Akit yazarı: Çözüm süreci dindar Kürtlerle devam ettirilmeli

Akit yazarı: Çözüm süreci dindar Kürtlerle devam ettirilmeli

Akit gazetesi yazarı Serdar Arseven, "AK Parti hükümetleri Güneydoğu’ya geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak kadar büyük hizmetler götürdü. Bunu yaptı ama, 'PKK çözüm sürecinin tek muhatabıymış gibi bir algıya yol açmak' gibi bir büyük hata da yaptı. 'Dindarları' küsme noktasına getirirken, PKK’lıları çok fena şımarttı!" dedi.

"PKK'nın dindar Kürtlerin baş belası olduğunu" ifade eden Arseven, sözlerini "Sürecin muhatabının sadece PKK ve türevleri olmadığının, asıl muhatabın halkın bizatihi kendisi olduğunun vurgulanmasının hayati önemi vardır" şeklinde sürdürdü.

Arseven'in Akit'te "Çözüm Süreci 'DİNDAR KÜRTLER'le devam ettirilmeli!" başlığıyla yayımlanan (29 Temmuz 2015) yazısı şöyle?

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Çözüm Süreci”ni PKK uzantılarıyla –birlikte- yürütmenin söz konusu olamayacağını söyledi.

Bu ne demektir?..

Analar ağlamaya devam mı edecek?..

Uzunca bir süre akşamları ailesiyle birlikte eş-dost ziyaretine gidebilme imkânına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Güneydoğulu, eski günlere geri mi dönecek?..

AK Parti hükümetleri Güneydoğu’ya geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak kadar büyük hizmetler götürdü.

Bunu yaptı ama, “PKK çözüm sürecinin tek muhatabıymış gibi bir algıya yol açmak” gibi bir büyük hata da yaptı.

“Dindarları” küsme noktasına getirirken, PKK’lıları çok fena şımarttı!

Bu süreçte, milletine, devletine, bayrağına bağlı, paralel devlet yapılanmalarına karşı “Dindar Kürtler” adeta kenara itildi.

Şimdilerde...

İsrail uşağı PKK’nın “çözüm süreci”ni, saflarını tahkim etmek, dünya çapında “meşruiyet kazanmak” için bol bol kullandığını...

Türkiye ve AK Parti iktidarının bu işten hayli zararlı çıktığını görüyoruz.

Ne var ki süreç bitmiş değil, süreç “isim değişikliği” ile devam ettirilebilir ve bugünkü “olumsuz” tabloyu tersine çevirecek adımlar atılabilir.

Mesela...

Çözüm sürecinin başlatıldığı andan itibaren söylediklerimize, yazdıklarımıza hiç olmazsa bundan sonra kulak verilebilir!..

Hiç olmazsa bundan sonra!..

Geriye dönüp baktığımızda, hemen her mevzuda, günü geldiğinde ne denli isabetli oldukları ortaya çıkan uyarılarda bulunduğumuzu görüyoruz...

Ne işse, ne biçim işse, bizim söylediklerimiz vaktinde dikkate alınmıyor...

 Vazo kırıldıktan sonra da...

“Haklıymışsın be Serdar!” muamelesine tabi tutuluyoruz!

Haklısın ama alacağın yok!..

Güzel kardeşim sana dünyevi menfaat tarafından yaklaşmayana, hoşuna gitmeyeceğini bile bile doğruları söyleyene baksana.

Birileri çıkartmış dillerini ha bire yalıyor, bizimkiler de nedense“yalamalara” itibar ediyor.

Sonra da...

Yandı gülüm keten helva!..

Bakın bu çözüm mevzuunda da...

Kaç kere, “Dostlar” demedik mi;

“Dostlar!!!  Çözüm süreci düşünce itibarı ile güzel ama tek muhatap PKK imiş gibi bir görüntü veriyorsunuz.

Bu yanlış!

Elinde silah olanı muhatap alırken, bölgedeki paralel yapı veya bir başka illegal örgütle ilişkisi olmayan ‘MÜSLÜMANLAR’ı adeta dışlıyorsunuz. 

Bu olmaz!.. 

PKK, sadece ‘DİNDAR’ Türklerin değil, aynı zamanda ‘DİNDAR’ Kürtlerin de baş belasıdır!

Çözüm süreci iyi de...

“DİNDAR” Kürtleri, milletine-devletine bağlı Kürtleri dışlamakla vallahi de billahi de yanlış yapıyorsunuz!”

Açın bakın...

9 Kasım 2014 tarihli yazımıza...

Lütfen o gün yazdıklarımızı, bugün çok daha dikkatli bir şekilde okuyunuz.

O gün yazdıklarımız...

Aynen, buyurunuz:

“Bu süreç zorunludur, kaçınılmazdır ve mutlaka neticeye ulaştırılmalıdır. 

Aklı başında herkesin bu sürece gereken desteği vermesi gerekir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün riskleri alarak önderlik ettiği bu süreçte çok ciddi mesafeler alınmıştır. 

Ancak... 

Sürecin muhatabının sadece PKK ve türevleri olmadığının, asıl muhatabın halkın bizatihi kendisi olduğunun vurgulanmasının hayati önemi vardır. 

PKK ve türevleri Kürt etnisitesini önceleyen kitlelerin temsilcisi olabilir ama dinî değerlerini önceleyen, DİNDAR Kürtlerin temsilcisi olamaz. 

Yüz, ikiyüz üyesi olan STK’ları muhatap alırken, milyonlarca seveni olan manevi zatları ve onların oluşumlarını es geçmek doğru değildir.

Bu  tam da ‘Jönkürt zihniyeti’ndekilerin istediği yoldur. 

Muhatap alınmayanlar, kendilerini itilmiş kakılmış, itibarsızlaştırılmış olarak algıladıkları an, bölgede asıl alan sadece PKK’ya kalır. 

İşte, bana göre en korkunç sonuç da bu olur.

Yaaaa...

Ne demişiz; 

“Bölgede alan sadece PKK’ya kalır... 

İşte bana göre en korkunç sonuç da bu olur!”

Evet...

Bugüne kadar nerede bir “yalama” tip var, nerede “para, imaj, koltuk” kaygıları her türlü ulvi duygularının önüne geçmiş tip var onlara kulak verildi.

Bundan sonra...

Dünün hatalarından ders çıkartılırsa...

Çözüm süreci pekala hedefine ulaşır!..

Hiçbir şey için geç kalınmış değil!..

AK Parti, “kompleksi” terk etsin yeter!..