Akit yazarı: Erdoğan devletin başı, sizin gibi çıban başı değil, kimsiniz ki yüksek yargı başkanı mitinge gelsin

Akit yazarı: Erdoğan devletin başı, sizin gibi çıban başı değil, kimsiniz ki yüksek yargı başkanı mitinge gelsin

Akit yazarı Ali Karahasanoğlu,  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile HDP' Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gezilerine katılan yüksek yargı başkanlarıyla ilgili "Yargı başkanları Erdoğan ile çay toplamaya gidiyor" sözlerini eleştirerek "Erdoğan devletin başı, sizin gibi çıban başı değil, kimsiniz ki yüksek yargı başkanı mitinge gelsin" dedi. Muhalifin Erdoğan'ı kıskandığını da söyleyen Karahasanoğlu, "Tayyip Erdoğan.Yasamanın da. Yargının da.Yürütmenin de Cumhurbaşkanı. Muhalifleri kıskanmasınlar..Çalışsınlar.Olabiliyorlarsa. Onlar da Cumhurbaşkanı olsunlar." ifadelerini kullandı.

Ali Karahasanoğlu'nun Yeni Akit'te "Siz kimsiniz ki, mitinginize yüksek yargı başkanı gelsin!" başlığıyla yayınlanan (1 Haziran 2016) yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gezilerine, yüksek yargı başkanlarının katılmasına, içerleyenler, “Yasamanın, yürütmenin, yargının Cumhurbaşkanı” diye başlık atmışlar.

Tam da öyle..

Gerçekten de..

Tayyip Erdoğan..

Yasamanın da.. Yargının da.. Yürütmenin de Cumhurbaşkanı..

Muhalifleri kıskanmasınlar..

Çalışsınlar.

Olabiliyorlarsa..

Onlar da Cumhurbaşkanı olsunlar..

Altı üstü..

% 50.01 oy alacaklar..

Aldıkları an..

Onlar da..

Yasamanın, yürütmenin, yargının cumhurbaşkanı olacaklar.

Ama o oyu alamıyorlarsa..

Kudurup durmasınlar.

Otursunlar oturdukları yerde..

Çok beğendikleri darbecilerin anayasasında da, aynen böyle yazıyor zaten.

Tayyip Erdoğan, kafasından uydurmuyor ki..

Anayasa madde 104, bakın ne diyor:

“Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder; Anayasa’nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.”

Tamam mı, kıskançlıktan kuduranlar?..

Neymiş?

Bir kişi cumhurbaşkanı seçilince..

“Devletin başı” olurmuş..

Sizin gibi, “çıban başı” değil..

Anayasa diyor, bunu..

Dahası?

Dahasını da yine Anayasa söylüyor: “Cumhuriyetin ve milletin birliğini temsil eder!”

Devamı da var: “Devletin organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir!”

Demek ki ne imiş?

Sizin gibi..

“Yan gelip, yatmaz”mış..

Anladık mı..

Kuduruklar!

Cumhurbaşkanı’nın gezisine katılan yüksek yargı başkanlarını..

PKK’nın resmi uzantısı HDP ile.. Gayri resmi uzantısı CHP’nin genel başkanları da..

Mitinglerine davet etmişler..

Bankamatik memuresinin kocası, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, yüksek yarıgı başkanlarına, “Bizimle de gelin o zaman programlara. Pazar günü İstanbul mitingimiz var, çay toplamaktan daha eğlenceli olacaktır”çağrısı yapmış.

Rezidans kralı Gamze’yi ısrarla milletvekili  yapan sosyal demokrat Kemal Kılıçdaroğlu da, yüksek yargı başkanlarına davette bulunmuş: “Ben de sizi İzmir’deki toplantımıza davet ediyorum.”

Bu iki bunak..

Kendilerini nimetten sayıyorlar..

Bre saftirikler..

Siz kimsiniz ki..

Kendinizi, % 52 oy alan Cumhurbaşkanı ile aynı statüde görüyorsunuz?

Aynı seçimde.. 

Biriniz % 9..

Diğeriniz de..

Bir başka parti ile ittifak yaptığı halde..

% 39 oyu, ancak alabildiniz..

Eee?

Şimdi; sizin ikinizden daha fazla oy alanla..

Aynı koltuğa mı oturacaksınız?

Aynı yetkileri mi kullanacaksınız?

Nerde o yoğurdun bolluğu?

Söyleyin de, biz de kaşıklayalım!

Ben, AK Parti öncesi dönemden Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden örneğini vermiştim..

Sabah akşam, RP Genel Başkanı ile laf yarışına giren..

Dindar insanlara etmediği hakareti bırakmayan Yekta Güngör Özden..

Adeta CHP Genel Başkanı gibi..

Dindar siyasetçilerle, her gün polemiğe giriyordu..

Okuyucularımız, eski dönemdeki yüksek yargı mensuplarından daha fazlasını sıralamışlar..

“28 Şubat brifingi ne idi?” diyorlar..

Haklılar..

Yargıtay Başkanı Müfit Utku, Danıştay Başkanı Füruzan İkincioğulları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş..

Ve hatta.. 

Yargıtay ve Danıştay’daki başkan vekilleri, daire başkanları ve üyeler...

28 Şubat brifingine topluca katılmamışlar mıydı?

Darbeci generalleri..

Ayakta alkışlamamışlar mıydı?

O “darbeciye alkış”a ses çıkartmayanların..

Bugün, sıradan bir “geziye katılım”ı eleştirmeye, ne hakları olabilir ki?

Kökten laikçiler susuyorlar da..

28 Şubat brifingine katılan yüksek yargı başkanlarını zımnen savunmuş oluyorlar da..

28 Şubat’da darbecilere selam duranları savunup..

 % 52 oy alan Cumhurbaşkanı ile geziye katılan yüksek yargı mensuplarını tahkire çalışıyorlar da..

Bir de arada..

Ilıman CHP’liler var.

Onlar da, bizi şöyle kafalamaya çalışıyorlar:  

“O zaman yanlış yapılmış. Şimdi de mi yanlış yapılması gerekiyor?”

Sevsinler sizin adaletinizi..

“28 Şubat’ta yanlış yapılmış”mış da..

“Şimdi yapılmamalı” imiş!

Sanki Tayyip Erdoğan ile geziye katılan yargı başkanlarına söylenilenlerin onda birini, 28 Şubat’ta yanlış yapanlara söylemişler de..

Onları da takbih etmişler de..

Şimdi sıra, bugünkülere gelmiş..

Bre utanmazlar..

O günkü yüksek yargı başkanlarının fiili destekleri ile.

Alkışları ile..

Meşru hükümet devrildi..

Halkın iktidara getirdiği siyasi partiler.. Ayak oyunları ile, yüksek yargı başkanlarının da desteği ile, hükümetten indirildi..

Bugün ise..

Yüksek yargı mensupları..

Halkın seçtiği insanların işbaşından götürülmesi için değil..

Yani darbe için değil..

Altı üstü..

Bir öğrenci yurdunun açılışına katılmak için..

Cumhurbaşkanı’na o desteği vermişler.

Anladınız mı..

Kuduruklar..

Anladınız mı, % 52 oyu kıskanıp, çatlayanlar!