AKP, yeni bir kurum oluşturarak sosyal medyada yaptırım ve denetim uygulamalarını genişletecek. Hedef; yalan haber ve provokasyonu önlemek. Muhalefet ise "Yeni bir cadı avı başlayacak" endişesinde.
Muhalefetten "Haberleşme özgürlüğüne büyük engel gelecek, sosyal medyaya sansür uygulanacak" endişelerinin yükseldiği bir dönemde AKP, yeni sosyal medya düzenlemesi için çalışmalarını hızlandırdı.
AKP'nin "Yalan haber, dezenformasyon, provokasyon ve linçle" mücadele gerekçesiyle üzerinde çalıştığı yeni sosyal medya düzenlemesi için Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlıklarının yanı sıra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, RTÜK ve milletvekillerinin katılımıyla yapılan toplantılar devam ediyor.
Parti yönetimi; muhalefetin yanı sıra kamuoyundan gelen "İnternete erişim engeli mi geliyor, sosyal medya paylaşımları yüzünden hapis cezaları mı artırılıyor?" endişelerinin karşılığı olmadığında ısrar ediyor ve "Herkes ve her kurum paylaştıklarından sorumlu olacak. Hiç kimse kişileri ve kurumları hedef alamayacak" görüşüyle yeni sosyal medya düzenlemesine ilişkin toplantıları ay sonuna kadar sürdürecek.
DW Türkçe'nin AKP kurmaylarından edindiği bilgilere göre bugüne kadarki toplantılarda sosyal medya için yasal düzenleme oluşturulurken en çok konuşulan, müzakere edilen konu Twitter, Facebook, YouTube gibi sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımların dezenformasyon olup olmadığına kimin, nasıl karar vereceği oldu.
Toplantılarda, sosyal medya platformlarında yapılan farklı paylaşımları, internet haber sitelerinde yayınlanan doğruluğu şüpheli içerikleri açık kaynaklara dayandırarak analiz eden Türkiye merkezli Türkçe bir doğrulama platformu olan "Teyit.org" benzeri yapılanmaların incelendiği görüşünün de üzerinde duruldu.
Bu toplantılarda öne çıkan görüş de "Dezenformasyonun ne olduğuna, üzerine kimin gidip de yaptırım uygulayacağına bir kurum, bir kuruluş karar verebilir. Bu kurum kamu vicdanını temsil etmelidir. Kamu vicdanında hiçbir sıkıntıya yol açmaması için bu kurumda sivil temsilciler de yer alabilir" şeklinde oldu.
Ancak bu konuda alınmış net bir karar yok. AKP kurmayları, "Ay sonuna taslak bir metin çıkarmak istiyoruz. Hazırlanan metni de 1 Ekim'de çalışmaya başlayacak TBMM'nin gündemine sunma planı içindeyiz" diyor.
TBMM'den daha önce de bir sosyal medya düzenlemesinin geçirildiğini hatırlatan AKP'li yetkililer, "Bu kez cezai yaptırımlar üzerinde de duruyoruz. Hukukla çelişmek de istemiyoruz" diyor.
Peki; dezenformasyon içerikli bir paylaşım nasıl cezalandırılacak, paylaşım yapan kişiler ile düzenli yayın yapan internet sitelerine ayrı yaptırımlar mı öngörülüyor?
AKP kurmayları bu konuda net kararlar alınmadığına dikkat çekiyor. Dezenformasyonun bireyler ya da gruplar tarafından yapıldığının tespit edilmesi durumunda farklı yaptırımların gündeme gelmesinin normal olduğunu belirten bir AKP kurmayı DW Türkçe ile "Önceliğimiz dezenformasyonun ne olduğuna ve nereden geldiğine, kaynağının ne olduğuna kimin karar vereceğinde netleşmek. Karar verecek kişi, kurum belirlenirse onun çalışma yöntemi üzerinde de ayrıntılı duracağız. İçerik kaldırma cezalarını hapis cezalarından daha çok öne çıkarmak istiyoruz. Yaptırımın sahte hesaplara ve yanlış bilgiyi yayan kişilere uygulanmasını istiyoruz" bilgisini paylaştı.
Almanya başta olmak üzere Rusya'dan Avustralya'ya kadar pek çok ülkedeki sosyal medya denetim mekanizmalarını inceleyen AKP'de Türkiye'ye en uygun modelin Almanya modeli olduğu görüşü ağır basıyor. Almanya'da nefret suçuna konu olan paylaşımların sosyal medya platformlarından kaldırıldığını hatırlatan AKP'li yetkililer "Sosyal medyaya düzenleme dünyanın her yerinde var" tezinde ısrar ediyor.
