AKP Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Yıldız Seferinoğlu, "Biz 1 Kasım seçimini 7 Haziran seçimlerinin telafisi, kazası ve bütünlemesi anlamında değerlendiriyoruz. 1 Kasım seçiminden sonra bu seçimin bir kazası, bütünlemesi olmayacak" dedi.
Yeni Şafak'tan Nil Gülsüm'ün sorularını yanıtlayan Yıldız Seferinoğlu, sözlerini "Bu sebeple hem aday tercihi hem de seçim çalışmaları açısından işi sıkı tutmak, ince eleyip sık dokumak zorundaydık. Böyle de davrandık" şeklinde sürdürdü.
Nil Gülsüm'ün Yıldız Seferinoğlu'yla yaptığı söyleşi şöyle:
7 Haziran-1 Kasım listeleri arasındaki farkı nasıl açıklarsınız?
7 Haziran seçimlerine yönelik AK Parti aday listemiz çok değerli arkadaşlarımızdan oluşuyor. Ama seçim, biraz da konjonktür ve doğru yer meselesidir. Her seçim bölgesinin kendine özgü şartları ve talepleri vardır. AK Parti, hem ülkeyi hem de teşkilatlarını yönetirken talepleri dikkate alarak hareket eder. Bu özelliğimiz sayesinde 13 yıldır iktidardayız. Teşkilatlarımız 1 Kasım seçimleri için bizden, yerel dinamikleri dikkate alarak ve tecrübeli isimlere yer vererek liste yapmamızı istedi. Biz de bu talepler doğrultusunda hareket ederek mevcut listeyi hazırladık. Ortaya çıkan liste, teşkilat eğilimlerine ve tecrübeye had safhada hassasiyet gösteren bir liste oldu.
Son listede öne çıkan yönler neler?
1 Kasım listesinde iki husus çok fazla ön plana çıkıyor. İlki, Türkiye'nin icraatlarına ve hizmetlerine aşina olduğu tecrübeli isimlerin varlığı; ikincisi ise, aday gösterilen bölgede seçmenin sahip çıkabileceği, yerel siyaseti başarıyla yapabilecek isimlerin tercih edilmiş olması.
7 Haziran'a göre listesini en fazla değiştiren parti AK Parti. Ne anlama geliyor bu?
Bu değişiklik bizim tek başına iktidar olma yolunda iddiamızı ve kararlılığımızı ortaya koyan bir durum. Bizi diğer partilerden ayıran en önemli özellik, diğer partilerin statükocu olmalarına karşın AK Parti'nin son derece dinamik olmasıdır. Biz 1 Kasım seçimini 7 Haziran seçimlerinin telafisi, kazası ve bütünlemesi anlamında değerlendiriyoruz. 1 Kasım seçiminden sonra bu seçimin bir kazası, bütünlemesi olmayacak. Bu sebeple hem aday tercihi hem de seçim çalışmaları açısından işi sıkı tutmak, ince eleyip sık dokumak zorundaydık. Böyle de davrandık.
Nasıl tepkiler geldi?
Çok büyük oranda memnuniyet var. Her bölgeden çok olumlu tepkiler aldık.
AK Parti büyük kongresinin seçimden önce yapılmasını nasıl yorumlamalıyız?
Bu bile aslında tek başına bir meydan okumadır ve AK Parti'nin ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Hiçbir parti seçim öncesi böyle bir kongreye cesaret edemez. Aslında bu tür kongreler partileri büyüten, gençleştiren faaliyetlerdir. Bizim il ve ilçe kongrelerimizde de yüzde 51 civarında gençleşme, yenileşme oldu. Bu kongrede de benzer bir tablo ortaya çıktı. Bir yandan tecrübeyi muhafaza eden, diğer yandan da gençleşen, yenilenen bir yapı ortaya çıktı. Bu beraberinde başarıyı da getirecektir.
7 Haziran AK Parti için nasıl bir anlam taşıyor?
1 Kasım seçimleri bizim için 7 Haziran seçiminin kazası, bütünlemesi niteliğindedir. Sayın Başbakanımızın ifade ettiği gibi AK Parti'nin kaderi Türkiye'nin kaderi haline gelmiştir. Zayıf bir iktidar, operasyona açık hale gelme sonucunu doğuruyor. İç ve dış bazı odaklar Türkiye'nin operasyona açık bir hale gelmesini sağlamak için öncelikle AK Parti'yi ve Tayyip Erdoğan'ı zayıflatma projesini devreye sokmuştur. Dolayısıyla bizim memleket için hata yapma lüksümüz yok. Bu seçimde daha somut, daha başarılı bir seçim sonucu elde etmeye çalışacağız.
1 Kasım hazırlıkları ne durumda?
AK Parti tüm bütün il, ilçe ve mahallelerde teşkilatı olan yegane partidir. 9 milyon üyesi olan bir partiden söz ediyoruz. Mahallelere kadar teşkilatını kurabilmiş, örgütlenmiş başka bir parti bulunmuyor. Biz seçim dönemlerinde il ve ilçelerimizde Seçim Koordinasyon Merkezi adını verdiğimiz SKM'lerde tüm seçimi organize ederiz. Tüm il ve ilçelerde SKM'leri kurduk. Bayramdan hemen sonra da seçim beyannamemiz açıklanacak. Tüm adaylarımızla birlikte adeta seferberlik halinde sahada olacağız.
