Akit: Adalet Bakanı’nı yumruklayan serbest kalıyor, bir hemşirenin yediği tekme, 'tutuklama sebebi' oluyor!

Akit: Adalet Bakanı’nı yumruklayan serbest kalıyor,  bir hemşirenin yediği tekme, 'tutuklama sebebi' oluyor!

Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, hemşire Ayşegül Terzi’ye şort giydiği için tekme atan saldırgan Abdullah Çakıroğlu’nun tutuklanmasına karşı çıktı. Medyanın gücünü gösterdiğini ve tek fiilden 3 suç yaratıldığını ifade eden Karahasanoğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a düzenlenen yumruklu saldırıyı hatırlatarak, saldırganın serbest kaldığını belirtti. 

Ali Karahasanoğlu’nun bugün (20 Eylül 2016) yayımlanan “Darbeci askerde “hukuka saygı çağrısı”... Tekmeciye linç!” başlıklı yazısı şöyle:

Bir yanda..

Otobüse şortla binen hemşireyi tekme ile dövmeye kalkışma..

Tekme de, öyle ayağına falan değil. Bodoslamadan çeneye..

Bu birinci psikolojik vaka.

Diğer yanda ise..

Mevzuat gereği üst sınırı 2 yıldan düşük hapis cezası gerektiren suçlarda, tutuklama kararı verme imkanı kanunen bulunmadığından.. Saldırganın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması üzerine...  Olduğu yere yığılıp.. Sanki ortada bir cenaze var. Sanki ortada komalık bir durum varmış gibi.. Sanki bir yakınını öldürmüşler gibi.. Dakikalarca ağlayarak tepki veren bir hemşire..

Neresinden bakarsanız bakınız, bu da bir psikolojik vaka!

Ve yine medya gücünü gösteriyor..

Bir tekmeden üç suç birden çıkartıp..

Aslında yargılanıp, mahkum edileceği kesin olan saldırgan..

Sırf medya böyle istediği için..

Türk Ceza Kanunu’ndaki üç değişik madde ile birden suçlanıp, 2 yılı aşan bir isnat icat edilip..

Sonuçta tutuklanıyor..

Hemşire de..

Medya da..

Derin bir oh çekiyor..

¥

Hemşirenin şortlu olarak otobüse binmesine kızdım da...

Hukuku mu zorluyorum?

Hayır.

Tam aksine..

Şortlu hemşirenin otobüste yediği tekmeye kızanlar..

Hukuku zorlayıp...

Saldırganın mutlaka aşırı şekilde cezalandırılması ve hatta mağdur edilmesini istedikleri için, tutuklatıyorlar..

Yoksa..

Tekmeyi mazur görmek için söylemiyorum ama..

“Bir tekme”den dolayı tutuklama kararı verilen, belki de ilk örnek ile karşı karşıyayız..

Konuya ideolojik açıdan yaklaşıp..

“Tekme”yi savunduğumu iddia edecek olanlar için somut örnekler vereyim..

Beyler..

Sadece şortlu bayana atılan tekme değil..

Bu ülkede..

Haraç vermeyen esnafı, tabanca ile ayağından vuran mafya babaları bile tutuklanmamıştır..

Gezi isyanı sırasında..

Polislere sapanla taş atanlar..

Sopa ile TOMA’lara saldırıp, önündeki polisleri kovalayanlar, hatta dövmeye kalkanlar..

Tutuklanmamıştır..

İşyerlerine molotof atanlar..

Cam çerçeve indirenler..

Esnafı tokatlayanlar..

Tutuklanmamıştır..

Polis müdürüne tokat atan HDP’li bayan milletvekili, dokunulmazlıklar kaldırılmış olmasına rağmen, halen tutuklanmamıştır..

Daha onlarca..

Binlerce örnek veririm size..

Peki, bu somut örneklerin hepsinde, tutuklama kararı verilmemesinin sebebi ne?

İşte belirttiğimiz, “üst sınırı 2 yıldan düşük suçlarda tutuklama yasağı” kuralından dolayı....

Yıllardır uygulanan..

Büyük çoğunluğunda da.. Son örnekte “tutuklama isteyenler”in savunduğu “Tabii ki tutuklama verilmemeli.. Eften püften fiillerde, tutuklama mı olurmuş” tezi ile taban tabana zıt bir 180 derecelik dönüş ile..

Şimdi bir “tekme”den “tutuklama” isteniyor!

Medya başı çekiyor..

Savcılar 24 saat mesai yapıyor..

Kanun böyle bir tutuklamaya imkan vermediği halde..

Tek bir fiilden, üç suç çıkartıp, tutuklama kararı veriliyor.

Bir yandan da..

Adalet Bakanlığı, durumdan vazife çıkartıp..

Mevcut düzenlemeyi..

Sadece bu tür saldırılar açısından değiştirip.

Tutuklama imkanı getiren değişikliği Bakanlar Kurulu’na sevkediyor.

İşe bakın ki..

Bu Adalet Bakanlığı’nın başındaki Bekir Bozdağ da..

Yakın tarihte, Hacıbektaş şenlikleri sırasında, bir saldırgan tarafından burnundan yumruklanmıştı..

O saldırgan da tutuklanmamıştı..

Oysa..

Muhatabınız bakan..

Sivil şahıslara göre..

Bakana yapılan saldırı, suçun “kamu görevlisi”ne karşı işlenmesi sebebi ile.. Cezasının otomatikman ikiye, üçe katlandığı bir olay....

Ceza, kanun gereği katlanınca..

Mevzuattaki “tutuklama yasağı” hukuken ortadan kalkıyor..

Buna rağmen..

Adalet Bakanı’nı yumruklayan serbest kalıyor..

Şimdi bir hemşirenin yediği tekme, “tutuklama sebebi” oluyor..

İsteyen istediğini söylesin..

Bu ikircikli bir tavırdır..

Hukukdışı bir uygulamadır..

¥

İşin daha başka boyutları da var..

Hatırlayın, Bekir Bozdağ yumruk yediğinde..

Bunun demokratik bir tepki olduğunu söyleyenler vardı..

“Saldırgan”ı, birinci sayfasından “protestocu” olarak takdim eden gazeteler vardı..

Hatta hatta..

Saldırgan gözaltına alınıp götürülürken..

“Kelepçeye ne gerek var?” diyen sözde gazeteciler vardı.. 

“Ne olmuş, bir yumruktan adam mı ölür” diyen demokrat düşünürlerimiz vardı..

Daha vahim bir örnek vereyim..

Yakın tarihten bir hatırlatma yapayım...

15 Temmuz’da..

Boğaz Köprüsü üzerinde..

Onlarca insanımızı şehid eden darbeci askerler gözaltına alınırken..

Gözlerimizi yaşartacak şekilde(!) “hukuk çağrısı” yapan özgürlükçü aydınlarımız, politikacılarımız vardı..

Lütfen beyler, bayanlar..

Dürüst olalım..

İşimize gelince öyle..

İşimize gelince böyle hareket etmeyelim..

Ahlaklı olalım.