AKP'de bir istifa daha: "Baş kaldırıyorum, ahlaksızlıklara göz yumamam"

AKP'de bir istifa daha: "Baş kaldırıyorum, ahlaksızlıklara göz yumamam"

Eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu'nun istifasının ardından AKP'li isimlerden istifa haberleri gelmeye devam ediyor. 24. Dönem Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, yayımladığı bir açıklama ile istifa ettiğini duyurdu. "Davutoğlu bizim gibilerin sesi olmuştur" diyen İçten, "Dün bize dua edenlerin beddualarını alamam. Memur olmak isteyen ama Allah’tan başka kimsesi olmayanların annelerin bize geldiğinde maruz kaldıkları göz yaşlarına zulümlere haksızlıklara sessiz kalamam" ifadelerini kullandı. 

Davutoğlu'nun 31 Mart seçimlerinden sonra yayımladığı manifestosunun altına imza attığını söyleyen İçten, "Biz bu ülkede yaşayan milyonlarca insan gibi; ülkemizi devletimizi, milletimizi seviyoruz. Hak adalet doğru neyse onun yanındayız. Haksızlık yapan kim olursa olsun karşısında olacağız. Hakkı savunmanın, zulme baş kaldırmanın, mazlumun sesi olmanın, meşakkatli olduğunu biliyoruz ve biz varız diyoruz" dedi.

İçten'in basın açıklaması şöyle:

FETÖ terör örgütü ile mücadele adı altında, hiçbir hukuki dayanağı olmadan on binlerce devlet memuru KHK ile ihraç edilmiş yetmemiş lisansları ve meslekleri ile ilgili ruhsatlar iptal edilerek aç kalmaya mahkûm edilmiştir. FETÖ borsası kurulmuş ve birçok iş adamı mağdur edilmiştir. Birçok iş adamının da ülkeyi terk etmesi sağlanmıştır. FETÖ terör örgütü ile geçmişte ve yakın zamanlarda iletişim halinde olmuş siyasilere, siyasilerin eşlerine, çocuklarına, akrabalarına, partililere dokunulmamış, iktidar siyasetçilerine ayrı, muhalif siyasilere ayrı hukuk uygulanmıştır. İktidar kendi içinde olan siyasilerin eşlerine, ablalarına, çocuklarına, kardeşlerine ve babalarına hangi ilişki yumağı içinde olursa olsun dokunmamıştır. FETÖ’nün şirketlerine, devlet kitlerine, devletin hissedar olduğu büyük şirketlerin yönetimlerine, akraba eş dost eski siyasiler yerleştirilmiş, onlarca şirkete bir kayyum ve yönetim kurulu üyelikleri atanmış her bir yöneticiye özel sektörde dahi alamayacağı uçuk maaş ve sosyal haklar tanınmıştır.

İşte buna itiraz ediyorum.

Aile değerleri yerle bir edilmiş, uluslararası anlaşmalar bahane edilerek sözde kadınlara pozitif ayrımcılık adı altında kadın başta olmak üzere çocuklara haksızlıklar yapılarak hem psikolojik hem de fiziksel şiddetin ve tacizin artması sağlanmış değerlerimize ve insanlığa uygun bir nesil yetiştirmesi zorlaştırılmıştır. Ana okulundan başlayan ve üniversiteye kadar devam eden süreçte eğitim ve öğretim müfredatı çökmüş ve kendisi ve tarihini bilmeyen bir nesil yetiştirilmiş. Okuyan ama cahil kalan bir müfredat ile hala yönetilmeye mahkûm bırakılmış durumdayız. Televizyon programları basın yayın alanlarında ahlaksızlığı ve şiddeti aşılayan bir yapı oluşmuştur. 18 yıldır iktidarda olmasına rağmen FETÖ sonrası tüm kaynaklar yakın STK’lara aktarılmasına rağmen DEĞERLERE TABİ bir nesil yetiştirilememiştir.

