Karar yazarı Akif Beki, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü resmi olarak İsrail'in başkenti sayacaklarını açıklamasının ardından AKP iktidarına öneride bulundu. Dünya gündeminde büyük yankı uyandıran ve tepkilere neden olan Trump'ın Kudüs kararı karşısında "Biz de Kudüs'ün gaspını tanıyanı tanımayalım" diyen Beki, "Cehaleti giderilecek, dünyanın bozulmayacak dengeleriyle kaşınmayacak sinir uçları hakkında ders verilecek, kaçırdığı akıl başına devşirilecek, kaybettiği şuur kafasına vura vura buldurulacak" ifadesini kullandı.
Akif Beki'nin "Trump'a karşı bir eylem planı önerisi" başlığıyla (7 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Madem ki Trump’ın başının altından çıktı bu fitne...
Seleflerinin hep ötelediği bu adımı atma, Pandora’nın kutusunu açma cüretini madem ki o gösterdi...
Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmek gibi ahmakça emrivakileri oldu-bittiyle kabul ettiremeyeceğini henüz öğrenemedi, madem ki tam bir kaçık çıktı...
İçeride paçasını kurtarmak için dışarıda ateşle oynamaktan çekinmeyecek kadar gözünü para ve iktidar hırsı bürümüş madem ki...
Ve başkan kalmak için, gerekirse çatışma ve kutuplaşmaları kızıştırarak gözünü bile kırpmadan savaş çıkaracak kadar narsist bir muhteris...
Kendisini yakacak bir yangını daha büyük bir yangınla söndürmek için, icabında dünyayı düşünmeden ateşe atacak kadar menfaatperest bir megaloman...
Özetle; siyasi popülizm uğruna, hiç teklemeden yeri yerinden oynatıp kızılca kıyametler kopartacak kadar gözünü karartmış kifayetsiz, hatta patolojik bir egoist madem ki Trump...
O halde adını doğru koyalım.
Cehaleti giderilecek, dünyanın bozulmayacak dengeleriyle kaşınmayacak sinir uçları hakkında ders verilecek, kaçırdığı akıl başına devşirilecek, kaybettiği şuur kafasına vura vura buldurulacak...
Yani yeri ve haddi bildirilerek bu marazi bencilliği tedavi edilecek vaka, bu hastalıklı küstahlığının bedeli ödettirilecek kişi de sayın Trump hadsizinin bizzat kendisidir.
Görev ise bölgenin şevketli lider devletlerine düşmektedir. Öne geçip Trump’a dünyanın kaç bucak olduğunu gösterecek bir güç birliğinin başını onlar çekmeli.
Tetiklediği öfke ve infiali öyle organize bir tepkiye, öyle kararlı bir karşı koyuşa dönüştürmeliler ki neye uğradığını şaşırsın. Kıvılcımlarını çakıp da neyi tutuşturduğu taş düşer gibi dank etsin kalın kafasına.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu üzere Kudüs, Müslümanların çiğnetilmeyecek kırmızı çizgisidir, izzeti ve haysiyetidir. Ve Türkiye’nin tepkisi, İsrail’le diplomatik ilişkileri koparmaya kadar varabilir.
Ama Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Karadaği’ye katılıyorum, o kadar uzağa gitmeden de yapılacaklar var. İsrail’den önce Trump’a yönelmek, onunla irtibatı askıya almak gibi.
Karadaği, tüm İslam ülkelerini ABD’ye diplomatik ve ticari baskı kurma cihadına çağırıyor.
Ben de somutlaştırıyorum.
İlk aşamada, Trump’la konuşmayı kesmek iyi bir başlangıç olabilir. Kendisini aramamak ve aradığında telefonlarına çıkmamak gibi. Zirve toplantılarında değil kuyruğa girip randevu istemek, kapıda kuyruk beklese dahi yüzüne bakmamak gibi.
Ayrıca nasıl ki daha önce yönetimiyle Mısır halkı ayrı tutuldu, darbeci Sisi ve şürekasına tavır alınırken, ilişkileri tamamen keserek suçsuz halkı cezalandırıcı politikalardan kaçınıldı...
Şimdi de sayın Trump ve alık maiyeti dışlanarak cezalandırılırken, dost Amerikan halkının olumsuz etkilenip zarar göreceği yaptırımlara başvurulmamalı.
Hatta Trump’ı canla başla durdurmaya çalışan azimli Amerikan sistemini de ekonomik ve diplomatik ambargolarla sıkıştırmamaya dikkat etmeli. Aksine, bu kutlu gazada bizden yana olan sistemle dirsek temasına geçilip işbirliğinin imkanları bile araştırılabilir derim.