Akkuyu Nükleer Santral'in bugün temeli atılıyor; çevre örgütleri tepkili: Santralın atıkları ne olacak?

Akkuyu Nükleer Santral'in bugün temeli atılıyor; çevre örgütleri tepkili: Santralın atıkları ne olacak?

Mersin’in Gülnar ilçesinde yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS) projesinin temeli bugün AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in katılımıyla atılacak. Mersin Nükleer Karşı Platform (NKP) Dönem Sözcüsü Avukat Alpay Antmen, Santralin iptali için dava açtıklarını ve yargı sürecinin tamamlanmadan temel atılmaması gerektiğini söylerken,  Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Sinan Can, "Peki nükleer santralin atıkları ne yapılacak?" diye sordu.

TIKLAYIN - Putin, bugün Ankara'ya geliyor

Dava dosyası Danıştay’da

Böyle bir projenin hayata geçirilmeden önce Çevresel Etki Değerlendirilmesi’nin (ÇED) yapılması gerektiğini belirten Mersin Nükleer Karşı Platform (NKP) Dönem Sözcüsü Avukat Antmen, santralın iptali için dava açtıklarını ve hatalı olan ÇED raporunu mahkemenin olumlu bularak santralın yapılmasına yeşil ışık yaktığını, ancak dava dosyasının şu an Danıştay 14. Dairesi’nde olduğunu belirtti. Santralın temel atma törenine değinen Antman, “Yargı süreci bitmeden temel atılmamalıdır. Velev ki inşaat sürecine başladı. Danıştay olmadı, Anayasa o da olmadı AİHM durdurma kararı alırsa, yapılan yapı yıkılır” dedi.

Santralın atıkları ne olacak?

Santralın çevre ve insan yaşamı üzerindeki yaratacağı olumsuz etkiler, atıkların saklanması ve taşınma biçimi konularındaki belirsizlikleri değerlendiren Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Sinan Can ise, “Peki nükleer santralin atıkları ne yapılacak sorusu merak konusudur. Bu konuda bizleri bilgilendirmeleri gerekiyor” diye konuştu. ÇED raporunun eksik olduğunu kaydeden Can, insanları ve doğayı felakete götürecek bu projenin tartışılması gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Merkezi bir şekilde karar alarak uygulanan bu proje toprağa zarar verecek. Bu alanda tarım ürünleri üretilmeyecek duruma gelecek. Denizlere ve orada yaşayan canlılara zarar verecek. Santralin olduğu bölge yetişen ürünleri tüketen insanlar da sağlıklı olmayacaktır. Bir an önce bu karardan vazgeçilmeli ve daha doğru bir planla enerji üretilmelidir.”

‘Projeye karşı mücadele edilmeli’

Santralde yaşanabilecek herhangi bir kaza durumunda hem çevrenin hem de kendilerinin ciddi zarar göreceğini dile getiren Aycan Özkan isimli yurttaş, iktidarın hukuksuz bir şekilde nükleer santral yapmaya çalıştığına dikkat çekti. Mezopotamya ajansında yer alan habere göre, nükleer santral yapımının hızlanmasıyla birlikte Rusya ile Türkiye arasında gizli ticari pazarlığının nişanesi olduğunu vurgulayan Özkan, “Yapılan bu pazarlık halk çıkarına değil, emperyalistlerin çıkarınadır. Halkın çıkarına olmayan bu projeye karşı gelmeli ve mücadele edilmelidir” diye konuştu.

Santrale tepki gösteren bir başka yurttaş Kamil Mor ise Çernobil ve Fukuşima’da yaşanan faciayı hatırlatarak bunun bir daha yaşanmasını istemediğini belirtti.

***

Bu projeye neden karşı çıkılıyor?

Türkiye’de meslek kuruluşları, yaşam savunucuları ve halkın karşı çıktığı Akkuyu Nükleer Santral projesinin, ortaya çıkaracağı sorun ve risklerden bazıları şöyle: »Nükleer santrallardan çıkacak radyoaktif atıkların çevreye ulaşımı; rüzgârın ve yağmurun yardımıyla atmosferde taşınması, denizlere, göllere ve toprağa karışımı şeklinde olur. Doğa olaylarıyla bitki örtüsüne ve sulara karışan radyoaktif maddelerin insan vücuduna ulaşımı kolaylaşmış olur. »Nükleer reaktörlerin çalışması sırasında atık olarak ortaya çıkan Plütonyum üst düzeyde zehirli ve kanser yapıcıdır ve doğada bulunma ömrü 250 yıldır. Açığa çıkan bir diğer radyoaktif madde olan Stronsiyum yağış yoluyla bitkilere oradan da hayvanların sütüne geçerek insanlara bulaşır. Kan kanserine (lösemi) yol açar ve 280 yıl ömrü vardır. Sezyum ve İyod’ da besin yoluyla insan vücuduna girer ve Tiroid bezi kanserine, çocuklarda büyüme aksaklıklarına ve genetik bozukluklara neden olur. »Akkuyu Nükleer Santralı’na ilişkin güvenlik açısından dile getirilen en büyük endişelerden biri ise fay hattına yakınlığı. Santral, aktif bir fay hattı olan Ecemiş fay hattına 20-25 kilometre mesafede. Uzmanlar, santralın depreme dayanıklı olsa dahi tsunamiye karşı alınan hiçbir önlem olmadığı için, herhangi bir kazada, Çernobil ve Fukuşima benzeri zararların doğmasının olası olduğunu belirtiyor. »Ayrıca nükleer santralde bir kaza olmaması durumunda bile gerek salınan gazlar gerekse de radyoaktif atıklardan yayılacak radyasyon nedeniyle bölgenin tehdit altında olduğu belirtiliyor.

»Santralın inşa edildiği alan, Akdeniz foklarının üreme alanı ve çok sayıda endemik bitki türüne de ev sahipliği yapması nedeniyle özel çevre koruma bölgesi olan Göksu Deltası’na oldukça yakın. »Uzmanlar, santralde soğutma amacıyla kullanılan suyun tekrar denize boşaltılmasının deniz suyu sıcaklığında bir artış meydana getireceğini, deniz suyu sıcaklığının yaklaşık 2 derece artacağını ve bunun deniz ekosisteminde ciddi bir tahribata yol açacağını kaydediyor. Soğutma suyunda kullanılan klorun da deniz canlılarını etkileyeceği diğer bir risk olarak karşımıza çıkıyor. Yani Akdeniz foklarının, Caretta Caretta’ların yaşam alanları olan deniz çayırları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.