Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Akıllı Şehirler ve Belediyeler Kongresi’nde Kanal İstanbul polemiğe yaşandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP'li belediye başkanları toplantıya katılmayacaklarını açıkladı.
İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği’nin davetlisi olarak Ankara’da düzenlenen “Akıllı Şehirler ve Belediyeler Kongresi”ne katıldı. Davette, İBB’ye, sinyalizasyon konusundaki çalışmaları dolayısıyla ödül verileceği, İmamoğlu’nun ödülü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden alacağı kaydedildi. Ancak kongre, davette belirtildiği programla ilerlemedi. Bunun üzerine İmamoğlu ve beraberindeki CHP’li büyükşehir belediye başkanları kongreye devam etmeme kararı aldı.
Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in konuşmasının ardından sahneye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank geldi. Varank, Erdoğan’ın İBB Başkanlığı dönemine atıfta bulunarak, “İstanbul’a hizmet edenler her zaman hedefte olmuşlardır. O dönemdeki hizmet anlayışı günümüzde devam etmiyor” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul projesinin Cumhurbaşkanı önderliğinde hayata geçeceğini belirtti. HaberTürk muhabiri Çimen Çetin’in aktardığına göre, Bakan Kurum’un konuşma yaptığı sırada barkovizyona İBB Başkanı İmamoğlu yansıtıldı, görüntü alkışlara neden oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından sonra başlayacak öğleden sonraki oturumda İstanbul, Ankara ve İzmir belediye başkanları için oturum yapılacaktı. Kanal İstanbul tartışmasına ilişkin sorulara İmamoğlu, “Türkiye Belediyeler Birliği’nin bu tavrı nezaketsiz” dedi. İmamoğlu iki bakana tepki gösterdi, Cumhurbaşkanı’nın bakanlar tarafından yanıltıldığını söyledi. Erdoğan’a 4 sayfalık mektup verdiğini ifade eden İmamoğlu, CHP’li diğer belediye başkanları ile toplantıya katılmama kararı aldı. ATO’dan ayrılan İmamoğlu İstanbul’a dönüyor.
“İçeride aslında Sayın Bakan ve Cumhurbaşkanı, doğrudan isim vermedi ama hedeflerinde Kanal İstanbul, dolayısıyla siz vardınız. İçerideki konuşmaları nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna İmamoğlu şu yanıtı verdi:
“Bugün hangi toplantıda olduğumuzu sanırım biliyorsunuz. Türkiye Belediyeler Birliği’nin (TBB) hazırladığı ve özellikle yüksek teknoloji ile ilgili belediyelerin ortaya koyduğu projelerin paylaşıldığı ve sunulduğu bir fuar. Ekinde de Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bizi selamlayacağı bir konuşma. TBB Başkanı Sayın Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Hanım’ın, özel kalemi arayarak, benim gibi diğer belediye başkanlarımıza ödül verileceği ve bu ödülleri de Sayın Cumhurbaşkanı’mızın vereceğini ifade ederek davet etti. Biz, buraya katılmaya özen gösterdik. Sebebi; bilmeyenler için söyleyelim, TBB bizim. Yani Türkiye’deki bütün belediyelerin bütçelerinden para kesilerek yönetilen bir kurumdur. Doğaldır ki, şu anda TBB, özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin gibi ilk sıraları teşkil eden belediyelerin bütçesi ile bu arkadaşlarımız orada görev yapıyorlar. Ama bugün, ne yazık ki nezaketsiz bir gün olmuştur.
