Akit: 28 Şubat'ın darbeci generallerini kurtarırken suratsız Mesut Yılmaz kodese girmesin!

Akit: 28 Şubat'ın darbeci generallerini kurtarırken suratsız Mesut Yılmaz kodese girmesin!

Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın, 28 Şubat davasında tanıklık edeceğini hatırlatarak, "Aslında o suratsıza, tanıklık değil, sanıklık daha çok yakışır! Bugün mahkemeye gelmesi beklenen Mesut Yılmaz’a heyet başkanı, “İmam hatiplerin orta kısmını kapattırmayı niçin bu kadar önemsedin?” diye sormalı" dedi. "Bir Başbakan, bir generalden niçin korkar? Altına verilen koltuğun, çekilip alınacağından mı? Yoksa yapacakları darbeden mi? Laga-lugaya ihtiyaç yok. RP-DYP hükümetini yıkan, dönemin generalleridir. Mesut Yılmaz’ı, kesintisiz eğitim yasasını çıkartma sözü karşılığında başbakanlık koltuğuna oturtanlar, darbeci generallerdir." ifadelerini kullanan Karahasanoğlu, "Kim bunun aksine şahitlik etmeye kalkarsa, ben kendisine hatırlatayım. Bugün şahit olduğu dosya sebebi ile yarın 'yalancı tanıklıktan' derdest edilebilir. 'Darbeci generalleri kurtarayım' derken kendisi kodese girebilir!" diye yazdı.

Ali Karahasanoğlu'nun, "Darbeci generalleri kurtarırken, suratsız Mesut kodese girmesin!" başlığıyla yayımlanan (21 Nisan 2016) yazısı şöyle: 

"28 Şubat davasında, bugün Mesut Yılmaz tanıklık edecekmiş!

Aslında o suratsıza, tanıklık değil, sanıklık daha çok yakışır!

Düşünsenize..

1983’ten 1991’e kadar tek başına ülkeyi yöneten ANAP’ın başındaki bir genel başkan..

“Siyasi hayatıma da mal olsa, bu kanun çıkarılacak” diyerek, kesintisiz eğitim yasasını TBMM’den geçirdi..

Kesintisiz eğitim ne idi?

İmam hatiplerin orta kısımlarını fiilen kapanması.

Çocuklarımızın 14 yaşından önce, Kur’an kursuna gidememesi, Kur’an öğrenememesi..

Bugün mahkemeye gelmesi beklenen Mesut Yılmaz’a heyet başkanı sormalı..

“İmam hatiplerin orta kısmını kapattırmayı niçin bu kadar önemsedin?”

Onda yuvarlak cevap hazırdır..

“Çağdaş eğitim” falan diyecek.

Sorsun başkan, bu hokkabaza: “Ulan ikiyüzlü herif.. 5+3 olunca çağdaş eğitim olmuyor da, 8 yıl kesintisiz olunca mı, çağdaş eğitim oluyor?”

Tekrar sorsun:

“Çocuklarımızın daha uzun süreli eğitimden geçmesini amaçlıyorduysan.. 5 yıl yerine.. 8 yıl zorunlu eğitim olmasını istiyorduysan.. Şimdi zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaranların yaptığı gibi.. 4+4+4’teki gibi.. 5+3 yapsaydınız, kıyamet mi kopardı?”

Mesut Yılmaz’ın bu soruya vereceği tatmin edeci bir cevap yok..

O tarihte de bu tartışılmıştı..

Refah Partililer bu öneriyi yapmıştı.. 

Yetmemiş. 

Kendi partisinin içinden, Korkut Özal, Ali Coşkun, Cemil Çiçek anlatmıştı..

“5+3 olsun” demişlerdi..

Mesut Yılmaz ne demişti onlara?

Grup kararı aldırıp, “Gıdalarını cehaletten ve karanlıktan alan insanlar, elbette aydınlıktan rahatsız olur. Onların yüzünde karanlığa alışan yarasaların güneşi gördüğünde duydukları huzursuzluğu görüyorum!”demişti..

Şimdi mahkeme başkanı sorsun, “Seçim öncesindeki vaadlerin arasında olmadığı halde.. Tam aksine, İHL’ler lehine seçim öncesi vaadlerine rağmen.. İHL’lerin orta kısımlarını kapatmak için sana kim baskı yaptı?”

