Akif Beki'den AKP'ye: Verin desteği Mahsun Kırmızıgül'e, en kralından size anti-FETÖ filmi çeksin

Akif Beki'den AKP'ye: Verin desteği Mahsun Kırmızıgül'e, en kralından size anti-FETÖ filmi çeksin

Hürriyet yazarı Akif Beki, darbe girişimini tüm yönleriyle araştırmak ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun raporunda yer alan "Gülen cemaati kendisini sinemada 2009 yılında göstermeye başladı ve ‘Kelebek,’ ‘Eşrefpaşalılar,’ ‘Allah’ın Sadık Kulu: Barla,’ ‘Selam’ ‘Birleşen Gönüller’ ve ‘Selam: Bahara Yolculuk’ filmlerini yaptı" değerlendirmesiyle ilgili olarak "Nasıl gişe yapmışlar diye şaşakalacağına, devletin imkânları elinde,  Sen de boş durmayıp iki film soktursaydın vizyona diyen yok" görüşünü savundu. "Bunu çözecek donanımda bir AK Partili varsa o da Bakan Nabi Avcı’dan başkası değil" diyen Beki, "Tam biçilmiş kaftan. Verin desteği Mahsun’a, en kralından çeksin size bir anti-FETÖ filmi. Hem korkunç bir din hokkabazlığının maskesini indirsin hem de kitlelere ulaştırsın... Bakanlığın bütçesi de çöpe gitmesin" ifadesini kullandı.

Akif Beki'nin "Verin Mahsun’a çeksin anti-FETÖ filmi" başlığıyla yayımlanan (28 Aralık 2016) yazısı şöyle:

FETÖ’nün 2009’dan itibaren çektirip vizyona sokturduğu 6 sinema filmi konuşuluyor.

O 6 film, gişede toplam 7 milyon bilet satmış.

Meclis 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu kayıtlarında geçiyor.

Resmi bir tespit yani.

Filmlerin adlarıyla içerik analizleri bile var...

Kâh öğretmen kâh doktor kâh bir imam üzerinden FETÖ propagandası yapmışlar.

Hizmet aşkı uğruna gurbette bin bir çile ve sıla özlemine katlanan kahramanların fedakârlıkları işlenmiş, özendirilmiş, cesaretlendirilmiş...

FETÖ lideri Gülen’e şifreli selamlar çakılmış, alttan alta yüceltilmiş, subliminal mesajlar verilmiş, izleyicinin kafasına gizliden gizliye FETÖ zehri zerk edilmiş vesair...

Özetle; hem mesaj filmleri çektirmiş FETÖ hem de izleyiciye ulaştırmayı başarmış.

Film başına ortalama izleyici sayısının 100 bin olduğu yerde, milyonu yakalayabilmiş...

* *  *

Şuna yanıyorum; FETÖ’yle mücadele, tespit tüketerek zaman öldürmekle geçiyor.

Vay öyle de film çekmişler, vay böyle de gişe yapmışlar, vay şöyle de propaganda mesajları yerleştirmişler...

MİT krizinin, 17-25 Aralık kumpasının, darbe girişiminin üzerinden yıllar, aylar geçti...

FETÖ’nün filmleriyle çeneni yoracağına sen de çektirseydin iki film diyen yok.

Nasıl gişe yapmışlar diye şaşakalacağına, devletin imkânları elinde... Sen de boş durmayıp iki film soktursaydın vizyona diyen yok.

* * * 

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı açıkladı; 2016’da sinemaya verilen 28.5 milyon liralık destek, 2017’de 40 milyona çıkarılıyor.

15 yıl önce yılda sadece 9 yerli film çekilirken bu rakam, astronomik bir artışla 139’lara fırlamışsa...

Nabi Bey gurur duymakta haklı, bunu bakanlığın parasal desteğindeki artışa borçluyuz.

Nabi Bey şununla övünmekte de haklı; 55 milyonluk toplam izleyici içinde yerli film izleyicisi 30 milyona ulaştıysa... Bu da o destek ve teşvikler sayesinde mümkün oldu.

Fakat madalyonun tersine de bakalım.

Bakanlığın desteklediği yerli filmler bu rakamlardan ne pay alıyor?

Kaç kişi tarafından izleniyor, ne hasılat yapıyor?

En ödüllüsü 3 bin-5 bin seyirci ya çekiyor ya çekemiyor.

Öyleyse...

FETÖ filmlerinin gişe başarısı neden bakanlık destekli filmlerde yok?

Ve neden hâlâ ses getirecek bir anti-FETÖ filmi çektirilebilmiş değil?

Senaryo kriterlerinde mi sorun, değerlendirme kurulunda, dostlar alışverişte görsün anlayışıyla yaklaşılmasında mı?...

Bunu çözecek donanımda bir AK Partili varsa o da Bakan Nabi Avcı’dan başkası değil.

* * * 

Nereden başlanabileceği konusunda somut bir önerim bile var.

FETÖ’nün içyüzünü teşhir edecek bir filme destek için, oturup başvuru beklemesin bakanlık.

Kendi eliyle arayıp bulsun, doğrudan teklif götürsün.

Mesela neden Mahsun Kırmızıgül’e sipariş edilmesin böyle bir proje?

2014’te ‘Mucize’ filmini izlediğimde neredeyse bir FETÖ yapımı diyecektim.

Bakara-makara olayına Bakara suresini ezberden okuyamayana kız dahi vermeyen köylülerle göndermelerden tutun da... En kalınından subliminal mesajlara, en irisinden alt metin döşemelere, en kahramanından idealist bir öğretmenin fedakârlıklarına kadar...

Ancak FETÖ filmlerinde görülebilecek unsurları, onlardan daha büyük bir ustalıkla filmine yedirmişti Mahsun.

E gişede de onlardan aşağı kalır yanı yok, başarısı kanıtlanmış, izletmeyi biliyor.

Tam biçilmiş kaftan. Verin desteği Mahsun’a, en kralından çeksin size bir anti-FETÖ filmi.

Hem korkunç bir din hokkabazlığının maskesini indirsin hem de kitlelere ulaştırsın... Bakanlığın bütçesi de çöpe gitmesin...

İster FETÖ’yle mücadele ister yerli sinemaya destekte olsun; kazanılırsa ancak böyle kazanılır.