Çevre ve şehircilik alanların yapılanlar ve imar düzenlemeleri ile gelecek nesillere miras olarak bırakabileceğimiz mimari düzenlemeler ve yeşil alan yapılmamış. Büyükşehirler plansız, alt yapısız ruhsuz sanatsız bir şekilde düzenlenmiş, denizler doldurulmuş üzerine milyon dolarlık konutlar yapılmış, boğazdaki tarihi eser olmayan yalılara yıkılmamış sahiller belli bir zümreye teslim edilerek ve yaşanamaz hale getirilmiştir. Ülkede tarım dışa bağımlı hale getirilmiş kaynaklar yok edilmiş mevcut tarım arazileri imara açılarak betonlaşma sağlanmıştır.

İktidar kendi partisine mensup olmayan herkesi HAİN ilan etmiş kendisi gibi düşünmeyen herkesi ötekileştirmiştir. Ak parti kuruluşunda itiraz ettiği her şeyi kendisi fazlası ile yapar duruma gelmiştir. Ak parti içerisinde Ömer olanlara tahammül edemeyenler, eleştirilere açık olmayanlar, eksiklikler söylediğimizde bizleri ötekileştirenler, 2019 yıllarındaki AKP’liler partiyi ele geçirerek 2001 kurucu Ak partilileri ihraç etmek istemektedirler. Dün kurdukları siyasi partilerde bize olmadık hakaretlerde bulunanlar, yani yolda bulduklarımız, ak partiye gelmiş ve asıl kurucu iradeyi tasfiye etmişlerdir. Sayın Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu bizim gibilerin sesi olmuş bedeli parti disiplini olmuştur. 30 yıldır birlikte yürüdükleri herkesi hain ilan ettiler. Düne kadar iskanı olmayan 100 bin dolarlık gecekondularda yaşayarak itmek zorunda kaldıkları arabalar ile milletin sesi olanlar, bugünlerde 50 milyon dolarlık boğaz manzaralı yalılarda kalarak havanın durumuna göre bindikleri milyon dolarlık arabalar ve yatlar ile ağızlarında düşürmedikleri Küba menşeili prolar ile milletin ve ümmetin sesi olmaya çalışıyorlar.

İşte buna itiraz ediyorum.

İslam’ı ve mezhepleri ümmeti kendi tekellerine alarak yeni İslami söylemler ile diyanetin yerine siyasi kimlikler ile fetvalar dağıtıldığı, yeni bir din anlayışı ortaya koyulduğu, kendilerini hak, kendi dışında kalanları kafir münafık görüldüğü, Allah’ı kitabı ağzından düşürmeyenlerin siyaset ve politika yaparak farklı yüzler ile camileri mesken tuttukları, din adamlarının, öğretim görevlilerinin siyasetçiler karşısında el pençe oldukları, siyaset meydanlarda konuşulanların üniversite ve camilerde konuşulduğu, bir ülke haline geldik.

Kavganın ötekileştirmenin savaşın barış….Yazmanın düşünmenin fikir söylemenin özgürlüğün kölelik…Susmanın bilgisizliğin cahilliğin ise güç olduğu bir ülkede yaşar olduk.

Baş kaldırıyorum

Tüm bu itiraz ettiklerimin ve yaşananların kurucusu olduğum siyasi partinin yönettiği bir ülkede böyle bir iktidarın mensubu olamam. Dün bize dua edenlerin beddualarını alamam. Memur olmak isteyen ama Allah’tan başka kimsesi olmayanların annelerin bize geldiğinde maruz kaldıkları göz yaşlarına zulümlere haksızlıklara sessiz kalamam. Yapamadıklarımla kimseyi üzemem. Ahlaksızlıklara göz yumamam. Maske ile dolaşamam. Yetim hakkı yiyemem. Devlet malına elimi süremem. Devletin imkanları ile milletimi sömürülmesine göz yumamam. Yatlarda, yalılarda, katlarda oturup yediği önünde yemediği arkasında olan aile fertlerinin her birinin altında lüks arabalar olan her biri devletin en üst kademesinde akrabaları ile yer alan bir siyasetçi olamam. KHK ile memuriyetten atılarak meslekleri elinden alınanların, akşam eve ekmek götüremeyen ve bu yüzden intihar eden ailelerin, Ak Partililerin yüzlerine bakarak yaptıkları ahı alamam.