Burada bütün belediyeler var. Her zaman ifade ettiğimiz gibi bakanlar, Türkiye’nin atanmış, görevlerini yapmak zorunda olan bakanları. Örneğin, yüksek teknoloji konuşulacaktı. Ben zannettim ki, yüksek teknoloji ile ilgili bilişim ile ilgili yazılım ile ilgili Teknoloji Bakanı çıkacak, son beş yılda niçin 107 milyar dolar açık verdiklerini, ihracatla ithalat arasındaki farkın niçin 107 milyar dolar olduğunu açıklayacak, daha çok iş yapmamız gerektiğini söyleyecek, hep beraber bu işi üstlenelim diyecek. Onu demedi. Teknoloji Bakanı, ne alakası varsa bir su yolundan bahsetti.
Peşinden, Şehircilik Bakanı keza.. Bütün bunlar yanlış ve katılmadığımız bir metot. Dediğim gibi nezaketsiz bir gün yaşanmıştır. Kaldı ki biz, kanalı elbette tartışabiliriz. İstiyoruz da zaten. Kaldı ki ben, defalarca, ‘Davet edin gelelim, anlatalım sunum yapalım Sayın Cumhurbaşkanım’ diye kendilerinden talepte bulunduk. Benim için bugünün en kıymetli anı, kendilerine bu talebimi yenilediğim dört sayfalık mektubumu vermekti. Gördüğüm kadarıyla da Sayın Bakan’ın konuşması devam ederken ilgisini benim mektubuma döndürmüştü, onu okuyordu. Arkadaşlarım uyardılar"
İmamoğlu açıklamasını şöyle sürdürdü:
"İçerik şu; son günlerde özellikle bakanların yalan yanlış ifadeleri ile süreci manipüle etme çabaları, bir gün söyledikleri ertesi gün, ‘İmamoğlu metroyu durdurdu. Hiç arsa hareketi yok. Bizim hiçbir su sorunumuz yok. Melen Barajı sorunu yok’ deyip, Sayın Cumhurbaşkanı’na yanlış bilgiler aktardıklarını, beni kendilerine brifing vermek istediğimi dile getirdim. Ben şöyle düşünüyorum: Ben, 16 milyon insanın belediye başkanıyım. Sayın Cumhurbaşkanı da bizim hemşehrimiz ailesiyle beraber. Ben de bu ülkenin en değerli, en büyük kentinin belediye başkanıyım. Dolayısıyla bu hakkımı talep ediyorum, istiyorum, istirham ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’na bunu yazılı verdim. Vicdanıyla, adaletiyle bu daveti bekliyorum kendilerinden. Umarım en yakın zamanda olur.
Bir başka sorun daha var. 30 büyükşehir belediye başkanı, hatırlayın Eylül ayının ilk günlerinde, yaklaşık 4 ay önce bir toplantı yaptık. Bu toplantıda bize bir söz verildi. Bizim önerimizle ortaya çıkan gündem gereği, Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki: ‘Kanunun belediyeler ile ilgili ne varsa tartışılması ve konuşulması için bir komisyon kurulacak.’ İsimleri kendi belirledi. Benim ismimi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş ve Eskişehir Belediye Başkanı ağabeyimiz Yılmaz Büyükerşen ve AK Partili belediye başkanlarınınım ismini sayarak, 6 bakanı görevlendirdi. Sonra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Bey’e emanet etti.
