlaşmaya yanaşmayacağız demektir.
Anladıkları dilden karşılık vereceksek geriye tek yol kalıyor.
Karşısında tek vücut halinde sağlam duracağız.
İşi gücü iç düşman üretmek olan... Ona buna hain diyerek geçinen... Ekmeğini içeride husumet körüklemekten çıkaran trol tayfasının iş akdini feshedeceğiz.
Militan partizanlığı bir kenara bırakıp iktidarı en geniş sosyal tabana yayacak, kimseyi dışlamadan paylaşacağız.
Dalga sert geliyor; buna ancak iç kutuplaşmayı bitirerek dayanabileceğimizi bileceğiz.
Kürt-Türk, Alevi-Sünni, iktidar-muhalefet diye mi bizi bölmeye çalışıyorlar... Kürt’ün, Alevi’nin, öteki Türk’ün aidiyet bağlarını güçlendireceğiz.
Bir türlü yapamadığımız şeyi yapıp helalleşecek, kucaklaşacağız.
‘ÜST AKIL’LARI AYIRMAK
Bir şey daha yapacağız...
Bileceğiz ki IŞİD’e Şam sızdıysa Rusya da sızmıştır.
FETÖ’sü, IŞİD’i, PKK’sı dönüşümlü gibi vuruyor, nöbetleşir gibi mi saldırıyor...
Bu döngüyü kırmak için arkalarındaki güçlerin çıkar çatışmasından yararlanacağız.
Onları birleşik bir terör cephesi, yönlendiricilerini de tek bir ‘üst akıl’ sanmayacağız.
Rusya’ya yaslanarak, Şanghay Beşlisi’ne güvenerek AB ve ABD’yle ortaklığımızı bozmayacağız.