Hürriyet yazarı Akif Beki, Hamburg'da düzenlenen "G20 protestoları"nın Hürriyet ve Star gazetelerinde "Savaş alanına döndü, cehennem gibi, Hamburg yanıyor" başlıklarıyla verildiğini vurgulayarak "Şahsen, o manşetlerimizde bir yanlışlık, bir art niyet görmüyorum. Ama bu manşetleri ‘rövanş alma, misilleme’ mantığıyla atanlar varsa; 'Etme bulma dünyası, oh olsun’ duygusuyla okuyanlar, haklılaştıranlar varsa işte onları baştan uyarmak isterim" dedi.
Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak ile ilgili olarak "Nuh Bey, Alman medyasını gerçekleri halktan saklamakla, üstünü örtmekle suçlamıyor. Terörün amacına hizmet etmemek, propagandasına alet olmamak için doğru yaptıklarını düşünüyor" ifadesini kullanan Beki, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
"Başbakan Merkel’den Cumhurbaşkanı Steimmeier’e bütün yetkililer konuştu. 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana bu boyutta bir şiddet yaşamadıklarını söylediler, suça karışanların en ağır şekilde cezalandırılmasını istediler. Eylemci dediler, gösterici dediler, şiddetçi dediler... Anadolu Ajansı’nda görmedim ama militan, vandal, aşırı solcu ya da ekstremist diyen yetkili de çıkmıştır. Fakat ağızlarından terörist, hain, casus, faşist, isyancı, ayaklanmacı, ajan provokatör gibi tanımlamalar çıkmadı. Kılıçdaroğlu’nun barışçıl yürüyüşünü antidemokratik, miting konuşmasını ‘sokağı adres göstererek topluma anarşizm sunmak’, ‘faşizm’ ve ‘isyana teşvik’ olarak değerlendiren AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal’a bakınca insan, aramızdaki bu tepki farklılıklarına hayret etmiyor mu doğrusu Nuh Bey?"
Akif Beki'nin "Teröre epey hizmet ettik desenize Nuh Bey" başlığıyla yayımlanan (12 Temmuz 2017) yazısı şöyle:
Bizdeki en küçük olayı bire bin katarak, habbeyi kubbe yaparak abartan Alman medyası, Hamburg olaylarını büyütmemiş, halkın gözüne sokmamış.
O kadar küçük görmüş ki... Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, Hamburg’daydı. Gurbetçilerimizin Almanya’daki terör haberlerini Türkiye’den öğrendiklerini, Alman medyasından izleyemediğini söylüyordu.
Nuh Bey, Alman medyasını gerçekleri halktan saklamakla, üstünü örtmekle suçlamıyor. Terörün amacına hizmet etmemek, propagandasına alet olmamak için doğru yaptıklarını düşünüyor.
Ama Türkiye’ye gelince aynı hassasiyeti göstermemelerini eleştiriyor, ikiyüzlü tavra dikkat çekiyor.
Aynı olaylar, Star ve Hürriyet dahil bizim gazetelerin manşetlerindeydi. ‘Savaş alanına döndü, cehennem gibi, Hamburg yanıyor’ başlıklarıyla verildi.
Abartılı mıydı, hayır. Gerçeği yansıtıyordu.
Ancak manşete çekmek teröre hizmetse biz de hizmet mi etmiş olduk?
Almanların bize yaptığını biz de onlara mı yapmış, biz de çifte standart mı uygulamış olduk?
Yarın, Alman meslektaşlarımız ‘Yok aslında birbirimizden farkımız’ dese, var mı makul bir savunmamız?
Şahsen, o manşetlerimizde bir yanlışlık, bir art niyet görmüyorum.
Ama bu manşetleri ‘rövanş alma, misilleme’ mantığıyla atanlar varsa...
‘Etme bulma dünyası, oh olsun’ duygusuyla okuyanlar, haklılaştıranlar varsa...
İşte onları baştan uyarmak isterim.
Ne Alman medyasından ne de siyasilerinden bizimkilere benzer tepkiler yükseldi.
‘Türk medyası olayları köpürterek Almanya’ya operasyon çekiyor, manipüle edip kışkırtıyor, provokasyon yapıyor, derin devletleri ekonomimizi çökertmek, bize boyun eğdirmek istiyor’ diyen duyulmadı.
‘Dış güçler ayaklanma provasına çevirdi, düşman sokağımızı kaşıyarak içimizi karıştırıyor, kaos planları devrede, içsavaş senaryosu tezgâhladılar, yedi düvel bize cephe açtı, üstümüze oyunlar oynanıyor’ argümanları dolaşıma sokulmadı.
‘Bütün terör örgütlerini karşımızda birleştirdiler, gizli bir el onları harekete geçirdi, birileri düğmeye bastı, emperyalistler emperyalizmle savaş görüntüsü altında savaşı kalbimize taşıdı, çokuluslu saldırı altındayız, böylesini daha önce görmedik, gösteri hakkını kullanarak Almanya’yı bölüp parçalamak istiyorlar, ihanet ittifakıyla karşı karşıyayız, hedef G-20’yi protesto bahanesiyle aslında Almanya’nın birliği, amaç güçlenmemizin önünü kesmek, şer koalisyonu yerli işbirlikçilerini tetikledi, satılmış alçaklar ve hain uşaklarıyla bizi içeriden yıkmayı deniyorlar’ türü komplo teorileriyle açıklayana rastlanmadı.
100 bin eylemciden söz ediliyor. Polisle çarpışıp vuruştular...Yakıp yıktılar... Bastılar, yağmaladılar, ateşe verdiler...
Anarşist çetelerin, terör şebekelerinin, yüzleri maskeli militan grupların topu birden ‘antikapitalist, antiemperyalist, G-20 ve küreselleşme karşıtı’ kılığında sokağa indi...
Anadolu Ajansı’ndan aldım, bilanço şu: 476 polis yaralandı, 411 kişi gözaltına alındı, 37’si tutuklandı.
Milyar dolarlık zarar oluştu ama can kaybı yok.
Başbakan Merkel’den Cumhurbaşkanı Steimmeier’e bütün yetkililer konuştu.
2. Dünya Savaşı’ndan bu yana bu boyutta bir şiddet yaşamadıklarını söylediler, suça karışanların en ağır şekilde cezalandırılmasını istediler. Eylemci dediler, gösterici dediler, şiddetçi dediler... Anadolu Ajansı’nda görmedim ama militan, vandal, aşırı solcu ya da ekstremist diyen yetkili de çıkmıştır.
Fakat ağızlarından terörist, hain, casus, faşist, isyancı, ayaklanmacı, ajan provokatör gibi tanımlamalar çıkmadı.
Kılıçdaroğlu’nun barışçıl yürüyüşünü antidemokratik, miting konuşmasını ‘sokağı adres göstererek topluma anarşizm sunmak’, ‘faşizm’ ve ‘isyana teşvik’ olarak değerlendiren AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal’a bakınca....
İnsan, aramızdaki bu tepki farklılıklarına hayret etmiyor mu doğrusu Nuh Bey?
Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak'a