Yeni Akit yazarı Abdullah Şanlıdağ, Twitter’daki ‘Ak Silahlanma’ başlığı üzerinden başlatılan şiddet çağrılarıyla ilgili olarak "15 Temmuz gibi milli iradeye yapılan terör saldırısında milletin elinde silah yoktu. Göğüslerindeki iman ve ellerinde Türk bayrağından başka bir şey yoktu. Olsaydı keşke. Meşru müdafaa yaparlardı. Vatanına, milletine, parlamentosuna silah doğrultana karşı meşru müdafaa yapmaktan daha doğal ne var? Ne yani millet, darbeci hainlere “elinize sağlık” deyip bir de gül mü uzatsın? Korkmayın bu milletten, onlar kimi vuracağını bilir. Milletin meşru bir şekilde silahlandırılmasından gocunanları anlayamıyorum. Yahu öyle bir şey olduğunda, devlet sizi de silahlandırır" görüşünü savundu.
Abdullah Şanlıdağ'ın "AK silahlanma, Yezid - IŞİD" başlığıyla yayımlanan (24 Ekim 2016) yazısı şöyle:
Cumhuriyet gazetesi ve Sözcü neyin peşinde? Başlattıkları bu tür yayınlarla asıl provokeyi kendilerinin tetiklediklerinin farkındalar mı acaba? Bakın Sözcü’nün kışkırtıcı yazarı Can Ataklı’nın yazdıklarına: “Ak silahlanma” başlığı ile halk Erdoğan’ı korumak için açıkça silahlanmaya çağrılıyor. Daha da ötesi bir terör örgütünün kuruluşu fütursuzca ilan ediliyor. “Bunun bir provokasyon olabileceği” kuşkusu düştü içime. Hani “FETÖ tekrar ayağa kalkmak için her türlü melaneti yapıyor” ya, bunun da böyle bir aldatmaca olabileceği fikri ağır bastı bende. Bu nedenle konuya hiç girmedim, üzerine bir yorum yapmadım. Bekledim ki en azından bu ülkenin İçişleri Bakanı çıkar bir açıklama yapar, böyle bir provokasyona asla izin vermeyeceklerini söyler, bu saçma sapan eylemi yapanların derhal yakalanacağını bildirir diye bekledim. Ama çıt çıkmadı iktidardan. Tam tersi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek bu kampanyaya destek verdiğini ve gençlerin bu çağrıya uyması gerektiğini söyledi. Akit yazarı Abdurrahman Dilipak AKP’lilerin silahlanmasını destekleyen yazı yazdı. Ki zaten o Dilipak dinci faşist darbe girişimi gecesi de “silahınızı yanınıza alın” çağrısı yapmıştı. Osmanlı Ocakları 1453 Derneği de bu kampanyaya destek verdiğini açıkladı. Demek ki bu bir iktidar projesi.”
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, katıldığı canlı yayında “milletin silahlandırılması sağlanacak” diyerek, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin şu açıklamayı yapmıştı. “Şu anda insanların ruhsatlı silah almasının önünde yasal engeller var. İçişleri Bakanımız gerekli düzenlemelerin yapılması için harekete geçecek ve milletin ruhsatlı silah almasının önü açılacak. Milletin bir daha böyle olaylara karşı kendini savunabilmesi için bu şart.”
Zannedersem Cumhuriyet ve Sözcü gibi yayın kuruluşlarını asıl korkutan, resmi beyanlardan ziyade sosyal medyada ölçüsüz bir şekilde paylaşılan, biraz da ötekileştiren (bunların hepsinin maksatlı ve belli çevreler tarafından özellikle paylaşıldığını düşünüyorum.) paylaşımlardır. 15 Temmuz gibi milli iradeye yapılan terör saldırısında milletin elinde silah yoktu. Göğüslerindeki iman ve ellerinde Türk bayrağından başka bir şey yoktu. Olsaydı keşke. Meşru müdafaa yaparlardı. Vatanına, milletine, parlamentosuna silah doğrultana karşı meşru müdafaa yapmaktan daha doğal ne var? Ne yani millet, darbeci hainlere “elinize sağlık” deyip bir de gül mü uzatsın? Korkmayın bu milletten, onlar kimi vuracağını bilir. Milletin meşru bir şekilde silahlandırılmasından gocunanları anlayamıyorum. Yahu öyle bir şey olduğunda, devlet sizi de silahlandırır. Partili partisiz ayrımı mı yapılacak? Kaldı ki projenin nasıl olacağı bile belli değil. Sadece bir temenni. Bu tür çatlak seslerin kesilmesi için, hükümet yetkililerinden bir açıklama yapılması gerekir. Açıklama yapılmadıkça, sanki bu konunun iktidar projesi olduğu üzerinden yorumlar yapılıyor.
Devletin Musul politikası ve harekâtını önemsiyorum. Bu anlamda Cumhurbaşkanının “Musul operasyonunda koalisyon güçleri içerisinde olmaya kararlıyız. Koalisyon güçleri Türkiye’yi istemiyorsa B planımız devreye girer. O da olmazsa C planı devreye girer” sözlerini de alkışlıyorum.
Ortadoğu artık bizim için mücadele alanıdır, haydi birilerini kızdırayım; o bölgede cihad ediyoruz. Suriye, Irak, Musul derken, ya silkinip yeni bir ruhla kendimize geleceğiz, ya da..
Batı’nın tehditleri, Erdoğan’ı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılama naraları fasa fiso. Erdoğan gücünü Allah’tan alıyor. Arkasında da kendisinin doğru yolda ilerlediğine inandıkları müddetçe destek veren koca bir millet var. Halk Erdoğan’a inanıyor ve destekliyor.
Her nereden bakarsak bakalım, Irak’ı zor günlerin beklediğini söyleyebiliriz. Hz. Hüseyin’in şehit ettiği günden beri durulmayan bu coğrafyaya bakalım huzur ne zaman gelecek? Dün Yezid’di, bugün IŞİD Irak’ı bulandıran.