Akit yazarı: Düşük profilli başbakan AK Parti'yi eritir

Akit yazarı: Düşük profilli başbakan AK Parti'yi eritir

Yeni Akit gazetesi yazarı Sinan Burhan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştükten sonra partisini olağanüstü kongreye götürme kararı vermesiyle başlayan tartışmalarla ilgili olarak, "Düşük profilli başbakan AKP'yi eritir. Yaşadığımız travmanın etkisinden bir an önce sıyrılmalı ille de düşük profilli bir başbakan arayışından vazgeçilmelidir. Yukarda saydığımız sebeplerle Ak Parti’nin ihtiyacının yüksek profilli bir genel başkan olduğunu da dikkate alırsak, Türkiye’nin şimdi ihtiyacı olanın düşük profilli bir başbakan değil yüksek profilli ama Reisle uyumlu bir başbakan olduğundan şüphe yoktur" dedi.

Sinan Burhan'ın, "Düşük profilli başbakan partiyi eritir..." başlığıyla yayımlanan (10 Mayıs 2016) yazısı şöyle:

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevi bırakacağını açıklamasından sonra Ak Parti’de kim genel başkan olacak? Kim başbakan olacak tartışmaları başladı. Bu tartışmalar sürerken anlamsız bir biçimde düşük profilli bir başbakan olsun açıklaması geldi. Bir kere bu açıklama gelecek olan başbakana saygısızlıktır.

Oysa Türkiye, yeni başbakan atanmadan önce 22 Mayıs’ta Ak Parti’ye genel başkan seçecek. Yani teşkilatları eğitecek, onları motive edecek, çalıştıracak ve seçime hazırlayacak bir genel başkan seçilecek.

Herhalde hiçbir Ak Partili salı günleri grup konuşması yapacak, muhalefet partilerinin suçlamalarına cevap verecek, hükümet icraatlarını savunacak, illere gittiği zaman il ve ilçe teşkilatlarını motive edecek bir genel başkanın düşük profilli olmasını istemeyecektir.

Düşünsenize Ak Parti genel başkanı bir il ziyareti yapıyor ama il başkanının karizması altında eziliyor. Bu genel başkanı takip edecek, arkasından koşturacak ve çalışacak bir teşkilat bulabilir misiniz?

Ama Reis var diyebilirsiniz. Elbette. Reis seçilmiş bir Cumhurbaşkanıdır. Milletten aldığı bu güçle devletin ve yürütmenin başı olarak bakanlar kuruluna başkanlık edecektir. Hükumetin icraatlarını yakından takip edip hem iç hem de dış politikaya yön verecektir. Bütün bunlara tamam. Ama Reis grup toplantılarında konuşmayacak. Parti teşkilatlarına program yapmayacak. Dahası mecliste grubu yönetmeyecek. Bu durumda hem meclis çalışmalarında hem de siyasi mesajlarda etkili olacak bir genel başkan olması gerekmez mi?

Hem bugünler hep sütliman olmayacak ki. Yarın öbür gün başkanlık sistemi için referandum gerekli olduğunda Reisle beraber yollara düşecek bir genel başkan lazım değil mi? Yine dokunulmazlıklar meselesi referanduma gittiğinde meydanlarda meramını anlatacak bir genel başkan aranmaz mı? Şimdi düşük profilli bir başbakan arayanların o zaman düşük profilli bir genel başkana tahammülleri ne kadar mümkün olacak.

Tüm bunları dikkate aldığımızda, başkanlık sistemi ya da partili Cumhurbaşkanı anayasal zemine oturana kadar Ak Parti’nin düşük profilli bir genel başkanı kaldıramayacağından şüphe yok. O zaman 22 Mayıs’tan sonra hem hükümetin hem de Ak Parti’nin geleceğini birlikte ele almak ve ona göre çözüm üretmek gerekir.

Bu durumda iki farklı pozisyon ortaya çıkacaktır. Birincisi; Yeni seçilecek Ak Parti genel başkanı başbakan olarak atanacaksa; Yukarıda saydığımız ve sayamadığımız birçok sebeple Ak Parti genel başkanlığı bu aşamada düşük profilli bir pozisyonu kaldıramayacağından düşük profilli başbakan arayışından vazgeçilmelidir. İkincisi; yeni seçilecek Ak Parti genel başkanı başbakan olarak atanmayacaksa; O zaman geçen kongre zamanında tartışılan ama uygulanmayan yeni bir formül var demektir.

Buna göre; 22 Mayıs’ta güçlü ve karizmatik bir genel başkan seçilecek, ancak en büyük partinin genel başkanının başbakan olarak atanması uygulamasından vazgeçilecek, düşük profilli, görevi sadece bakanlara vaziyet etmek ve bakanlıklar arası koordinasyonu sağlamak olan herhangi bir milletvekili başbakan olarak atanacak demektir.

Böylece bir yandan ayda bir toplanacak bakanlar kuruluna Sayın Cumhurbaşkanı başkanlık ederek devletin tüm işleyişine hakim olurken, diğer yandan Ak Parti genel başkanı da grup ve meclis çalışmalarında milletvekillerini koordine edecek ve tüm Türkiye’yi karış karış gezerek teşkilatların çalıştırılmasını sağlayacaktır.

Aslına bakarsak son dönemde yaşananlar ve geldiğimiz nokta dikkate alınırsa herkes neyin olabilir neyin olamayacağını, neyin nasıl olması gerektiğini öğrenmiş olması gerekir. Bu ders tamam olduğuna göre artık hiçbir Ak Parti genel başkanı veya başbakan Reise rağmen ben yaptım oldu anlayışına kapılmayacaktır.

Öyleyse yaşadığımız travmanın etkisinden bir an önce sıyrılmalı ille de düşük profilli bir başbakan arayışından vazgeçilmelidir. Yukarda saydığımız sebeplerle Ak Parti’nin ihtiyacının yüksek profilli bir genel başkan olduğunu da dikkate alırsak, Türkiye’nin şimdi ihtiyacı olanın düşük profilli bir başbakan değil yüksek profilli ama Reisle uyumlu bir başbakan olduğundan şüphe yoktur.