Sosyal medya düzenlemesiyle ilgili yapılan toplantılarda "Gazete ve televizyonların bir künyeleri var. Ama sosyal medyada, kimi internet siteleri kaynak gösterilerek alıntılar paylaşılıyor. Ve internet sitelerinin ne oldukları bilinmiyor. Yanlış ve sahte adresler ortaya çıkıyor. Bunların tek tek tespit edilmesi gerekiyor. Bu yönde de bir çalışma yapılmalı" beklentisi de ağırlık kazandı.
AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, DW Türkçe'ye tüm bu çalışmaların amacını "Toplumun her kesiminden şikayetler var. Sahte hesaplarla, sahte kimliklerle kişiler, kurumlar hedef alınıyor. İnsanların, toplumun huzurunu bozacak bir dil kullanılıyor. Adresi belli olmayan çevreler var. Sürekli Türkiye'deki iç siyasete ilişkin kışkırtıcı içerik paylaşan çevreler var. Oysa ki bunun kimseye faydası yok. Demokrasiyi, özgürlüğü ve hukuku gözeterek bir düzenleme yapmak istiyoruz" diye konuşuyor.
"Hukuku temel alıyoruz ve Avrupa normlarına bakıyoruz" diyen Bostancı, sosyal medya düzenlemesiyle hükümetin "haberleşme özgürlüğünü engelleyeceği, sansür uygulamasını genişleteceği, anayasaya aykırı hukuki bir durum oluşturulacağı" iddialarına şöyle karşılık veriyor:
"Haberleşme özgürlüğüne mani olmak gündemimizde asla olmaz, olamaz. Haberleşme özgürlüğüne engel olmak her şeyden önce yanlış haberleşmenin önünü açmak olur. Biz, ortak bir akıl arıyoruz. İlgili tüm kesimlerle çalışıp, bir düzenleme ortaya koyup, dezenformasyonun önünü kesmek istiyoruz. Sağa sola boş yere yaptırım dağıtmak, sansür uygulamak gibi bir derdimiz yok."
Siyasi muhalefet ise AKP'nin sosyal medya düzenlemesi ile Türkiye'de internete, sosyal medyaya "büyük gözaltı" geleceği, "sansürün yaygınlaşacağı", vatandaşın internete erişiminin engelleneceğinden endişeli.
Ana muhalefet partisi CHP'nin Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel; sosyal medya için AKP'nin düzenleme yaparken şeffaf olmadığından yakınıyor.
Adıgüzel, düzenlemeyle ilgili endişelerini DW Türkçe ile paylaşırken "Bize uç örnekleri gösteriyorlar hep. 'Sizin çocuğunuz, eşiniz yalan haberlerin kurbanı olabilir' diyorlar. Ama haber ve ifade özgürlüğü arasında ince bir denge var. Eleştiriyi bir hak olarak görmeyen AKP'li siyasetçilerin neyin dezenformasyon olduğuna karar vermeleri nasıl mümkün olacak? Görünen o ki internette bir cadı avı başlayacak. Saray çevresi sosyal medyayı sadece kendi istediği bilgi ve belge paylaşımı için kullanacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söyledikleri de dezenformasyon. Onları da engelleyebilecekler mi?" çıkışında bulunuyor.
AKP'nin "Avrupa'daki örneklerini inceliyoruz" açıklamasıyla Türkiye'yi Batı'yla eş değer görmeye çalıştığını ancak Türkiye'nin sosyal medya yasaklarıyla Rusya, Hindistan ve Çin'in seviyesinde olduğunu öne süren Adıgüzel, "AKP, neden bizimle görüşmüyor. Dezenformasyonla mücadele altında Türkiye'de yeni bir yasak dönemini başlatacaklar. Haberleşme özgürlüğü büyük darbe alacak" diyor.
AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, CHP'den gelen bu eleştirilere de şu yanıtı veriyor:
"Önlerine bir taslak gelmeden CHP'nin bu tür tepkilerde bulunması piyasa yapmaktan başka bir şey değil. Muhalefetin de katkı vermesini isteriz. Onlarla da görüşülecek elbet. Kendileri öyle pasif ki; oturup kendi tekliflerini, önerilerini yazmıyorlar. Ya önlerine konulanı müzakere etmeye çalışıyorlar ya da her şeyi baştan reddediyorlar. Şimdi otursunlar ve de önerilerini yazsınlar."
AKP, Ekim 2020'deki sosyal medya düzenlemesi ile de sosyal medya platformlarına hukuki ve mali muhataplık müessesi oluşturması zorunluluğu getirmişti.
Hilal Köylü / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe