Akkiraz'dan Pala'ya: Türkü sözünden tahrik olmak zihniyet sorunu

Akkiraz'dan Pala'ya: Türkü sözünden tahrik olmak zihniyet sorunu

Türk halk müziği sanatçısı ve CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz, "Neşet Ertaş'ın türkülerinde de erotizim vardır" diyen Zaman gazetesi yazarı Profesör Dr. İskender Pala'yı eleştirdi. Akkiraz, "Rahatsız olduğunuz duygular insana ait; sevdiğine kavuşmayı Neşet babanın algılaması ile sizin algılamanız farklıdır. Bu da normaldir çünkü dünyaya bakışlarınız farklı; türkünün sözünden tahrik olmak, kadını ya da erkeği cinsel meta olarak algılamak bir zihniyet sorunudur" diyerek tepki gösterdi.

Sabahat Akkiraz'ın resmi facebook sayfasından yaptığı açıklama şöyle:

 

Prof. İskender Pala,

"'Türkülerdeki erotizmin kadını aşağılamasından rahatsızım. Kadınları, alınır-satılır bir meta olarak gören türkülerimiz var. Düğmelerin dar geldiğini falan anlatan türküler var. Bir taksiye binseniz, taksi şoförü bu şarkıyı açsa rahatsız olmaz mısınız? Ben toplumda bazı şeylerin normalleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Neşet Ertaş'ın türkülerinde de erotizm vardır. Bir tenhada can cananı bulunca...' diye başladığınızda istediğiniz sahneyi üretebilirsiniz. Erotizmin nezih ve serafete bindirilmiş kısmı başımla beraber, ondan heyecan duyarım, lezzet alırım. Ama kadınları aşağılayan türküleri artık radyolarımızdan çalıp söylemeyelim."

Sayın Pala türküler hayatı anlatır. Bugün bu kadar tecavüz, taciz, istismar, şiddet türkülerin suçu mu? Rahatsız olduğunuz duygular insana ait; sevdiğine kavuşmayı Neşet babanın algılaması ile sizin algılamanız farklıdır. Bu da normaldir çünkü dünyaya bakışlarınız farklı; türkünün sözünden tahrik olmak, kadını ya da erkeği cinsel meta olarak algılamak bir zihniyet sorunudur; Davut Suları diyor ki; sür memelerin mezarım üstüne; siz bunu ağlayan bir kadının mezar üzerine sinesini kapatmak olarak algılayamıyorsanız sorun var. Bu zihniyet bizi; sokakta kadınlar pantolon giymesine, hatta kolları açık gezmesine, çalışmasına hatta ortalık yerde kadın bulunmasına götürür ki bu zihniyeti biliyoruz.

Mücadele edilmesi gereken Türküler değil, zihniyettir. Toplumda kadını yüceltmek, sosyal hayatın bir parçası yapmak, şiddet ve tecavüz sarmalından kurtarmak ile ancak gerçek bir kadın statüsü yaratabiliriz.

Yoksa 14 yaşındaki kız çocuğunun uğradığı tecavüzü ört bas ederek, tecavüzcüleri beraat ettirerek değil. Türkülerin üzerinden sözde kadının cinsel metaymış gibi sunulmasından değil. Gerçekten kadını erkek ile aynı görmekten; cinselliğin ötesinde onun bir can olarak algılanmasını sağlayarak kadını özgürleştirebiliriz.

Türküler naiftir;

O yarin kaşları kara değil mi? Sinemde açtığı yara değil mi?

O dost bu derdime çare değil mi? İstemem çareyi yar gelmeyince....

(NEŞET ERTAŞ)

Türkülere dokunmayın onlar halktır.