Akit yazarı: Her acıyla empati kurabilirim, ama bize ölmeyi emreden komutanların 'şehit kardeş' acısını anlamam

Akit yazarı: Her acıyla empati kurabilirim, ama bize ölmeyi emreden komutanların 'şehit kardeş' acısını anlamam

Yeni Akit yazarı Ersoy Dede, Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde şehit düşen kardeşi Yüzbaşı Ali Alkan'ın cenazesinde hükümete yönelik tepkisi ile gündeme gelen Yarbay Mehmet Alkan'ın söylediklerini, kardeşini kaybetmiş bir ağabey olarak haklı bulduğunu belirtti, ancak bir asker olarak daha farklı davranması gerektiğini savundu.

Hayatını kaybeden Ali Alkan'ın iki kardeşinin de asker olduğunu hatırlatan Ersoy Dede, "Hepsi de meslekten asker.. Biz askere gittiğimiz zaman, bize ölmeyi emreden komutanlar yani bu insanlar.. Motivasyon konuşmalarında, uzun uzun şehitlik makamını anlatan adamlar..." ifadelerini kullandı.

Askerde olduğu dönemde, kurmay subayların metanetinin kendisine güven verdiğini söyleyen Dede, şehit yakınlarıyla empati kurmasının imkânsız olduğunu belirterek başladığı yazısının devamında, "Subaylarımız dik durdukça, biz yakınlarını şehit vermiş vatandaşlar, ‘bir oğlumu şehit verdim, bir oğlum daha var onu da şehit vermeye hazırım’ diye haykırırdık..." dedi. Dede, yazısını, "Dün yarbay, kardeşini şehit eden terör örgütü PKK’nın yayın organı Özgür Gündem’e manşet olmuştu.. " notuyla sonlandırdı.

Ersoy Dede'nin Yeni Akit gazetesinin bugünkü nüshasında (25 Ağustos 2015) yayımlanan köşe yazısı şöyle:

"Kardeşi şehit düşen Yarbay’ı konuşuyor herkes iki gündür.. Kardeşinin tabutu başında isyan eden ağabeyi ile empati kuracak adam tanımıyorum.. Kendi adıma söylüyorum.. Her acıyla, her öfkeyle empati kurabilirim. Ama şehit düşen kardeş acısını anlamam.. Anlayamam.. Deniyorum.. Empati kurmaya çalışıyorum.. Dilimin ucuna gelen sözler, Yarbayınkinden daha sert..  Niye?.. Çünkü ben asker değilim.. Öyle çok öfkelenebilirim ki.. O kadar çok hakkım var ki isyana.. Yarbayımın sözleri, benim sözlerimin yanında iltifat gibi kalır…

Buraya kadar sorun yok.. Sorun ne peki ?.. Arz edeyim.. İki tip dünya görüşü vardır. Kendi içinde milyonlarca farklı alt görüşe ayrılsa da temelde iki tiptir.. Ya materyalist bir düşünceye sahipsindir.. Ya da yaratılışla ilgili farklı din ve inanç sistemlerinin öğretilerine inanırsın..Daha açık bir söylemle arz edeyim.. Senin için hayat ya doğduğun gün başlayan ve öldüğün gün biten bir kesitten ibarettir ya da (bizim inancımıza göre) hepi-topu 60-70 yıllık bir imtihan alanıdır..  Şöyle düşünün.. Eğer ahiret inancımız olmasa.. Sevdiğimiz insanlar öldüğünde, boş çuvallar gibi toprağın altında böcekler tarafından kemirilecek et yığınları olduğuna inansak.. Cennetle mükafatlandırılacaklarını bilmesek.. O acıya katlanılır mı?.. Sevdiklerimizi, yağmur altında, kar altında, ıssız ve soğuk bir mezarlık alanda, toprağa bırakıp eve dönme düşüncesinin ne denli ürkütücü olduğunu düşünsenize… Bizi ölümle ayrılıklar sonrası ayakta tutan ne ki?.. İmanımız, inancımız.. Varsa yaşarız, yoksa hasta oluruz.. Net… 

Yarbay, ailenin üç asker oğlunun en büyüğü anladığım kadarıyla.. Yüzbaşı olanı şehit vermiş.. Astsubay olan küçük kardeş de cenazedeydi.. Yani benim gibi zorunlu askerlikten 18 ay yapıp evine dönecek kimse yok ailede.. Hepsi de meslekten asker.. Biz askere gittiğimiz zaman, bize ölmeyi emreden komutanlar yani bu insanlar.. Motivasyon konuşmalarında, uzun uzun şehitlik makamını anlatan adamlar.. Bir er şehit olduğunda, ailesine haber veren, ‘silahlı kuvvetlerin yüzbinlerce neferi de artık sizin evlâdınızdır’ diyen komutanlar..  Şehit cenazelerinde metanet nedir bize gösteren, ‘bir Mehmet ölür binlerce Mehmetle bu vatanı savunmaya devam ederiz’ diye nutuk atanlar.. ‘Öldüre öldüre bizi bitireceğinizi mi zannediyorsunuz?’ diyerek eşkıyanın yüreğine korku salan aslan parçaları… ‘Ey PKK, şimdi ağlayıp da seni sevindirmeyeceğim.. Sana istediğin o görüntüyü vermeyeceğim’ diyen vatan evlatları.. Biz dik durmayı onlardan öğrendik.. Kurmay subaylarımızın metaneti bize cesaret verirdi.. O sözleriyle kendimizi güvende hissederdik.. Onlar böyle dik durdukça, biz yakınlarını şehit vermiş vatandaşlar, ‘bir oğlumu şehit verdim, bir oğlum daha var onu da şehit vermeye hazırım’ diye haykırırdık.. 

Dün yarbay, kardeşini şehit eden terör örgütü PKK’nın yayın organı Özgür Gündem’e manşet olmuştu.. 

Kalın sağlıcakla."