Hukuk, siyaset ile gelen ve makamda oturan bir tek kişinin ağızından çıkan cümle ile oluşamaz. Şiddet içermedikçe eylemleri bir başkasının özgürlüğüne zarar vermedikçe hangi konu hakkında olursa olsun konuşmak, Yazmak, çizmek asla suç olamamalı. Türkiye Cumhuriyeti devleti şahısların hükümetlerin muhalefetlerin çok üstünde bir değerdir, her şey gelir geçer devlet kalır.

Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun 2019 Mart seçimlerinden sonra yayınladığı manifestonun altına imza atıyor ve her bir kelimesine katılıyorum. Yine sayın başbakanın istifa etmesine ilişkin, yapmış olduğu basın toplantısında tüm düşüncelerine katılıyorum.İnsan hak ve özgürlüklerin; Adalet ve hukukun ayaklar altına alındığı, doğanın ve çevrenin korunmadığı, bazı insanların daha fazla eşit olunduğuna inanıldığı, metindeki tüm itirazlarım ile kurucusu olduğum ve Adaletten kalkınmadan uzaklaşmış 18 yıldır acı bedeller ile defalarca ölüme göz kırptığım emek ve zaman verdiğim AKP’den AK bir şekilde İSTİFA EDİYORUM.

Ve söz veriyorum

Biz korkulardan arınmış milletin sesi olmaya ne pahasına olursa olsun YENİ BİR HAL ile devam edeceğimize, tüm baskılara göğüs gererek herkesin özgürce yaşayacağı bir ülke için başa dönüp tekrar kaldığımız yerden mücadele edeceğimize, dünyanın her yerinden kalbi; vatan, millet, devlet, bayrak için atan, farklı renkler inançlar yaşamlar ile birlikte İNSANLIK ONURU MÜCADELESİ veren samimi güzel insanlarımız ile hareket edeceğimize, kula kulluk edenlerle yol yürümeyeceğimize, davayı kişiye bağlı olarak değil HAKKA ADALETE bağlı olanlar ile yürüteceğimize, Allah karşısında bir HİÇ, kul karşısında gerektiğinde ise bir ELİF olacağımıza, bir birey olarak bir kişi ile var olmayacağımıza, kimsenin şahsı ile meşgul olmayacağımıza, kimse ile kavga içerisinde olmayıp kapımıza geleni kovmayacağımıza, Mutlak itaati Allah’a yapacağımıza, onun bunun sayesinde makamlarda oturmayıp rızkın Allah’tan olduğuna inanıp kimsenin rızkı ile de oynamayıp rızk ile de kimseyi terbiye etmeyeceğimize, her farklı fikri önemseyip, bizim gibi düşünmeyenleri öteki yapmayacağımıza, halkın vücut bulmuş şekli olup, yalılarda, boğaz manzaralı evlerde, yatlarda, saraylarda yaşamayacağımıza, ülkem ve insanlarım daha iyi refah içerisinde yaşatacağıma, halkın ve hakkın yanında yer alacağımıza SÖZ VERİYORUM.Biz bu ülkede yaşayan milyonlarca insan gibi; ülkemizi devletimizi, milletimizi seviyoruz. Hak adalet doğru neyse onun yanındayız. Haksızlık yapan kim olursa olsun karşısında olacağız. Hakkı savunmanın, zulme baş kaldırmanın, mazlumun sesi olmanın, meşakkatli olduğunu biliyoruz ve biz varız diyoruz.Bu anlamda bu gönül sayfasında yer almak isteyen herkesi YENİ BİR HAL ile çıkacağımız yola DAVET ediyor saygılarımı sunuyorum.