AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, bugün sabah saatlerinde Meclis Genel Kurulu'ndan geçerek yasalaşan sosyal medya düzenlemesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Düzenlemenin sosyal medyayı kapatma ya da yasak getirme amacı içermediğini söyleyen Ünal, "Sosyal ağlarda kullanıcı olan vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerinin korunması ve burada var olan dezenformasyonun önüne geçilmesini amaçlayan bir düzenleme" dedi.
TIKLAYIN - Sosyal medya yasası TBMM’de kabul edildi
Ünal, TRT Haber Özel Röportajı'nda sosyal medya düzenlemesinin ayrıntılarını anlattı. Ünal'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Salgın döneminde insanların evlerine kapanması ile birlikte dijital dönüşüm daha da hızlandı. Sosyal ağların kullanılması ile birlikte ciddi mağduriyetler kişiliği kimliği olmayan saflar üzerinden kullanıcıların mağduriyetleri ortaya çıktı. Almanya'daki düzenlemeyi esas alarak çalışmaları yürüttük. Sosyal ağ sağlayıcılarına yetkili bulundurma zorunluluğu geldi. 1 milyondan fazla erişimi olan ağlar Türkiye'de temsilcilik açacak.
Avrupa Birliği sosyal ağları bilgi sağlayıcılar olarak tanımlıyor. AB İnsan Hakları Mahkemesi de bu yönde alınan kararları onaylıyor. Yasal yükümlülük taşıyan temsilcilik atamazsa Almanya, idari para cezası getiriyor 500 bin avro. Biz ise Türkiye'de bunu kademeli hale getirdik. Yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren tebligatta bulunulacak. Yasal temsilci atanmaz ise 10 milyon lira, tebliğden 30 gün sonra atama olmazsa 30 milyon lira bunlara rağmen yine temsilci atanmaz ise reklam verme yasağı getiriliyor. Buna rağmen hâlâ eğer karşı taraf hukuki ve mali bir muhataplık oluşturmama konusunda direniyorsa bu defa reklam verme yasağından 3 ay sonra yüzde 50 band daraltma cezası veriliyor ve bir ay sonra hala muhataplık oluşturulmuyor ise yüzde 50-90 daraltma uygulanacak.
Bu düzenleme bizim sosyal ağları özgür bir şekilde kullanmamızı sağlayacak ve oraların dezerformasyonlardan suçlara kadar, özel hayatın gizliliğinin korunmasından kişisel bilgilerimizin güvence altına alınmasına kadar bir düzenleme yaptık.
Diyelim ki bir içerik ile ilgili başvuruda bulunuldu. Suç teşkil eden bir içerik çıkarma talep edildiğinde 4 saat getirdik, Almanya'da bu 24 saat. Başvuruya 4 saat içinde başvurulması gerekiyor.
Sosyal ağlarda temel sorun muhataplık sorunu. Bir ihlalle karşılaştığınız zaman karşınızda bir muhatap bulamıyorsunuz. Dünyada 3,8 milyar aktif sosyal medya kullanıcısı var. Bu sosyal medya platformunun bu egemenleri adeta devletlerle egemenlik mücadelesine girişiyor. Twitter ve Facebook Almanya'nın egemenlik haklarını tanıdı. Biz de diyoruz ki bizim egemenlik haklarımızı da tanıyın.
Dijital dünyanın egemenlik haklarını savunan bir muhalefet anlayışı ile karşı karşıyayız. Suriye'de Esed'i desteklemekten, Mısır'da Sisi'yi desteklemekten çıkması gerekiyor bu ülkede muhalefet yapan ve siyaset yaptığını zannedenler. Mavi vatanı da biz bu ülkenin haklarını korumak için mücadele ediyoruz siber sahada da bu ülkenin siber haklarını korumak için mücadele ediyoruz. Türkiye siber güvenliğini korumak zorundadır.
Görüşmeler yapılacak ve bu tebligatlar yapılacak. Daha sonra önce ilk tebligattan 30 gün sonra bakılacak, ikinci ve üçüncü tebligattan sonra bakılacak.
Dijital dünyanın ham maddesi veri. Yani bizim online işlemlerimizden türeyen tüm veriler. Facebook adeta hafızamız haline gelmiş. Bugün artık Facebook üzerinden algoritmik düzenlerle sizin 300 like'nız üzerinden sizinle ilgili raporlar çıkarıyorlar. Veri madenciliği dediğimiz bir şey var ki bizim verilerimizin ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor. O yüzden diyoruz ki bizim verilerimiz de burada dursun.
ABD Dışişleri Bakanı TikTok'u kapatabiliriz dedi. TikTok bir Çin yazılımı. ABD vatandaşlarının TikTok kullanıcılarının verileri nerede tutuluyor? Çin'de tutuluyor. Bunu milli güvenlik sorunu olarak gördüklerini belirttiler. Biz de verilerimizin Türkiye'de tutulmasını milli güvenlik sorunu olarak gördüğümüz için istiyoruz.
Bu mesele bir milli mesele 55 milyon vatandaşlarımızın verilerinin korunması meselesi o yüzden biz veri yerelleştirmeden unutulma hakkına, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasından Türkiye'nin siber haklarının güvence altına alınmasını istiyoruz.
Ayasofya sadece bizim için değil tüm İslam dünyası için önemlidir. Buradan Cumhuriyet'in kazanımlarına dönük tartışmalar yanlıştır. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın okuduğu hutbeyi Atatürk ile ilişkilendirmek son derece yanlıştır. Türkiye, demokratik, laik ve hukuk devletidir. Tartışma gereksizdir. Türkiye'nin gündeminde şu anda bunlar yok. Türkiye egemenlik hakkının bir gereği olarak büyük bir simgesel değeri olan Ayasofya Camii'ni ibadete açmıştır.
Ermenistan kendi iç sorunlarını bir dış saldırganlıkla yönetme biçimini tercih etti. İkincisi olarak da Türkiye bölgesinde çok yüksek bir dayanıklılık testinden geçiyor. Dünyanın en kıymetli coğrafyasında yaşıyoruz. Buranın korunması ve düzeni çok önemli. Ermenistan'ın bir hamlesini de Libya'dan ayrı düşünmemek gerekir.