Akit: Bırakın basın, özgürlüğünü kullansın; ağır bir eleştiri mi gördünüz, "Bizi üzdü” dersiniz, olur biter...

Akit: Bırakın basın, özgürlüğünü kullansın; ağır bir eleştiri mi gördünüz, "Bizi üzdü” dersiniz, olur biter...

Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, dün hayatını kaybeden Mustafa Koç’un Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı Koç Holding’in son iki yıldır kendilerini Gezi olaylarıyla ilgili dava yağmuruna tuttuğunu söyleyerek, “Oysa, ülkenin en büyük holdinginin, bir basın kuruluşu ile, ne derdi olabilir?” diye sordu. Karahasanoğlu yazısında, “Bırakın basın, özgürlüğünü kullansın. Bırakın, gazeteciler, eleştiri hakkını kullansın. Çok ağır bir eleştiri mi gördünüz, ‘şu yazı gerçekten bizi üzdü’ dersiniz olur biter” diye yazdı.

Gülen grubuna da bir mesaj veren Karahasanoğlu, “Bırakın şu başkalarının oyuncağı olmayı. Dış güçlerin boyunduruğundan kurtulun. Milli iradeye saygı gösterin.Sonunda biz de siz de hepimiz öleceğiz” dedi.

Ali Karahasanoğlu’nun Yeni Akit’te yayımlanan (22 Ocak 2016) yazısı şöyle:

Koç Grubu tarafından, son iki yıldır amansız bir dava yağmuruna tutuluyoruz.

Bir dava tamamlanmadan, bakıyoruz, bir başka dava daha gelmiş.

Tazminat davasına cevap verirken, bir de bakıyoruz, ceza soruşturması gelmiş.

Oysa, ülkenin en büyük holdinginin, bir basın kuruluşu ile, ne derdi olabilir?

Kaldı ki..

Davaların tamamı, Gezi olayları ile ilgili..

Ayrıntılarına girmek istemiyorum..

Şöyle olmuş..

Yok öyle değil, böyle imiş.

Ne farkeder?

Çok açık bir iftira olmadıktan sonra..

Bırakın basın, özgürlüğünü kullansın.

Bırakın, gazeteciler, eleştiri hakkını kullansın.

Hatta muhataplar da.. Eleştirilenler de..

Bu eleştirilerden alınması gerekenleri alsınlar..

Çok ağır bir eleştiri mi gördünüz..

“Şu yazı gerçekten bizi üzdü” dersiniz..

Olur biter..

Mesajı alan, alır..

Eğer bu ülke için yaşıyorsak..

Elin gavurunun ürünü yerine..

Yerli ürünü tercih edecek isek. Etmeli isek..

Farklı düşüncedeki işadamlarının ölümüne düşman olacak değiliz herhalde..

Yazarız, eleştiririz, söyleriz..

Ama kanlı düşman olmayız..

Ki bizim karşıtlığımız neden olur?

Ya dindar insanların temel haklardan yararlanmalarının sağlanması..

Ya devletin menfaatlerinin, özel menfaatlerin önüne geçmesi gerektiğini hatırlatmak..

Bu da bizim şahsi çıkarımız için değil.

Kamuya ait bir talep..

Ölüm haberi ile birlikte, Mustafa Koç’un, bir önceki akşam, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştüğü ortaya çıktı..

Hani eleştiriyorlar, hakaretlere varan saldırılara muhatap ediyorlar ya.

Bakın Tayyip Erdoğan’a..

Ne kadar TÜSİAD’ı eleştirirse eleştirsin. Ne kadar bazı yanlışları dile getirirse getirsin..

Sonunda, ülkenin menfaatleri sözkonusu olduğunda...

Oturuyor, en tartışmalı göründüğü işadamı ile dahi, konuşuyor. Bir araya geliyor..

Hasan Karakaya’nın cenazesine de katılıyor..

Hasan Karakaya’yı ve onun gazetesini dava yağmuruna tutan Koç’un acı gününde de, hemen taziyesini bildiriyor..

Despotluk iddiası..

Diktatörlük iddiası..

Kindarlık iddiası..

Böylece fos çıkıyor..

Hangi despot.

Ya da diktatör..

Yanlışını gördüğünde en sert şekilde eleştirdiği işadamı ile..

Bir talep geldiğinde..

Oturup konuşur, kendisi ile istişarede bulunulmasına zemin hazırlar?

Hangi despot..

Kamuoyunda yoğun olarak, yandaşı gösterilen gazetecilerle ciddi ihtilafı olan işadamları ile birlikte olur, konuşur?.

Gönlüm..

Bu toprakların ekmeğini yiyen herkesin.. En azından asgari müştereklerde birlikte hareket etmesi..

Mesela..

Bu ülkede, hükümetler, seçimle gelecek, seçimle gidecek noktasında, kimse itirazda bulunmasın.

İşadamlarına, kimse ayrıcalık da, ayrımcılık da uygulamasın..

Bireylerin din ve vicdan hürriyetlerinin önündeki setler, el birliği ile kaldırılsın..

Teröre, “PKK mı.. DAEŞ mi” diye sormadan..

Hep birlikte karşı çıkılsın...

Rusya ile tartışma olduğunda..

Kendi içimizde yanlışları dile getirsek bile..

Kimse hainliğe soyunmasın...

Kimse, “Rusya’dan taraf olurum” demesin.. Diyemesin..

Kimse ülkenin tepesindeki insana.. Tek amacı hakaret olan nitelemelerde bulunmasın..

Sonuçta hepimiz öleceğiz..

Önemli olan, arkamızdan insanların “İyi insandı” demelerini sağlamak..

Bunu dedirtemiyorsak..

En azından, “Kötüydü” dedirtmemek..

Mustafa Koç’un ölümüne de..

Bu açıdan bakabilirsek..

Bu açıdan ibret alabilirsek..

En azından yarınlar için..

Ümidimiz olacaktır..

Ülkeyi sen-ben kavgası ile..

Badirelere sürüklemek isteyenlerin oyununa gelmemiş olacağız.

Görüyoruz işte..

Sonuçta çıkartılan kavgaların hepsi....

Geliyor, bir yerde..

Kaderin bir işareti ile, sonlanıyor..

Bu vesile ile..

Gülen grubuna da bir mesaj verelim..

Bırakın şu başkalarının oyuncağı olmayı..

Dış güçlerin boyunduruğundan kurtulun..

Kendinize gelin.

Yanlıştan dönün..

Ülkenize sahip çıkın..

Devlete sahip çıkın..

Milli iradeye saygı gösterin..

Sonunda biz de..

Siz de.. Hepimiz öleceğiz..

Arkamızdan “İyi bilirdik” dedirtmenin dışında, neyi hedefleyebiliriz ki?