Kendi milletvekillerine, “grup kararına uymayanları, kesintisiz eğitim yasasında oylamaya katılmayan, ret oyu veya çekimser kalanları ihraç edeceğiz” tehdidi yaptıran kimdi?

Derin devlet mi?

Yoksa direkt generaller mi?

Mesut Yılmaz diyebilir ki, “Ben kimseden talimat almadım. Kesintisiz eğitimi çok önemsediğim için, kendiliğimden grup kararı aldırttım. Kanunu çıkarttırdım.”

Mahkeme başkanı şunu sorsa..

Köşeye sıkışacak, Mesut Yılmaz: “Kesintisiz eğitim yasasını, ne pahasına olursa olsun  çıkaracağını söylediğin günlerde.. Bunun bir adım ilerisi olan.. 163. maddenin tekrar kabul edilmeyeceğinin garantisini verme ihtiyacını niye hissettin? Niçin, ‘Bizim iktidarımız döneminde, kimse din ve vicdan özgürlüğünden endişe etmesin’ demek zorunda kaldın?”

Öyle ya..

DYP 163. maddeyi istemiyor.

RP istemiyor..

ANAP istemiyor. Çünkü maddeyi 1991’de kanundan çıkarttıran zaten ANAP..

O zaman, TBMM’nin % 80’i; 163. maddenin geri getirilmesine karşı iken.. Mesut Yılmaz niye böyle bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmişti?

Sebebi şimdiden söyleyeyim..

Yılmaz’ın cevaplarının satır aralarındaki gerçeği, şimdiden deşifre etmiş olayım..

Darbeci generaller, o tarihte öyle bir hava estiriyordu ki..

İHL’lerin orta kısımları kapatılacak. 

Kur’an kursları kapatılacak. 

Başörtü yasağı üniversite dahil tüm kamu kurumlarında kesin yasak olacak..

163. madde tekrar Türk Ceza Kanunu’na geri getirilecek..

Mesut Yılmaz garibim de..

“Höt” deyince, “ödü bödüne karışan” suratsız da..

“Ben İHL’lerin orta kısmını kapatayım. Başörtü yasağını uygulayayım. Kur’an kurslarını kapatayım. Ama 163. maddeyi geri getirmeyeyim.. Böylece de, hakkımda din düşmanı gibi bir hava esmesine engel olayım..”taktiğine başvurdu..

Darbeci generallere de, bunu aktardı..

Darbeci generaller ne yapsınlar?

Erbakan Hoca’ya söz geçiremediler..

ANAP’ın içinde bile, kesintisize karşı çıkanlar var..

RP+DYP, zaten TBMM’nin yarısı ediyor..

ANAP’tan da “Hayır” cevabı alınırsa..

Kesintisiz yasası çıkamayacak..

Onun içindir ki..

Darbeciler de bu pazarlığa “Evet” dediler..

“Sen kesintisizi çıkart.. 163’e gerek yok” dediler..

Ve bu tehditler.. Bu pazarlıklar ile..

Kesintisiz eğitim yasası çıktı..

Gerçek bu..

Kimse gerçeği gizlemeye kalkışmasın..

Kimse, “Bana tehdit gelmedi” demesin.

Tehdit ne ki?

Özel uçakta..

Kendisinin emri altındaki bir generalin ismini/sıfatını söylemekten korkup..

General olduğunu işaret dili ile anlatma ihtiyacı hisseden..

Korkak Başbakan, kendisi değil miydi?

Açıklasın bakalım..

Bir Başbakan.. 

Bir generalden niçin korkar?

Altına verilen koltuğun, çekilip alınacağından mı?

Yoksa..

Yapacakları darbeden mi?

Laga-lugaya ihtiyaç yok..

RP-DYP hükümetini yıkan, dönemin generalleridir..

Mesut Yılmaz’ı, kesintisiz eğitim yasasını çıkartma sözü karşılığında başbakanlık koltuğuna oturtanlar, darbeci generallerdir..

Kim bunun aksine şahitlik etmeye kalkarsa..

Ben kendisine hatırlatayım..

Bugün şahit olduğu dosya sebebi ile..

Yarın “yalancı tanıklıktan” derdest edilebilir..

“Darbeci generalleri kurtarayım” derken..

Kendisi kodese girebilir!"