Akif Beki'den Cumhurbaşkanı Başdanışmanı'na: Putin toleransımızı daha da zorlamasın!

Akif Beki'den Cumhurbaşkanı Başdanışmanı'na: Putin toleransımızı daha da zorlamasın!

Hürriyet yazarı Akif Beki, PYD ile ilgili olarak “Onları Fırat’ın batısından atacağız. Fırat’ın doğusunda ise onlara dokunmayacağız” diyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik'e "Putin toleransımızı daha da zorlamasın" dedi. 

 

Eski Başbakanlık Danışmanı Beki, Rusya Hava Kuvvetleri'nin, Suriye'nin El Bab kasabasında 4 Türk askerinin yaşamını yitirmesine yol açan hava operasyonuna ilişkin olarak ise "Biz alttan aldıkça o daha çok üste çıkıyor, deklare edilmiş resmi pozisyonumuza saygısını daha da kaybediyor. Bu alttan alma, bu ne yaparsa yapsın anlayış gösterme, bu arayı hoş tutma uysallığını sürdürdüğümüz takdirde" ifadesini kullandı. Beki, "Bugün Fırat’ın doğusunda tolere ettiğimiz PYD kantonlarını yarın Fırat’ın batısında da tolere ettirecek Rus emrivakilerine maruz kalmayalım İlnur Bey?" diye yazdı.

Akif Beki'nin "Putin toleransımızı daha da zorlamasın" başlığıyla yayımlanan (16 Şubat 2017) yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik, New York Times’a öyle bir şey fısıldamış ki...

“Fırat’ın doğusundaki Kürt kantonlarını Ankara’nın tolere edebileceğini ima etti” diyor gazete. Ya orada kalmazsa, ya arkalarına Putin’i almışken Ankara’nın tahammülünü Fırat’ın batısında da zorlarlarsa... PYD SIRTINI BAKIN KİME DAYIYOR? Dün Moskova’da PKK’nın Otonomi Konferansı başlayacaktı. Düzenleyen PYD. Rus Dışişleri’nin sadece bilgisi altında değil, himayesinde yapılıyor. Sürpriz mi, değil. Putin, pişkin ve pervasız bir süper güç oyuncusu. Türkiye’den de korkusu yok... Yüz buldukça el yükseltiyor, yüz buldukça daha geniş oynuyor. Anlayış göstermeyi zayıflık, esnekliği tavize yatkınlık gibi okuduğundan olmasın bu? El Bab’da Rus jetleri askerlerimizi vurdu, özür diletmedik. Bahçeli’nin tabiriyle “Sen Rusya’ysan biz de bugüne bugün Türkiye’yiz” demedik. Diş göstermek bir yana dişimizi gıcırdatmadık bile. Ağırbaşlılıktan, vakardan anlayacak bir muhatap yok karşımızda. ‘Yanlışlıkla oldu, kazayla vurduk’ deyip bir ‘pardon’la geçiştirdi. Maraza çıkmasın diye lafımızı esirgeyince... Baktı kendileri gibi cazgırlık yapmıyoruz, efendi efendi sineye çekiyoruz, durur mu? TEPKİMİZİ YOKLAYA YOKLAYA Anladığı dilden konuşmak yerine halden anlamasını bekledikçe bir adım daha ileri gidiyor. Sessizliğimizi zaaf ve sinmişlik olarak algıladığı ortada. Ne gücümüzden çekiniyor ne caydırıcılığımızı ciddiye alıyor. Gözdağı değildiyse bile bunun gözümüzü korkuttuğunu düşünüyor muhtemelen. Kısacası endişem şudur İlnur Bey.... PKK’yı terör örgütü olarak tanımladıkları halde, PYD’ye terörist demedikleri için AB ile ABD’ye çekmediğimiz ayar kalmadı. Kızdık, bozuştuk, sadakatsizlikle suçladık, güvenilmez ortak olduklarını söyledik, ne ikiyüzlülüklerini bıraktık ne sahte dostluklarını. ‘Terörle mücadelemizde bizi yalnız bırakan NATO’dan stratejik müttefik mi olur’a kadar geldik. Fakat bakın yüzümüzü döndüğümüz, alternatifsiz ve seçeneksiz değiliz diye yöneldiğimiz Moskova ne yapıyor? Değil PYD’yi, PKK’yı bile terör örgütü olarak görmüyor. Kara listeye alacakken kucak açıyor. IŞİD’den başka terör örgütü, Esad düşmanlarından başka terörist tanımıyor. Suriye’nin geleceğinde bir PYD Özerk Bölgesi öngörüyor, bunu anayasa taslağına bir öneri olarak koyuyor. KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZİ SAYMIYOR HİÇ Yetmiyor... Yeni Suriye projesini hayata geçirirken engel olmasın diye Türkiye’ye karşı tedbirler de geliştiriyor. Fırat Kalkanı harekâtının istenmeyen bölgelere genişlememesi için PYD kantonlarına Esad bayrağı çektiriyor. Bunun için PYD ile Şam rejimini Rus üssünde masaya oturtuyor, el sıkışıp anlaşmaya ikna ediyor. PYD’nin kontrol ettiği bölgelere Esad dokunulmazlığı kazandırıyor, koruma sağlıyor. İşte en son PYD’nin otonomi konferansına ev sahipliğini de ekledi. Ankara’nın sabrını zorlamakta sınır tanımıyor yani. SAYGINLIĞIMIZ TEHLİKEDE İtidalli, ölçülü tepkimizi acziyetimizden sanıyor. Biz Batı’ya karşı Rusya’ya sokulup yakınlaştıkça o Ankara’yı kendisine mecbur, gidecek başka yeri yok zannettiğinden olmasın? Anlayışımızı sağduyuya yorup kendine gelmesini beklerken, o toparlanmıyor, aksine serpildikçe serpiliyor, yayıldıkça yayılıyor. Kabullendiğimiz her dayatmasını bir yenisi izliyor, her oldubittisinin arkasından daha fazlası geliyor. Biz alttan aldıkça o daha çok üste çıkıyor, deklare edilmiş resmi pozisyonumuza saygısını daha da kaybediyor. Bu alttan alma, bu ne yaparsa yapsın anlayış gösterme, bu arayı hoş tutma uysallığını sürdürdüğümüz takdirde... Bugün Fırat’ın doğusunda tolere ettiğimiz PYD kantonlarını...  Yarın Fırat’ın batısında da tolere ettirecek Rus emrivakilerine maruz kalmayalım İlnur Bey?