CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın, “Almanya'da bir kooperatifin yöneticisi olduğu” iddialarıyla ilgili bir belge açıkladı. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Akman'ın görevinden istifa etmesi gerektiğini belirttiklerini, ancak Akman'ın istifa etmek yerine, kendisinin ve avukatının yaptığı “gerçek dışı beyanlarla” yerinde kalabileceğini sandığını söyledi. Akman'ın bir özel televizyon kanalında yaptığı açıklamada, Alman savcılarının hazırladığı Deniz Feneri ile ilgili iddianamede adının hiç geçmediğini söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Sayın Akman'ın adı iddianamede tam 34 kere geçiyor. Ayrıca duruşma salonunda Alman yargıçlara bilirkişi olarak sunum yapan Alman Başkomiseri Böhm, Zahid Akman'ın adını defalarca dile getirdi. Şayet buna tanık olmak istiyorsa Sayın Akman, Almanya'ya gidip, kendi kulaklarıyla adının dava duruşmasında nasıl telaffuz edildiğini görebilir, dinleyebilir” dedi. Akman'ın, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, Almanya Frankfurt'ta kurulan OFWG e.G. adlı kooperatifin “fahri üyesi” olduğunu belirttiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, ayrıca “RTÜK Başkanı Akman'ın da yönetiminde yer aldığı bir kooperatifin üyelerinden para toplanmasına karşın evlerinin yapılmadığı” iddialarını da “hukuk dışı ve mesnetsiz” olarak değerlendirdiğini söyledi. Basın mensuplarına, kooperatifin, 27 Ocak 2005 tarihinde Alman maliye makamlarına gönderdiği bir yazının fotokopisini gösteren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Bu yazıda, OFWG e.G. adlı kooperatifin 'Vorstand'ı (yönetim kurulu) belgenin sağ bölümünde belirtilmiş: Yüksek Mühendis Abdullah Özer, Dr. A. Zahid Akman, Ekonomist Yasin Özcan, Mehmet Gürhan. Bu belgede, Dr. A. Zahid Akman'ın yönetim kurulu üyesi olduğu açıkça belirtilmiş durumda. Bu kişiler sadece kooperatifle değil, aynı zamanda Deniz Feneri e. V. ile de bağlantılıdırlar. Bu kooperatif, Alman hükümetinden üye başına 4 bin ila 6 bin avro karşılıksız yardım alıyor. Üye sayısı 1500 dolayındadır. Ayrıca üyelerden aidat da alıyor. Toplanan paranın miktarının yaklaşık 6 ila 8 milyon avro olduğu ifade edilmektedir. Olay Alman yargısına intikal etmiştir ve konu soruşturulmaktadır. Çünkü kooperatifin sadece adı var.” TBMM BAŞKANI TOPTAN'A ÇAĞRI Kılıçdaroğlu, RTÜK'ün çok önemli bir kuruluş olduğunu, medya ile ilgili kurallar koyduğunu, halkın doğru bilgilenmesi için çaba harcadığını ve RTÜK Başkanı'nı TBMM'nin seçtiğini vurgulayarak, şöyle dedi: “Bu bağlamda, adı kuryeliğe çıkmış, Alman makamlarınca hazırlanan iddianamede adı 34 kez geçen, Deniz Feneri olayı ile ilgili kirli ilişkileri iddianamede sıralanan, hakkında Almanya'da soruşturması süren bir kişi RTÜK Başkanı olarak görev yapamaz. Buradan Sayın Köksal Toptan'a çağrıda bulunuyorum: TBMM'nin , RTÜK'e başkan olarak seçtiği bir kişinin tüm şaibelerden soyutlanması gerekir. Sayın Zahid Akman, etik olarak bulunduğu bu görevi artık sürdüremez. Gelin Türkiye'de bir ilki başlatın ve şaibeli kişileri bulundukları görevden istifaya davet edin. Bu davranış hem TBMM Başkanı'nı hem de TBMM'yi halkın gözünde daha itibarlı bir kurum haline getirecektir. Bu görevi lütfen yerine getiriniz.” Abdullah bey kim?Kılıçdaroğlu, bir basın mensubunun, dünkü bir gazetede, “Memleketin birinde: Becerikli Abdullah Bey” isimli bir yazıya atıfta bulunarak, “Abdullah Beyi tanıyor musunuz?” sorusuna, “Abdullah ismini ben size bir başka isimle söyleyeyim, araştırınız: Sayın Abdullah Tivnikli. Bir başka Abdullah'la da ilgisi var Sayın Tivnikli'nin. Sayın Tivnikli kimlerle, dönemin Dışişleri Bakanı olan bir başka Abdullah'la yurt dışı seyahatleri olduğunu, o seyahatlerde nelere görüşüldüğüne sanıyorum ayrıntılı cevap verecektir” yanıtını verdi.