Herkesin fikri olmalı. Katılımcılıktan niye endişe ediyoruz? Bu da bugünün başka bir ayıbıydı. Duymaktan üzüntü duydum, hicap duydum. Bugün ne yazık ki kötü geçmiştir. Ve TBB, nezaketsiz bir gün hazırlamıştır. Bunu Fatma Hanım’a duyuruyorum. Kendisini biz çok nezaketli biliriz. Onu da ifade edeyim. Yanlış kimdedir, bilemem ama bize bir cevap borcu vardır. Bütçenin en büyük kısmını 6-7 belediye sağlıyor. Bizim bütçemizle orada görev yapılıyor. İhtiyacı olan belediyelere birtakım aktarmalar yapılıyor. Ki yapılmalı. Ama bugün gelinen noktadan hiçbirimiz hoşnut değiliz. Yerelde güçlü belediye başkanları olmamız adına –tüm belediyeler adına konuşuyorum- kötü bir deneyim yaşatılmıştır”
Gerek yok. Düşünsenize, ben çıkıp ne diyeceğim. Gündem, sabahki gündemse, çıkıp ben onlarla polemik yarışına gireceğim. Böyle bir tarzımız yok. Vallahi beni İstanbul’da bekleyen çok işim var. Arkadaşlarımı, şehirlerinde bekleyen bir sürü işi var. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’mız şu kapıdan çıksın, 100 tane işi çözer. Gündemimiz çok yoğun. Burası sadece bizim bugün beyhude vakit geçirmemize sebep olur. Onu istemiyoruz” şeklinde yanıtladı. İmamoğlu’na yöneltilen bir başka soru da “İstanbul ile ilgili bir mektup ilettim dediniz. Sanırım o mektupta sadece Kanal İstanbul yok. Metro hatları ile ilgili yatırım planına alınma konusu var. Bunlarla ilgili bir açıklama geldi mi” oldu. İmamoğlu, bu soruyu, “Orada yanlış bir terim var. Yatırım planına alınmadı. Yatırım planına alındıktan sonra hazineye gidecekti. Onay talep edilecekti. Biz şimdi bunu istiyoruz. Yatırım planına alınmadığı için zaten hazine gündemi yok. Orada bir tarif yanlışı var. İlla orada bir şey aramanın anlamı yok. Bekliyoruz. Davet ederlerse, ki çok istiyorum, Sayın Cumhurbaşkanı’nın 82 milyonda 1 her vatandaşımıza vardır, bana çarpı 16 milyon borcu var. Çünkü ben 16 milyon insanı temsilen kendilerinden randevu talebi ediyorum. Tüm samimiyetimle, vicdanımla, belediyeciliğimle bu daveti istiyorum. Bütün bu duygularımı aktardım. Her şeye rağmen olumlu cevap bekliyorum.
Cemevleri konusu pazartesi gündeme alındı, komisyona sevk edildi. Komisyondan gelecek karara göre, sanırım yarın, Perşembe günü toplantımız var. Umuyorum bu ülkede Alevi vatandaşlarımızın ibadethaneleri için bu kararın alınmasına, oy birliğiyle bütün herkesin vicdanıyla oy verir. Kimin, nereyi, nasıl ibadethane olarak kullanacağına biz karar veremeyiz. Bu, milyonlarca Alevi yurttaşımızın vicdanı için gereklidir. Şu anda konu komisyonda. İBB’de grubu bulunan bütün partilerimizden bu işi, bıraksınlar şu siyaseti bir kenara, tüm vicdanlarıyla, ahlaklarıyla, adalet inançlarıyla karar vermelerini diliyorum. İnşallah bu hafta olumlu cevap çıkacaktır”
Bilişim teknolojileri ile ilgili belediyelerimizin hazırladığı projeler var. Bunlar herhalde seçici kurullar tarafından çalışıldı. Bizim de sinyalizasyonla ilgili bir kurumumuzun çok özel yazılım çalışması vardı. Onla ilgili ödül uygun görülmüş. Her belediyemizin çok değerli projeleri vardı. Ama bize yapılan davetin inceliği şurada: ‘Sizin katılmanızı çok arzu ediyoruz. Mutlaka olmanız bizim için değerli. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı’mız ödülü size verecek, takdim edecek. Sizin de özellikle bilişim, yüksek teknoloji, akıllı şehirler ile ilgili düşüncelerinizi alacağımız bir sempozyuma katılmanızı istiyoruz.’ Bu kadar güzel, bu kadar nezaketli davete hepimiz incelik gösterip, eksiksiz buraya katılmaya çalıştık. Ama 180 derece farklı bir psikoloji ile süreç yönetildi. Tekrar söylüyorum bunu söyleyenler TBB’nin gerçek ev sahipleridir