Yeni Akit yazarı Mehmet Koçak, Başbakjan Ahmet Davutoğlu'nun görevi bırakması ve yeni gelecek başbakanın görevine ilişkin, "İki başlılığı ortadan kaldırmak için Başbakanın artık sadece Cumhurbaşkanlığı ile bakanlar kurulu arasında bir koordinasyon görevi olacak" dedi. Koçak, "Böylece ‘partili cumhurbaşkanlığı’ fiilen başlamış oldu" ifadesini kullandı.
Koçak’ın Yeni Akit’te, “Kriz yok: Görev değişimi olacak..." başlığıyla bugün (07.05.2016) yayımlanan yazısı şöyle:
Ankara’da tansiyonu yüksek bir ortamda tek başına iktidarın Başbakanı ve iktidar partisi AK Parti Genel Başkanlığı için bir değişim yaşanacağı haberleri bir anda gündeme bomba gibi düştü.
Siyaset kulisleri ve medyada fitne fesat, komplo teorileri ve senaryolar birbirini takip etti.
Ve herkes onun açıklamasını bekledi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, o çok merak edilen açıklamasını Merkez Yürütme Kurulu (MYK)toplantısının ardından yaptı.
Davutoğlu’nun konuşmasındaki satırbaşı konular şöyle oldu:
Hiç kimse şüphe de etmesin. Önümüzdeki 4 yılı tamamlayacak güçlü AK Parti hükümeti devam edecektir.
Cumhurbaşkanı’mızla son nefesime kadar vefa ilişkisini sürdüreceğim. Hem Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak, hem benim dava arkadaşım olarak onun onuru benim onurumdur, onun ailesinin onuru benim ailemin onurudur,
Şimdiye kadar sizin önünüzdeydim bundan sonra içinizde olacağım. AK Parti’nin milletvekili ve neferi olarak yürütmekte olduğum siyaset ve demokrasi mücadelesini son ana kadar sürdüreceğim.”
Başbakan Sayın Davutoğlu bu özet açıklamaları ile “kriz yok bir görev değişikliği olacak” mesajı verilmiş oldu.
“Şartları zorlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçlar ve parti içinde bir iç mücadele başlatır. Böylece bu gelişmeler, AK Parti’yi bir bölünme sürecine sürükler” şeklinde hayaller kuran ve senaryolar üreten ‘Erdoğan ve AK Parti Düşmanları’nın beklentileri böylece boşa çıkmış oldu.
LİDERE BAĞLILIK DÂVÂYA SADAKAT…
Liderlerin, teklifleri, önerileri hep konuşulur ve tartışılır. Karizmaları, vizyonları, hayata bakışları ile dikkatle izlenirler.
Ülkemizdeki o lider ise R.Tayyip Erdoğan’dır.
Sevenleri olduğu kadar düşmanları da çoktur.
Ancak cesareti, azmi, tutarlılığı, kararlılığı ile ülkesi ve milletine hizmet etme aşkı herkes tarafından takdir görmektedir.
Liderler, dünyadaki değişimleri ve siyasi gelişmeleri izleyerek, ona göre politikalar üretmek suretiyle düşünceleriyle, fikirleriyle ülke siyasetine yön veren insanlardır.
İşte lider R.Tayyip Erdoğan da bu görüşlerden hareketle yeni bir siyasi sinerji oluşması için lideri olduğu harekette bir değişimi gerekli görmüştür sanırım.
Temel konularda değilse bile bazı uygulamalarda farklılıklar vardı ve bunun bir krize dönüşmeden halline gidilmesi en doğru seçenek oldu.
Lider, koyduğu hedeflere ulaşmak için kendisiyle beraber aynı düşünen ve emrinde olacak bir kadroyla çalışma hakkına sahiptir.
Bu mücadelede farklı yön ve yöntemlerle hareket edilmesi liderin yürüyüşünü yavaşlatır endişesi, bir değişimi zaruri hale getirmiştir.
Mesajı çok iyi okuyan Başbakan Davutoğlu ona yakışanı yaptı.
28 Ağustos 2014 tarihinde Lider Erdoğan’ın işaretiyle hem AK Parti Genel Başkanlığını hem de Başbakanlığı devralmıştı. Şimdi ise şartların gereği görevini yani teslim aldığı emaneti yine liderin işaret edeceği kişilere devretmeye hazırlanıyor.
Sayın Davutoğlu gerçekten büyük bir nefis mücadelesini başarıyla vererek, liderine olan bağlılığın ve davasına olan sadakatinin en güzel örneğini gösterdi.
Kimse unutmamalıdır ki!..
Şimdi; Fitne ve fesada karşı birlik ve beraberlik zamanıdır.
Şimdi, Dava şuuru içinde sadakat ve lidere bağlılık zamanıdır…
KILIÇDAROĞLU’NUN HEZEYANLARI
‘Erdoğan ve AK Parti düşmanları’ son gelişmeleri fırsat bilerek kışkırtıcı, fitneci faaliyetleri başlattı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bazı suçlama ve yakıştırmalarda bulunuyor.
“Saray darbesi” diyen Kılıçdaroğlu’na “siz kaset darbesiyle gelmediniz mi?” diye sorarlar.
Kılıçdaroğlu ve havarilerinin hâlâ AK Parti’yi anlamadığı anlaşılıyor.
AK Parti;
Kulislerin, hesapların, hesaplaşmaların, çıkarların değil; ilkelerin ve kuralların partisidir.
Ve Recep Tayyip Erdoğan’ın hukuken olmasa da AK Parti’nin ve Muhafazakar Demokrat camianın doğal lideridir.
Elbette kimse günahtan ve yanlıştan münezzeh değildir. Ve elbette liderin kutsanması yanlıştır. Ancak lidere itaat, sevgi ve saygı bir dava anlayışının gereğidir.
Anlaşılan o ki; iki başlılığı ortadan kaldırmak için Başbakanın artık sadece Cumhurbaşkanlığı ile bakanlar kurulu arasında bir koordinasyon görevi olacak.
Böylece ‘Partili Cumhurbaşkanlığı’ fiilen başlamış oldu.
Ancak asıl sorun olan sistem mutlaka değişmelidir.
Bir kere daha görülmüştür ki: Sistem tıkanmıştır ve çıkış yolu BAŞKANLIK sistemindedir.
Koalisyon pazarlıkları, devletin zirvesinde iki başlılığı kaldırmanın ve siyasi istikrarsızlıkları aşmanın zamanı gelmiştir.
Yeni bir anayasa ve BAŞKANLIK sistemi bu gerçekler nazari dikkate alınarak hazırlıklara başlanmalıdır.