AK Parti teşkilatlarında genel hava nasıl?
Biz 'her şerde bir hayır olduğuna' inanan insanlarız. 7 Haziran seçimleri sonrasında teşkilatlarımızda ve tabanımızda kendiliğinden inanılmaz bir seçim motivasyonu oluştu. Teşkilatlarımız “Yeteri kadar çalışmadık” şeklinde bir hissiyata büründü. Bu sebepledir ki, bizim teşkilatımız koalisyonun olmasını istemedi. Ve teşkilat, “Bu durumu telafi etmeye hazırız” dedi. Teşkilatlarımızda 1 Kasım seçimlerine yönelik çok büyük bir heyecan var. Ben bu heyecanı bir de, 2001 yılında AK Parti kuruluş çalışmalarımız sırasında görmüştüm.
Doğu ve Güneydoğu listelerindeki büyük değişikliklerin sebebi nedir?
Seçmen hassasiyeti ve teşkilatın talepleri böyle bir değişimi ortaya çıkardı. Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yaşayan halkın derdini anlayacak, bu derdi çözmeye çalışacak, temsil kabiliyeti olan isimleri aday göstermeye çalıştık.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin 7 Haziran'dan itibaren sürdürdüğü siyaseti nasıl yorumluyorsunuz?
Aslında Bahçeli birçok yerde devlet lehine tavırlar takınmıştır. Ancak ifade etmek zorundayım ki, Devlet Bey bu süreci çok kötü yönetti. Seçimi ilk zikreden kişi olmasına rağmen daha sonra seçime de karşı çıktı. Tüm bu 'süreç tıkayan' tavırlardan sonra Sayın Tuğrul Türkeş, teklif edilen görevi kabul ederek çok önemli bir görevi ifa etti. Gördüğümüz kadarıyla MHP tabanının kahir ekseriyeti bu tavırdan son derece memnun oldu. MHP tabanı böyle kritik bir süreçte millet ve devlet lehine tavır takınmak gerektiğini düşünüyordu.
Türkeş'in adaylığı AK Parti'de nasıl karşılık bulacak sizce?
Türkeş soyadı, Türk siyaseti için önemlidir. Biz partimizi muhafazakar demokrat olarak tanımlıyoruz. Tuğrul Türkeş'in tabanımızda ve milliyetçi seçmende karşılık göreceğini düşünüyorum.
Muhalefetin tavrını nasıl görüyorsunuz?
Geçmişte bırakın kendilerini, gölgeleri bile biraraya gelmemiş kesimler, Tayyip Erdoğan ve AK Parti düşmanlığında ittifaka girmiş durumdalar. Daha düne kadar çözüm sürecine şiddetle karşı çıkıp AK Parti'yi suçlayanlar, bugün PKK'nın medya organı gibi çalışıyor. Sırf AK Parti düşmanlığından ötürü, 'Sırtımızı örgüte dayadık' diyenlerle, 'Asker ve polis PKK'yı yenemez' diye meydan okuyanlarla el ele vermiş durumdalar. Ama bu kirli ittifakların ve kötü niyetlerin iç yüzünü millet, bütün açıklığıyla görüyor. Türkiye'de işler ne zaman sarpa sarsa millet devreye girip düğümü çözer. İnşallah 1 Kasım'da da öyle olacak.
Erdoğan nefretini neye bağlıyorsunuz?
Geçtiğimiz günlerde CHP'li bir akademisyen milli maçın sonucunu bile Tayyip Erdoğan'a bağladı. Bence bu nefretin nedeni politik değil, psikolojik. Bu psikolojik durumun tek ilacı da Türkiye'nin ve milletin gerçekleriyle barışmaktır.
AK Parti'nin 7 Haziran seçimlerinde gösterdiği kadın aday sayısı 99'du ancak yeni listede bu sayı 69'a geriledi. Bunun sebebi nedir?
Listelerde seçilebilecek yerlerde bulunan kadın aday sayısına bakmak aslında önemli bir husus. En az 7 Haziran seçimlerinde Meclis'e giren kadın milletvekili kadar adayın yine Meclis'e gireceğini öngörüyoruz. Kadın aday sayısı azalmış olsa bile, kadın milletvekili sayımızı koruyacağımızı düşünüyorum.
Tablo önümüzdeki seçimde ne yönde değişir?
Ben saha siyasetinden gelen biriyim. Gözlemlerime göre AK Parti için olumlu bir seyir var. Yapılan çalışmalar da yükselen bir trende sahip olduğumuzu göstermekte. Açıklanan listemizle birlikte bu trendin daha da yükseleceğini düşünüyorum.
Sandık güvenliği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Seçimlerde sandık güvenliği olumsuz etkileyecek hiçbir davranışa tahammülümüz yok ve en küçük bir güvensizlik durumuna dahi müsamaha göstermeyeceğiz. Kamera sistemi gündeme geldi ama bu seçime yetişmesi mümkün gözükmüyor. Başka bazı formüller de düşünüldü ama bunlar yasa gerektirdiği için bu seçime yetişmesi mümkün olmadı. Devletin hakimiyeti ve kamu düzeni sağlandığı oranda problem olmaz diye düşünüyoruz.