Akit yazarı Ahmet Gülümseyen, kadınlar güreş organizasyonlarını "ne dini, ne de milli bir anlayışla bağdaşmayan bir durum" olarak yorumladı. "Ulusal ve uluslararası yarışmaları devletin haber kaynağı TRT ve AA da takip ediyor" diyen Gülümseyen, "Hoş olmayan, aileleri kapanması zor ‘psikolojik’ rahatsızlıklara sürüklerken, spor tarihi sayfalarına ‘kara leke’ olarak yansımasının izleri, kolay kolay silinmiyor. O nedenle bayan / kadın güreş rezaletinin bir an önce ‘dur’ denilmeli" ifadesini kullandı.
Gülümseyen'in "Güreşmeyen kadın, kız çocuğu kalmasın (mı?)" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Kendini Türkiye Güreş Federasyonu As Başkanı ve Kadın Milli Takım Sorumlusu olarak tanıtan Mustafa Çakır isimli zatın, Anadolu Ajansına (AA) yaptığı açıklamaları dikkatimizi çekti; ‘Güneydoğu’da geçmişe dayalı örf ve töreler vardı. Kadınların bırakın güreş yapmasını spor yapması bile ayıp karşılanıyordu. İzin verilmiyordu. Ama şu anda Güneydoğu›da birçok kadın takımımız ve sporcumuz var.’ Kendini As Başkan olarak tanıtan şahsın açıklamalarından anlaşılıyor ki, örf ve törelerin hiçe sayılmasının bir karşılığı olarak ‘Güreşmeyen kadın, kız çocuğu kalmasın…’ Böylelikle, sürecin vahim boyutu bizzat As Başkan tarafından dillendirilmiş, gözler önüne serilmiş oldu…
Ne dini, ne de milli bir anlayışla bağdaşmayan böyle bir durumun geldiği boyut içler acısı. Mustafa Çakır’ın, itiraf şeklindeki açıklamaları devam ediyor; ‘Bu takımlar minikler, yıldızlar ve gençlerde çok iyi seviyede. Gelişme konusunda büyüklerde de daha iyi olacak Allah’ın izniyle. Avrupa’da ilk üçteyiz. Şu anda İstanbul›da Beyoğlu Belediyespor, kadın takımını kurdu. Yine İstanbul’da ENKA Spor Kulübünün kadın takımı var. Bu kulüpler çocuklarımıza maddi bakımdan da destek oldular.” Güreş As Başkanının açık itiraflarından dolayı tebrik ediyoruz. Benim inanç yapım ve kişiliğim bu mesajı veriyor. Federasyon Başkanın ‘peygamber sporu’ As Başkanın ‘Allah’ın izniyle’ derken, işin uygulayıcısı görevinde bulunanlarının, nasıl bir ‘anlayış/düşünceye’ sahip olduklarının bir yansıması. Yaptıkları marifetmiş gibi bir de çekinmeden/sıkılmadan/utanmadan Allah’ın (cc) adını çirkin uygulamalarına karıştırıyor. As Başkanın açıklamalarına bakarak, merak etmiyor değilim; Enka ve Beyoğlu Belediyesi’nin kadın güreşiyle ne işi olabilir? Belediye Başkanı Sayın Ahmet Misbah Demircan bu işe ne der? Sahi, hedef kitle neden Doğu ve Güneydoğu? ‘Çocuklar maddi yönden destekleniyor’ derken, başarısı olmayan sporcular sırf bayanlar / kadınlar güreşsin diye mi destekleniyor? Bu desteği kim veriyor? Federasyon Başkanı sürecin neresinde? Sahi, Cumhurbaşkanı Danışmanı Eski Milli Güreşçi Hamza Yerlikaya’nın görüşü ne? Aslından soruların cevabı kendi içinde var ama, muhataplarının ‘cehalet/gaflet/menfaat’ uykusundan uyanmaları için, yine de sorma gereği duyuyoruz!..
Güreş Federasyonu Asbaşkanı ve Kadın Milli Takım Sorumlusu Mustafa Çakır isimli şahıs, Gençlik ve Spor Bakanımız Osman Aşkın Bak için ‘Kendisi eski Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı olması sebebiyle kadın takımına destek veriyor.’ sözlerini kullanıyor. Doğrusu, Sayın Aşkın Bak’ın görüşlerini ben de merak ediyorum. Eğer Bakanımızın kadın güreşine yönelik bir desteği yok ise, Mutafa Çakır bu sözlerini, hangi kaynağa dayandırarak sarf ediyor? Bakın, süreç her geçen gün ‘kötüye’, ‘çıkmaza’ gidiyor. Büyük, genç, yıldız, minik… Ellerinden gelse, mini mini kızlarımıza da ‘mayo’ giydirip, mindere çıkaracaklar. Dün, Büyük Kadınların güreşmesi ayıplanırken, bugün yaş kategorisi ‘miniklere’ kadar düşüyor ve bu tabloya, sürece ‘halen’ seyirci kalınıyor ise, muhatapları/sorumlularını bir kez daha şiddetle kınıyorum. ‘Son pişmanlığın fayda etmeyeceği’ bir yerde, endişe ve kaygımızda bizleri haklı çıkaracak sadece bir soru; ‘Neden kadınlar evlendikten sonra güreşi bırakıyor?’ Cevap arayalım…
Yağlı güreş, aba güreşi, şalvar güreşi gibi tarihimizle özleşen güreşler yerini ‘modern’ sporların bir parçası olan ‘minder’ güreşine bıraktı. O da yetmedi (erkekler dahil) mayo diye adlandırılan kıyafetlerin kısa ve dar olmasından dolayı hoş olmayan görüntüler ortaya çıkmakta. Bu yetmezmiş gibi, tarihi süreçte bayan / kadın güreşi devreye sokuldu. Kadın güreşinin içerisinde yer alan isimler günü geldiğinde ‘evliler’ kervanına katıldılar. Bu evlilikleri onların, güreşten ellerini çekmelerine neden oldu. Bunun bir tek nedeni olabilir, geçmişleriyle ‘yüzleşmemek’. Peki, kaynak olacak görsel ve yazılı basın organları ne olacak? Özeli geçtik, ulusal ve uluslararası yarışmaları devletin haber kaynağı TRT ve AA da takip ediyor. Bir bayan /kadın güreşini aktüel olarak birçok kamerayla çekim ve fotoğrafları çekilip arşivlere girdiğinde, o görüntülerin muhatabı, ‘pişman’ olduğunda o kareler nasıl yok edilecek? Hoş olmayan, aileleri kapanması zor ‘psikolojik’ rahatsızlıklara sürüklerken, spor tarihi sayfalarına ‘kara leke’ olarak yansımasının izleri, kolay kolay silinmiyor. O nedenle bayan / kadın güreş rezaletinin bir an önce ‘dur’ denilmesi temenni ve duasıyla, Cuma günümüz mübarek olsun…