'AKP, ABD ile görüşmelerde Gülen'in iadesini konuşmamasına rağmen seçimde malzeme olarak kullanacak'

'AKP, ABD ile görüşmelerde Gülen'in iadesini konuşmamasına rağmen seçimde malzeme olarak kullanacak'

Hürriyet gazetesi Washington Temsilcisi Tolga Tanış, "ABD'li yetkililerin, Eylül'de Birleşmiş Milletler toplantıları sırasında New York'ta gerçekleşen temaslardan beri hükümetin görüşmelerde Gülen'in iadesi konusunu gündeme getirmediklerini söylediğini" aktardı. Tanış'ın görüştüğü yetkililerin izlenimine göre, bu talebin masaya yatırılmamış olmasına rağmen "istedik ABD iade etmiyor" tezinin 2015 seçimlerinde AKP tarafından kullanılacağı belirtiliyor. 

Tolga Tanış, şöyle devam ediyor:

"Ama işin çarpıcı boyutu Türk Hükümeti'nin aksine Gülen Hareketi'ni bir "terör örgütü" olarak kabul etmediklerini de yine büyük bir açıklıkla dile getiriyorlar. Bunu ilk kez, hafta içi yapılan bir toplantıda eski büyükelçi Frank Ricciardone söylemişti. Aynen tekrarlıyorlar."

Tanış'ın Hürriyet'te "Washington ilk kez bu kadar dürüst" başlığıyla yayımlanan (25 Ocak 2015) yazısı şöyle:

 

Washington ilk kez bu kadar dürüst

 

Sanki her şey çok iyiymiş gibi pembe bir tablo çizmelerini hep eleştirdim.

Hatta Türkiye'deki demokrasi ve hukuk sorunlarına değiniyor gibi görünüp aslında bunları göz ardı ediyor olmalarını ikiyüzlülük olarak tanımladım. Ancak şimdi ilk kez bu kadar dürüst bir biçimde konuştuklarını görüyorum. Hafta boyunca Washington'da yaptığım görüşmelerden topladığım notları paylaşacağım. Ve Türk-Amerikan ilişkilerinin geçmişte benzerine az rastlanır bir biçimde nasıl kötüye gittiğini aktarmaya çalışacağım.

*

SURİYE

Artık Suriye'de uçuşa yasak bölge oluşturulmasını istemediklerini çekinmeden söylüyorlar. Bunun sonucu olarak, Washington'da kimse Türkiye'nin IŞİD'e karşı mücadelede üslerini açmasını da beklemiyor. "Esad gitmeli" politikasında değişiklik yaptıklarını kabul etmiyorlar elbette. Ama başka bir fark, bu konunun da onlar için artık bir öncelik olmadığını söylemekten kaçınmıyorlar. Ve üstüne basa basa asıl meselelerinin IŞİD olduğunu vurguluyorlar. Halen bir umutları var tabii. Türk Dışişleri Bakanlığı, hafta içi "Suriye'de (Esad'ı birinci tehdit kabul eden) pozisyonumuzda değişiklik yok" dedi. Ama Washington, Paris'teki Charlie Hebdo saldırısından tam bir gün önce 6 Ocak'ta Sultanahmet'te yaşanan IŞİD bağlantılı saldırının Türkiye'nin tehdit algısını değiştirebileceğini düşünüyor. Ve çarpıcı bir biçimde, bunu da itiraf ediyorlar. Biden'ın Kasım'daki Türkiye gezisinde bile Türkiye'nin IŞİD'i asıl tehdit olarak görmediğini söylüyorlar. Öyle ki, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar'la görüşmeler var mesela bu hafta Washington'da. Beklentileri öğrenmeye çalışıyorum. Hiç... Hiçbir somut beklenti yok. Protokol ziyareti. Çünkü tehdit algısı farklı. *

GÜLEN

Paris'teki saldırıdan sonra 18 Şubat'ta Washington'da şiddet içeren aşırılıkla mücadele (CRV) konusunda bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı. Yönetim, ülkelere daha davetiyeleri göndermedi. Ama bakan seviyesinde olacak konferans. Ve muhtemelen de İçişleri Bakanları davet edilecek. Efkan Ala Washington'a geldiğinde Fethullah Gülen konusunu açmaması beklenemez elbette. Ama başka bir ilginç ayrıntı. Amerikalılar, Eylül'de Birleşmiş Milletler toplantıları sırasında New York'ta gerçekleşen temaslardan beri Türklerin görüşmelerde Gülen'in iadesi konusunu gündeme getirmediklerini söylüyor. Mesela ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın kasımda İstanbul'da Erdoğan'la yaptığı toplantının görüşme notunda da Gülen konusunun yer almadığını teyit ettim.

* SEÇİM

Peki o zaman nedir bu? Hükümet için 7 Haziran'daki seçime malzeme mi? Amerikalılar, Türkler gündeme getirmediğinden bu konunun görünürde ikili ilişkilere bir yansıması olmadığını söylüyorlar. Ama bir yandan da tıpkı 90'ların sonunda PKK konusunda yaşanan tartışmadaki gibi Amerika'nın Gülen yüzünden Türk kamuoyunda komplo teorilerine malzeme olacağını da şimdiden öngörebiliyorlar. O dönem önde gelen bir Türk gazetesinin attığı bir manşet Yönetim'in halen hafızasında mesele. "İşte kanıtı" lafının altında PKK'nın Amerikan silahı kullandığını gösteren bir fotoğraf. Önümüzdeki süreçte Gülen için de benzer suçlamalara maruz kalacaklarını düşünüyorlar. Ama işin çarpıcı boyutu Türk Hükümeti'nin aksine Gülen Hareketi'ni bir "terör örgütü" olarak kabul etmediklerini de yine büyük bir açıklıkla dile getiriyorlar. Bunu ilk kez, hafta içi yapılan bir toplantıda eski büyükelçi Frank Ricciardone söylemişti. Aynen tekrarlıyorlar.

*

1915

1915 Olayları'na "soykırım" denilip denilmeyeceği meselesinde ise top tamamen Başkan'da. Yönetim'e yapılan Hrant Dink için açıklama yayınlama teklifi sonrası sadece Büyükelçi John Bass'in Hürriyet Daily News'a İngilizce bir yazı yazmasına karar verdiler. Ancak asıl karar, 24 Nisan öncesi Başkan Obama tarafından verilecek. En önemlisi, 24 Nisan'da Türk Hükümeti'nin Gelibolu'da düzenleyeceği Çanakkale Savaşı'nın 100'üncü yıldönümü törenine ise Washington'dan kimse gitmeyecek. Onun yerine aynı gün Erivan'da düzenlenecek soykırımı anma toplantısına ise mutlaka bir delegasyon gönderileceğini net biçimde açıkladılar. Hem de Türkiye'nin Çanakkale töreni için belirlediği tarihe "talihsiz" diyecek kadar açıksözlülükle.

*

Size ne anlatıyorlar bilmiyorum. Ama durum bu. Amerikan Yönetimi, "pragmatik değil ideolojik" dediği Ankara Yönetimi konusunda artık bu derece açık konuşuyor. Ve en kötüsü, kimse Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl toparlanacağını bilmiyor. "Bir şey olması gerek. Hatta birkaç gelişme birden olması gerek" diyorlar. Ama bunların ne olacağını kestiremiyorlar. Kimse örtbas etmeye çalışmasın. Bunun adı kara kış.