AKP’nin kurulma sürecinde yaşananları, Necmettin Erbakan’ın kızı Elif Erbakan Altınöz, anlattı. Necmettin Erbakan'ın kızı Elif Erbakan Altınöz, AKP'nin kurulma sürecinde yaşananları Hürriyet gazetesine anlattı. Altınöz, son ana kadar Necmettin Erbakan dahil hiç kimsenin, partide böyle bir kopuş beklemediğini söyledi.Elif Erbakan Altınöz ile yapılan röportajın tam metni...Erbakan Ailesi’nde kız çocuğu olmak nasıldı? Anne ve babanız, erkek olduğu için Fatih Erbakan’a iki ablasından ayrıcalıklı davrandı mı? Kardeşimle aramızda dört yaş var. Erkek olmasına rağmen birlikte çok iyi bir çocukluk geçirdik. Anne babamız, o erkek çocuğudur, tarzı bir havaya girmediler. Babanızla ilişkiniz nasıldı, otoriteyi evde kim temsil ederdi? Biz babacıydık ama çok da bir arada olamadık. Refah Partisi kapatıldığında ilk defa babamla kahvaltı ettim. Düşünün, 24 yaşındaydım. O güne kadar böyle bir birliktelik yaşamamışız. Bütün yükü rahmetli annem üstlenmişti. Çok da başarıyla yerine getirdiğini düşünüyorum geriye dönüp baktığımda ve kendim anne olduktan sonra. Öğrencilik yıllarınız nasıl geçti? Lise, öğrenim hayatımın en güzel dönemiydi. Çok istedim, 100. Yıl Kız Lisesi’nde okudum. Aşırı ders çalışmaktan hoşlanmazdım ama başarılı bir öğrenciydim. Liseden hâlâ görüştüğüm arkadaşlarım var. Ama üniversitede, benim yapıma göre daha değişik bir ortam olduğu için çok kalıcı arkadaşlıklar edinemedim. Özel üniversiteydi, dejenerasyon fazlaydı. Kendinizi eş olarak nasıl konumlandırıyorsunuz? Klasik misiniz? Evin dışında olduğum için klasik ev kadını olmaya vaktim yok. Tavuklu krebimi beğenirler ama modern çağın brokolili ponpon böreğini bilmem! ‘AKP kuruluncaya kadar ihtimal bile vermedik’ Babanızla yıllarca omuz omuza siyaset yapanlar ayrıldılar, o süreçte siz neler yaşadınız? Ayrılış sürecini büyük bir şaşkınlıkla izledim. Bir insanın veya grubun senelerce inandığı bir dava var. Buna 20-30 yıl hizmet edenler bir gün çıkıp diyor ki bu bir gömlektir, bunu çıkardık. Şu anda yaptıklarına nasıl inanacağız? 20 sene sonra da muhafazakar demokrat gömleğimizi çıkarttık diyebilirler... Marksist literatürde buna oportünizm deniyor... Evet yani. Bu tür şeylerin olacağına dair sinyaller alıyorduk ama son noktaya kadar babam dahil, hiç ihtimal vermedik. Babam, AKP adı ve amblemi yayınlanana kadar, evdeki konuşmalarımızda bunlar bizim kardeşlerimiz, yapmazlar dedi. Ayrılanlar hakkındaki dedikodulara karşı tavrınız ne oldu? Hiç kimse çıkıp, Elif Hanım, Emine Erdoğan’la, kızının kıyafetiyle, oğlunun işleriyle ilgili şunu söylemişsin, diyemez. Siyasilerin özel hayatlarıyla ilgili çok asılsız haber yayınlandığına kendimiz de şahit olduk. Bunun için gözümüzle görmediğimiz şeyler üzerinde konuşmayız. Ama gördüğümüz yanlışların da bir dönem birlikteydik diye üstünü kapatmamız mümkün değil. 'Çakıl taşları değil, koskoca kayalar gitti'İsyan ettiğiniz eski dava arkadaşlarınız var mı? Şaşkınlıklar, hayal kırıklıkları yaşadım. Çakıl taşları değil, koskoca kayalar gitti. Kalabalığın, gücün yanında olmak insan psikolojisi, fıtratı. Kimseye kefil olmamak lazım. SP’nin yerel seçimden iyi bir performansla çıkacağına inanıyor musunuz? Kesinlikle. Gittiğimiz şehirlerde halktan aldığımız tepkiler de bu yönde. Özellikle AKP’den çok büyük teveccühler, dönüşler var. Bu seçimde halkın onurlu bir duruş sergileyeceğine, dağıtılan bir kilo un veya kömür için değil de milli menfaatlerimiz yönünde oy vereceğine inanıyorum. İslami kesimin önde gelen kimi erkekleri, ikinci bir kadını imam nikahıyla meşrulaştırıyor. SP’de de erkek yöneticiler için yazılı olmayan kurallar var mı? Babama da işbaşına gelince dört hanım kanunu çıkartılacak, gibi asılsız ithamlarda bulunuldu. İslam’da bu var ama şartları var, kendi heveslerinize uygun hale getiremezsiniz. İslami kesimde, böyle bir ruhsat var diye dini nikah adı altında bu durumu meşrulaştırmaya çalışanlar oluyor. Ama Milli Görüş’ün önde gelen isimlerinde böyle bir şey hiç olmamıştır. Parti bu konuda hassas. ‘Ben kuralları severim’ Hep kontrollü, hanım hanımcık mıydınız? Hep böyleydim. Kurallara uymayı severim. Kural olduğu için zorla uymuyorum, öyle olması gerektiğini düşünüyorum. Annem anlatır, 1976 Kasım’ında 2 yaşındayken ben, babam başbakan yardımcısıymış. İtalyan büyükelçiliğinin verdiği resmi yemeğe katılmışlar. Annem çocuklarına çok düşkündür. Beni elçilikteki bakıcıya bırakmamış, yanında götürmüş, herkes şaşkınlık içinde kalmış. Ama ben yemek boyunca hiç kıpırdamadan oturmuşum. Böyle bir çocukluk geçirdim işte. ‘Eşimle flört, aşk gibi şeyler yaşamadık' Eşimle flört, aşk gibi şeyler yaşamadık. Bir aile büyüğümüz vesilesiyle tanıştık. Beni iki kez istemişlerdi ama henüz bir cevap verilmemişti. Tesadüfen aynı uçakla umreye gidiyormuşuz. Pilotlar babamın olduğunu öğrenmişler, kokpite davet ettiler. İki katlı bir uçaktı, annemle babam yukarı çıktılar. Orada annemle eşimin annesi karşılaşıyor. İnince hangi otelde kalıyorsunuz, buluşalım gibi bir sohbet gelişiyor. Bunun neticesinde eşimle umrede nişanlandık. Bu karşılaşmanın iyi bir işaret olduğuna inandık.