Mersin’de yapılan Akkuyu Nükleer Santrali’ne verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” raporunun mevzuat değişikliği nedeniyle geçersiz hale geldiğini savunan çevre dernekleri, raporun iptali için açtıkları davayı Danıştay’a taşıdı. Avukat İsmail Hakkı Atal, “ÇED raporu, ön lisans verilmekle hükümsüz hale geldi” dedi.
Halk TV'de yer alan habere göre, Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nin “ÇED olumlu” raporunun hukuki olarak geçersiz olduğunu savunan çevre dernekleri, mahkemelerin açılan davalarda ret kararı vermesine karşın hukuki mücadelesini sürdürüyor.
İlk olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 1 Aralık 2014 tarihinde santral için “ÇED olumlu” kararı verdi. Bu tarihten sonra mevzuatta yapılan değişiklikle ÇED ile ilgili kararın ön lisanstan sonra alınması hükmü getirildi. Çevre dernekleri, şirketin santral için ön lisanstan önce ÇED raporu aldığı, ön lisanstan önce ÇED raporu verilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Mersin 2. İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme, davayı reddetti.
Bunun üzerine dava istinafa taşındı. Adana Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği, Tarım ve Orman, Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlıkları, Nükleer Düzenleme Kurumu ve Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi aleyhine açılan davada bire karşı iki oyla davanın reddine karar verdi. Daire Başkanı, muhalefet şerhinde istinaf talebinin kabul edilmesi gerektiğini belirtti.
Çevre dernekleri, istinaftan çıkan ret kararını bu kez Danıştay’da temyiz etti. Dernekler adına temyiz dilekçesini hazırlayan avukat İsmail Hakkı Atal, ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde, “ÇED yönetmeliği kapsamında alınan kararın ön lisans verilmesi halinde geçersiz hale geleceğine ilişkin bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır” dediğini aktararak, Elektrik Piyasası Kanunu’nun 6. maddesine atıfla ÇED raporunun ancak ön lisans aşamasının ardından verilebileceğini kaydetti.
Atal, temyiz dilekçesinde, “Akkuyu idari işlemler silsilesi EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) tarafından tersine çevrilmiş, ÇED raporu ön lisans sonrasında alınması gerekmekteyken ön lisans öncesi ÇED raporu alındı” dedi.
Akkuyu’nun hukuken geçerli bir ÇED raporu olmadığını savunan Atal, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, istinaf sürecine değinerek, “Akkuyu ÇED raporu ve üretim lisansı aldığında başka bir mevzuat yürürlükteydi. Bu mevzuata göre üretim lisansı veriliyor, daha sonra da ÇED raporu alınıyordu. Daha sonra mevzuatta bir değişiklik oldu. Ön lisans, ÇED artı üretim lisansı süreci geldi. Ön lisans verilmeden önce alınan olan ÇED raporu, ön lisans verilmekle hükümsüz hale geldi. ÇED raporu alındığında ön lisans mevzuatta yoktu. Ön lisans verilmek suretiyle yeni mevzuata tabi oldu Akkuyu Nükleer Santrali” diye konuştu.
Atal, EPDK’nın dava sürecinin ardından yönetmeliğe madde ekleyerek Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED raporunu kurtarmaya çalıştığını öne sürdü. Atal, değişiklikle yönetmeliğe “Ön lisans başvurusu yapıldığında ÇED raporu da sunulur” hükmünün eklendiğini belirtti. Atal, her uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihteki mevzuat hükümlerince çözülebileceğini kaydederek, “Yeni çıkan mevzuat hükümleri geçmişe yürürlüğü olmayacağından 24 Şubat 2017’de yapılan bu değişiklik, 25 Haziran 2015 tarihinde verilen ön lisansla hükümsüz hale getirilen ÇED raporunu kurtarmadı” dedi.