AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, "Paralel yapı ne zaman ki fabrika kodlarına döner, o zaman bu mücadele biter" dedi. Özhaseki, “Şu gelinen noktada Türkiye'nin aleyhine çalışan en önemli örgüte dönüştü. Yurt dışında Türkiye aleyhine çalışan en önemli lobi bunlar. Akıl alır gibi değil. Orada hala birtakım polisiye işlerle herkesi dinleriz, herkesi çekeriz, istediğimiz zaman şantaj yaparız, görüntü de çıkartırız, birini devirmek için elimizden geleni yaparız diyerek devlet içinde devlet gibi davranıp bu tür kötülüklerine devam ettikleri sürece mücadele devam eder” diye konuştu.
Sözcü’nün haberine göre, AKP’li Özhaseki 4 yıl önce ‘Ergenekon mağduruyken’ Balçiçek İlter’in ‘’Birinin sizin öldürülmeniz için para verdiğini öğrendiğinizde ne hissettiniz?” sorunua “Ergenekon davası, Balyoz davası vesaire şüpheli bakardık. Ama kendimle ilgili yapılanları gördüğümde dedim ki, Türkiye’de hakikatten şu gözüken, piyasada hepimizin bildiği legal görünümün dışında dehşet işler oluyor. Geride başka türlü kumpaslar kuruluyor. Bütün bunlara inandım. Yüzde yüz inandım. Allah’a iman eder gibi inandım…” diye cevap vermişti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin, Ergenekon Davası ile ilgili yerel mahkeme kararını esas ve usulden bozup "Ergenekon örgütü yoktur" demesinin ardından konuşan AKP’li Özhaseki, “Hak yerini buluyor, bir sürü gelişmeler oluyor. Belki biraz bazı insanlar bundan mağdur oluyor. Biraz sıkıntılar doğuyor. Adalet eninde sonunda yerini buluyor. Demek ki doğrusu böyleymiş. Yapacak başka bir şey yok. Bunun çilesini çekenlere geçmiş olsun demekten başka bir şey gelmiyor içimden” diye konuştu.
Habertürk’te yer alan habere göre, Kayseri Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu'nun Emirgan’da düzenlediği kahvaltı programına katılan AKP’li Özhaseki, ‘paralel yapı ve terörle mücadele’ konularında konuştu.
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki’nin açıklamaları şöyle:
"20-25 sene önce (cemaati) ilk tanıdığımızda yaptığı faaliyetler şöyle görülüyordu; talebe faaliyetleri, insan yetiştirme, ülkeye, vatana, millete faydalı olmak. Bu arada fukara hizmetleri de ortaya koymuşlardı. Devam eden bu yapıyı içimizden birçok insan da sevdi, açık, gizli destekler verdi. Güçlendirdik. Çalışmalara baktık 'Elinize sağlık, Allah razı olsun' dedik. Paralel yapı ne zaman ki fabrika kodlarına döner, o zaman bu mücadele biter. Hala kafalarında taşıdıkları 'Biz bu devleti ele geçiririz', ' Biz burada her şeyi yaparız', 'Dış güçlerle temasımız devam eder' düşünceleri devam ediyorsa bu mücadele hiç bitmez. Şu gelinen noktada Türkiye'nin aleyhine çalışan en önemli örgüte dönüştü. Yurt dışında Türkiye aleyhine çalışan en önemli lobi bunlar. Akıl alır gibi değil. Orada hala birtakım polisiye işlerle herkesi dinleriz, herkesi çekeriz, istediğimiz zaman şantaj yaparız, görüntü de çıkartırız, birini devirmek için elimizden geleni yaparız diyerek devlet içinde devlet gibi davranıp bu tür kötülüklerine devam ettikleri sürece mücadele devam eder."
"Saddam gibi vahşiyane, Esed gibi insafız tavırlarla terör örgütünün üzerine gidilecek olsa idi, çukur açma, özyönetim ilanının emin olun 2-3 günlük iş vardı. Ama öyle olsaydı masumlar, çocuklar, kadınlar zarar görürdü. Biz başka bir yöntem tercih ettik, hiçbir masum insanın canına zarar gelmemesi için tek tek, yavaş yavaş mücadele ettik. Şimdi mücadelenin sonuna gelindi; olaylar 2-3 gün önce Yüksekova'da bitti. Bir iki yerde devam ediyor. Bundan sonra ancak bireysel teröre başvururlar. Yine bir yerleri patlatırlar. Değişik metotlar üretmeye başladılar artık, laboratuvar adamlarla, cep telefonu kullanmadan terör eylemlerini devam ettirmeye çalışıyorlar. Ama bitiyor bu iş. Şimdiye kadar iyiliğe tutuldu, kötülüğe tutuldu, birtakım metotlar denendi ama geldiğimiz noktada artık işin sonu gözüküyor. Bunlar kadar vahşi, ilkel, ne istediğini bilmez adamların oluşturduğu yapı da kalmadı. Ama Doğu'da yapılması gerekenler var. Yaraların kesinlikle sarmak lazım. Vatandaş, özyönetim isteyenlerin arkasından gitmedi, özyönetime fırsat vermedi."